Cumartesi Anneleri’nin gündemi Dargeçit JİTEM davası

cumartesi anneler haber foto
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumartesi Anneleri, 867 haftada yaptığı açıklamada, Dargeçit Kayıpları dosyasını hatırlattı. Yapılan açıklamada, “Yedi Dargeçitlinin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer aldı. Ancak bugüne kadar 16 duruşması yapılan ve karar aşamasına gelen bu önemli davada beş kez mahkeme heyeti değişti. Duruşmalar boyunca davacıların ve halkın güvenini kazanacak bir yargılama ortamı sağlanmadı” denildi.

Cumartesi Anneleri’nin 29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/ Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında yaşananları hatırlatarak yaptığı çağrı şöyle:

Türkiye’de zorla kaybetme eylemleri etkin bir biçimde soruşturulmuyor, suçun arka planı gizleniyor. Fail ve sorumlu konumunda olanlar cezasızlık zırhıyla korunuyor. Bu kadim devlet siyaseti sonucunda kayıp yakınlarının adalet talepleri adliye binalarında karşılık bulmuyor.

867 haftadır her yolu, her imkanı kullanarak haykırıyoruz; gözaltında kaybetmeleri cezasız bırakmak bir devlet siyaseti olamaz. Devlet, başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere tüm insan hakları ihlallerini, insan hakları değerleri ve standartlarına uygun bir biçimde ele almak ve cezalandırmak zorundadır.

867. haftamızda bir kez daha gündeme getirdiğimiz Dargeçit Kayıpları dosyası bu sözlerimizi teyid etmektedir.

29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/ Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alındı. Dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu bu kişiler Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü.



Gözaltında tutulanlardan bazıları bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan için “Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler” cevabı verildi.

Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Seyhan’ın bulunmasından iki gün sonra da onun bulunduğu yer hakkında ailesine bilgi verdiği ve taburda yaşananları üst makamlara aktarma potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle Dargeçit Jandarma Taburunda görevli uzman çavuş Bilal Batırır da kaybedildi.

Evlatlarını aramaktan vazgeçmeyen aileler tehdit edildi, gözaltına alındı ve işkence gördü. Kayıplarına ulaşmak için yaptıkları suç duyuruları etkin bir biçimde soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı.

Ailelerin, İnsan Hakları Derneği’nin yoğun çabası sonucunda olaydan 14 yıl sonra Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü, uzman çavuş Bilal Batırır’ın taburun kazanında yakıldığı ortaya çıktı. 2012 – 2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı.

Savcılığın hazırladığı 30/10/2014 tarihli iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve 2015 yılında Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ile Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, “birden fazla kişiyi taammüden öldürme” suçlamasıyla dava açıldı.

Yedi Dargeçitlinin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer aldı.

Ancak bugüne kadar 16 duruşması yapılan ve karar aşamasına gelen bu önemli davada beş kez mahkeme heyeti değişti. Duruşmalar boyunca davacıların ve halkın güvenini kazanacak bir yargılama ortamı sağlanmadı.

867. haftamızda bir kez daha Dargeçit Jandarma Taburu’nda gözaltında kaybedilen sekiz kişiyi hatırlatıyor ve bu insanlığa karşı suçu azmettirenlerin, işleyenleri hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz.

Bunun için Dargeçit Davasında yargı mensuplarına; uluslararası meslek etiği kurallarına uyarak duruşma ve karar aşamalarında görevlerini tarafsız, önyargısız ve iltimassız olarak yerine getirme çağrısında bulunuyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin; Dargeçit Kayıpları için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 168 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir