CHP 26. Dönem İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 11 ay hapis cezası aldı.
Zeynep Altıok Akatlı, sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargılandığı davada 11 ay hapis cezası alırken, mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Ataklı, “Durumum kişiye özel değildir. Bu ülkenin sayısız vatandaşıyla aynıdır” dedi.
Evrensel’e kararı değerlendiren Zeynep Altıok Akatlı şöyle konuştu:
“Hukukun seyri açısından şaşırtıcı olmadı”
“İfade özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne insan haklarına her haliyle aykırı olan bir tutum sergilenmiş oldu. Hukuk adına açık söylemek gerekirse bunca insanımız tutuklu yargılanırken düşünceleri yüzünden, siyasi duruşları yüzünden eleştirileri, haklı muhalefet görüşleri sebebiyle tutuklu bulunurlarken, benim böyle bir davadan aldığım cezayı konuşmayı bile mahcup olarak ve zul görerek değerlendiriyorum. Hukukun seyri açısından şaşırtıcı olmadı.”
“Hakaret yok; sistem eleştirisi, siyasi tavrım, duruşum var”
“Pir Sultan Abdal’ın sözü var sistem bozuksa çarklar da sağlam değil elbette. Fakat şöyle bir çarpıcı boyutu var sanırım insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcısı ve milletvekili olarak görev yaptığım döneme ilişkin geriye dönük yapılan yıllar içerisinde bir taramanın sonucunda bir çuval dava oluşturulmuş oldu. 58 tweet içerisinde hakaret yok. İçlerinde sistem eleştirisi var, siyasi tavrım var, duruşum var. Partim adına insan hakları adına sorumlu olduğum görev alanı adına yapmış olduğum uyarılar, eleştiriler, saptamalar, izdüşümler var. Aralarında değerli önderimiz Atatürk’ün sanatla ilgili hepimizin çok iyi bildiği ‘Bir milletin sanat damarları koparılırsa kültürel bir ilerleme olmayacağına’ ilişkin değerlendirmesi, Tayyip Erdoğan’ın kendi sözleri, Sivas Katliamına ilişkin eleştirilerim, değerlendirmelerim, babamın şiirleri… Hiçbiri hakaret değil bunların. Ama geldiğimiz noktada zaten Atatürk’ün dediği gibi bir milletin eğer sanatla ilgili bir kısıtlama varsa tüm kültürel değerleri çökmüş demektir. Eğer siyasetle ilgili söz hakkı, eleştiri hakkı yoksa tüm değerler hukuk anlamında çökmüş demektir. Böyle bir süreç yaşadık, kişiye özel demeyelim”