“Mahallenin Muhtarları” dizisinin şoför Ali’si Yalçın Gülhan vefatının 2. yılında anıldı

0x0-mahallenin-muhtarlari-dizisinin-alisi-yalcin-gulhan-kimdir-hayatini-kaybetti-1564296625403
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaşamı boyunca Mesela Muzaffer ve Mahallenin Muhtarları da dahil birçok film ve dizide rol alan sanatçı, ardında bıraktığı eserlerle yad ediliyor.

“Mahallenin Muhtarları” dizisinde canlandırdığı “şoför Ali” karakteriyle televizyon izleyicisinin hafızasına kazınan usta oyuncu Yalçın Gülhan’ın vefatının üzerinden 2 yıl geçti. Başarılı oyuncu, 27 Aralık 1944’te İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Ömer Çavuş, Devlet Demiryollarında revizör (vagon teknisyeni) olarak çalıştı. Kendisi gibi oyuncu olan ağabeyi Ahmet Gülhan, AA muhabirine verdiği bir röportajda, birçok kaynakta yer alan bilginin aksine ailesinin “Adanalı” olmadığını belirterek, şunları anlatmıştı:

“Babam Sakarya Savaşı’na katılmış”

“Babam Sakarya Savaşı’yla, İstiklal Harbi’ne katılmış süvari olarak. ‘Atımı bırakmam.’ diyerek kendi atıyla katılmış. 30 Ağustos’ta Yunanları kovalayan 3. Tabur’un çavuşu. Bir de gazi olmuş. 9 gün koştur koştur bütün köyleri yakarak gitmiş Yunan askerleri. Yiyecek yok, ekmek yok. Atlara kuru üzüm yedirirken onlar da kuru üzüm yiyorlarmış. Bu şekilde İzmir’e inmişler. Bütün belgesellerde gösterilir, İzmir Sarıkışla’nın tepesindeki Yunan bayrağını indirip Türk bayrağını çeken manganın emrini babam vermiş askerlerine. ‘Komutandan emir almadan sen bunu uyguladın.’ diye mahkemeye çıkartılıp ceza olarak 1,5 ay İstanbul’a sürgüne göndermişler. Kendisi Ürgüp, Kapadokyalı. Askerlikten sonra bir daha köyüne dönmemiş, İstanbul’da kalmış.”

Dağlar Aslanı ile sinemaya başladı

Yaşamı boyunca onlarca film ve dizide rol alan usta oyuncu, 1964’te yönetmenliğini Yavuz Yalınkılınç’ın yaptığı “Dağlar Aslanı” filmiyle sinemaya adım attı. Sanatçı, 1970’li yıllarda Ulvi Uraz Tiyatrosu ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda çeşitli oyunlarda rol aldı. Yalçın Gülhan, 1979’da şarkıcılık yapmaya başlayarak Coşkun Sabah ile aynı sahneyi paylaştı. İlk kez Taksim’deki Maksim Gazinosu’nda sahneye çıkmaya başlayan ve 6 yıl şarkı söyleyen sanatçı, yaptığı bir açıklamada, müziğe yöneldiği günleri şu sözlerle aktarmıştı:“Sinemanın çok krizli olduğu bir dönemdi. Coşkun Sabah ile çok güzel arkadaş, dost olduk. ‘Bir bak bakayım, bu işi yapabilir miyim, yapamaz mıyım?’ dedim. (Coşkun Sabah) Çok iyi bir insan, önemli bir müzisyendir, benim eve geldi. Orada başladık. ‘Olur.’ dedi. Olur deyince, alaturka, Türk sanat müziği içinde olmaya çalıştık. O zaman moda oydu, sinemadan gelenler öyle yapıyordu. Aldık, yürüdük.”



“Konservatuvarlı olmanın bir anlamı yok”

Daha çok yardımcı erkek oyuncu rollerini canlandıran sanatçı, 1992-2002 arasında Kandemir Konduk’un senaryosunu yazdığı “Mahallenin Muhtarları” adlı televizyon dizisinde “Şoför Ali” karakterini canlandırdı. Usta oyuncu, meslek hayatı boyunca gözlemlediklerini ve deneyimlerini anlattığı “Görünürken Neler Gördüm” adlı kitabına ilişkin verdiği bir röportajda şu değerlendirmede bulunmuştu: “Gençlere yol gösterici deneyimlerimi anlatıyorum. Bunun ötesinde mesela bir konservatuvar çelişkisi söz konusu. Konservatuvar bitirmesini o kadar çok abartan bir genç kuşak var ki, sözüm biraz onlara. ‘Merhaba.’ diyor genç oyuncu, ardından ‘Konservatuvarlıyım.’ diyor. Konservatuvarlı olmak birtakım şeyleri halletmez. Ben konservatuvarlı değilim ama daha önemlisi var bende. Ulvi Uraz konservatuvarını, ‘Devekuşu Kabare’ konservatuvarını bitirdim. Konservatuvarın hocalarını söyleyeyim; Metin Akpınar, Zeki Alasya, Ahmet Gülhan, Haldun Taner… Usta-çırak ilişkisi olmadan konservatuvarlı olmanın bir anlamı yok.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir