İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘a yönelik, “Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” ifadesine sert bir dille tepki gösterdi.
“Sayın Erdoğan bu memlekette eğer bir hesap kesilecekse onu yüze Türk yargıcı kesmelidir. Makamının ciddiyetinin farkına var ama. Seçilmiş cumhurbaşkanıyım diye vaka satarak geziyorsun ama AKP Genel başkanlığı fikrinden anlayışından kurtulamadın gittin kardeşim. Bu ülkenin cumhurbaşkanı böyle abuk sabuk konuşamaz kendine gel” diyen Akşener, şunları kaydetti:
“Başka oyunlar peşindesin. Seni şimdiden uyarıyorum, eğer arzu ettiğin hesabı kesmesi için İmralı’ndakini çıkarmanın peşindeysen orada duracaksın. Sakın ha, sakın ha, sakın ha! Böyle bir ahmaklığa böyle bir hainliğe yeltenirsen karşında bizi bulursun. Bu memleketi senin seçim kazanma hırslarına yedirmeyiz.”
Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, sözlerine, “Erdoğan’ın çaresizliği gülünç bir hal almaya başladı. Milletimizi bunaltan sıkıntıları biz çözeriz dedi. Fahiş fiyat artışlarını biz çözeriz dedi, bir de utanmadan havuz medyasına manşet attırmışlar. Sabah şeritlerin hayrolsun Erdoğan, günaydın yahu 20 yıldır neredeydin sen. Şimdiye kadar çözdün de elini tutan mı oldu? 999 haftadır iktidardasın hala biz çözeriz diyorsun. Şimdi utanmadan çıkıp biz çözeriz diyorsun” diye başladı.
“Aziz milletim maalesef çözemezler bu zihniyetle bu beceriksizlik bu cahillikle memleketin hiçbir sorununu çözemezler” diyen Akşener, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Sayın Erdoğan ve hünerli ekibi sayesinde enflasyon bizi teğet geçmiş; yüzde 36!”
“Geçtiğimiz gün müstakbel muhalefet partisi genel başkanı Sayın Erdoğan çıktı ve dedi ki ABD ve Avrupa enflasyondan kırılıyor bizim böyle bir derdimiz yok. Üstelik bunu Aralık 2021 tarihi itibariyle ülkemiz en yüksek altıncı enflasyonuna sahipken söyledi. Ne yapalım biz buna? Hızını alamayıp dedi ki gelişmiş ülkeler bir anda beş ,ila 7 katına çıkan bir enflasyon gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalmıştır: Şu şuursuzluğa bakar mısınız! Vatandaşın gözünün içine baka baka gerçekleri çarpıtan bu utanmazlığa bir bakar mısınız! Gerçekten ibretlik. Biliyorsunuz bu arkadaşlar memleketimizin meselesini pek umursamazlar da ilginçtir Japonya’daki ekonomik durum hakkında nedenini anlayamadığımız bir derin hassasiyete sahipler. O nedenle size Japonya’dan bir örnek vermek istiyorum. Japonya’da yıllık enflasyon yüzde 0,6’ya çıktı. İşte size Sayın Erdoğan’ın bahsettiği Batı ülkelerindeki 6 katlık enflasyon artışına bir örnek! Enflasyon canavarı Japonya’yı adeta esir almış sayın Erdoğan’a göre enflasyon şoku yaşayan diğer ülkelerde durum daha vahim. Mesela enflasyon Suudi Arabistan’da yüzde 1.2’ye, Çin’de 1.5’e çıkmış. Fransa’da yüzde 2.8’e, Güney Kore’de yüzde 3.7’ye, Euro bölgesinde yüzde 5’e dayanmış. Bizde durum nasıl? Sayın Erdoğan ve hünerli ekibi sayesinde enflasyon bizi teğet geçmiş; yüzde 36! Bu arkadaşların enflasyon gibi bir derdi yokmuş. Şu ciddiyetsizliğe bir bakar mısınız. Koskoca TC devletini yöneten şu lakayık tavra bakar mısınız, yazıklar olsun! Doğrudur dünyada oransal olarak bakıldığında görece yüksek enflasyon artışları var ama bu Türkiye’deki dünyanın kat ve kat üzerinde seyreden enflasyonu meşrulaştırabilir mi? Elbette hayır. Bu zihniyetle milletimizin enflasyon kaynaklı sorunlarına çözüm bulunabilir mi? Hayır. Erdoğan’ı acilen ciddiyete davet ediyorum, devleti yönetenler rakamlarını eğip bükerek vatandaşını kandıramaz. Ya abuk sabuk açıklamaları bırakıp milletin derdine odaklanın y da sandığı getirin, biz gelelim milletimizi bu iş bilmezlikten çekip çıkaralım .Ayıptır günahtır böyle devlet yönetilmez.”
Akşener’in grup toplantısındaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“AK Parti iktidarı adeta kapitülasyonlara benzer tavizler vererek ömrünü uzatmaya çalışıyor”
“Ez cümle sayın Erdoğan PP faizini beş puan indirdin ama piyasadaki tüm faizler 10 ila 25 puan arasında arttı. Neden mi? Çünkü Erdoğan’ın güven veren ekonomi yönetiminin bir sonucu olarak hiç kimse enflasyonun kalıcı olarak düşürüleceğine inanmıyor. Politika faizinin inmesiyle birlikte bugün bankalar Merkez Bankası’ndan yüzde 14 ile aldıkları paraları Hazine’ye yüzde 26 ile borç veriliyor. Milletin Hazinesine yapılan şu ihanete bakar mısınız! İğdenden ipliğe her şeyden vergi alan bu arkadaş, nedense faiz gelirlerinden vergi almıyor. Kur korumalı sistem gelene kadar Türk Lirası mevduat faizi gelirlerinden vergi almazken şimdi buna hazine tahvili faiz gelirlerini de ilave etti. Yani siz bugün Hazine’ye milyarlarca lira borç verin bundan da milyarlarca lira gelir elde edin. Sizin için vergi oranı sıfır. Bir kanun teklifiyle de Şirketlere önemli bir vergi istisnası getiriliyor. Döviz mevduatını TL’ye getiren kurumlar vergisi mükelleflerinden kambiyo yani kur kazançlarından alınan yüzde 25 kurumlar vergisi artık alınmayacak. Yani MB’nin dolarlarını yandaşlarına ucuz ucuz sattılar şimdi de dolar biriktirmek için 84 milyon insanımızdan topladıkları vergileri çar çur ediyorlar. Devleti 70 sente muhatap eden AK Parti iktidarı şimdi de adeta kapitülasyonlara benzer tavizler vererek bunun yanında da ülkemizi adeta kara para aklama yeri haline getirerek ömrünü uzatmaya çalışıyor.
Erdoğan’a İmralı tepkisi: Bu ülkenin cumhurbaşkanı böyle abuk sabuk konuşamaz, kendine gel!
“Bu yolda öyle tehlikeli adımlar atmaya başladılar ki gelişmeleri endişe ile takip ediyorum. Bu ülkenin cumhurbaşkanı yargı süreci devam eden Selahattin Demitaş’ı gitti terörist başlı Abdullah Öcalan’a şikâyet etti. Rezalete bakar mısınız, Türk yargısının düşürüldüğü şu duruma bakar mısınız. Yazıklar olsun. Sayın Erdoğan bu memlekette eğer bir hesap kesilecekse onu yüze Türk yargıcı kesmelidir. Makamının ciddiyetinin farkına var ama. Seçilmiş cumhurbaşkanıyım diye vaka satarak geziyorsun ama AKP Genel başkanlığı fikrinden anlayışından kurtulamadın gittin kardeşim. Bu ülkenin cumhurbaşkanı böyle abuk sabuk konuşamaz kendine gel. Belli ki, 2019 seçimlerinden ders almamışsın. Anketlerde çakılınca, yine gidip, Cumhur İttifakı’nın pek de gizli olmayan, gayri resmi ortağının peşine takılıyorsun. Geçen sefer, mektupla işi kurtarmaya çalışmıştın, görüyorum ki bu sefer başka oyunlar peşindesin. Seni şimdiden uyarıyorum, eğer arzu ettiğin hesabı kesmesi için İmralı’ndakini çıkarmanın peşindeysen orada duracaksın. Sakın ha, sakın ha, sakın ha! Böyle bir ahmaklığa böyle bir hainliğe yeltenirsen karşında bizi bulursun. Bu memleketi senin seçim kazanma hırslarına yedirmeyiz.
AK Parti’ye öğrenci yurdu tepkisi
“Biz İYİ Parti olarak, oy kaygısı güderek değil, gençlerimizin problemlerini nasıl hafifletebiliriz diye düşünüp, bizzat gençlerle beraber, çözümler üretiyoruz. Hatırlarsınız; geçen ay, 18-26 yaş arasındaki her gence, aylık 1000 lira gelir desteği sağlayacağımız, İYİ Yaşam Gelir Modelimizi açıklamıştık. Geçen hafta da KYK Borçlarının, sosyal sorumluluk projelerinde çalışarak ödenebilmesinin önünü açan, bir çözüm önerimizi anlatmıştık. Bu hafta da üniversiteli gençlerimizin, yurt problemine dair, çözümlerimizi açıklayacağız. Anayasamızın ikinci maddesine göre; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal bir hukuk devletidir. Bu ilke, devlete, vatandaşlarının refah ve mutluluğunu gözetmesi için çeşitli sorumluluklar yükler. Ancak Ak Parti iktidarıyla birlikte neredeyse her alanda olduğu gibi maalesef bu ilkede de erozyon ve çürüme başladı. Üniversiteli öğrencilerimizin yaşadığı, barınma problemi, bunun en güncel örneklerinden biri. Ancak Ak Parti iktidarıyla birlikte, neredeyse her alanda olduğu gibi, maalesef bu ilkede de, erozyon ve çürüme başladı. Üniversiteli öğrencilerimizin yaşadığı, barınma problemi, bunun en güncel örneklerinden biri. Eylül 2021 Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı 773 yurt, yaklaşık 700 bin öğrencimize, barınma imkânı sunuyor. 2016 yılından beri, yurt sayısında anlamlı bir artış görülmemiş, hatta tam tersine, yalnızca geçtiğimiz yıl, tam 20 yurt kapatılmış. Artan yurt talebini, nedense görmezden gelen iktidar, diğer sosyal hizmet alanlarında olduğu gibi, bu önemli alanda da biliyorsunuz taşeronlaşmaya gitti. Özel yurtların sayısı bile, aslında, iktidarın öğrencilerimizi nasıl da bazı dernek ve vakıfların yurtlarında kalmaya zorladığını gösteriyor.
Kalacak yer bulamayan öğrenciler, sayıları son 15 yılda, iki katına çıkan, özel yurtlarda barınmak zorunda kalıyor. 2021 verilerine göre, Türkiye’de devlet yurdu sayısının 6 katı, yani tam 4614 özel yurt bulunuyor. Bu özel yurtlar, devletin sunduğunun ancak yarısı kadar, yani 440 bin öğrenciye, barınma hizmeti sunabiliyor. 2020 yılı itibariyle, Türkiye’deki toplam yurtların, yüzde 35’i vakıf ve derneklere ait. Bu da özellikle dar gelirli öğrencilerimizin, denetlenmeyen ve birçok hizmeti hakkıyla vermekten çok uzak olan bu yurtlara, adeta muhtaç bırakıldığını gösteriyor.
Gelin, somut örnekler üzerinden gidelim. Türkiye’de en çok öğrenci, İstanbul’da yaşıyor. Ancak burada yaşayan öğrencilere yetecek kadar, devlet yurdu yok. İstanbul’da yaklaşık 1,2 milyon öğrenci bulunuyor. Devletin bu 1,2 milyon öğrenciye reva gördüğü devlet yurdu sayısı ise yalnızca 21. Yanlış duymadınız; 1.2 milyon öğrencinin yaşadığı, koskoca İstanbul’da, 21 devlet yurdu, ancak, 24 bin öğrenciye hizmet veriyor. Yani İstanbul’da yaşayan öğrencilerimizin, yalnızca yüzde 2’si, devlet yurdunda kalabiliyor. İktidarın, gençlerimizi, bile bile mahrum bıraktığı, barınma hizmetini de derneklere ve vakıflara ait olan, özel yurtlar dolduruyor.
“Sayıştay raporlarına göre; devlet yurdu olarak kiralanan, çoğu bina, deprem yönetmeliğine uygun değil”
Ayrıca; devlet yurtlarının sayısının yetersizliğinin yanında, mevcut yurtlarda da sorunlar var. Sayıştay raporlarına göre; Devlet yurdu olarak kiralanan, çoğu bina, deprem yönetmeliğine uygun değil. Yangın merdiveni ve yangın ihbar sistemleri yok. Birçok binada, ısıtma sistemleri çalışmıyor. Nitekim, hem partimizin yaptığı çalışmalar, hem de diğer saha çalışmaları, gençlerimizin, KYK yurtlarından memnuniyetsizliğini, açıkça gösteriyor. Gençler, KYK yurtlarının kalitesinin düşük olduğunu, odaların hapishaneye benzediğini, çalışma salonlarının yetersiz olduğunu, öğrenci sayısının, odalara fazla geldiğini, internetin yavaş ve kotalı olduğunu, tuvalet ve duşların, yetersiz olduğunu, giriş-çıkış saatlerinin, kısıtlayıcı olduğunu, yurtlarda verilen yemeklerin, sağlıksız ve kalitesiz olduğunu ve yurt personellerinin, sorunlar ile, yeterince ilgilenmediğini söylüyor.
Bakın size, iki fotoğraf göstermek istiyorum. Fotoğrafların ilki, İstanbul Çemberlitaş KYK Kız Yurdu’ndan. İkincisi ise, İstanbul Fatih KYK Kız Yurdu’ndan. Gördüğünüz üzere, sanki bir hapishane koğuşuna bakıyormuşsunuz gibi. İşte size, iktidarın, gençlerimize, genç kızlarımıza, reva gördüğü yaşam alanları.
“Biliyorsunuz Türkiye’nin en büyük şantiye şefi sayın Erdoğan”
Şimdi ben böyle söyleyince, Sayın Erdoğan’ın sinirleri bozulacak. Hemen ‘Yurt sayısını, 20 yılda 190’dan 769’a çıkardık’ diyecek. Biliyorsunuz Türkiye’nin en büyük şantiye şefi sayın Erdoğan. İnşaatları konusunda çok hassastır. İnşaat kelimesinin i’sini söylediğinizde cıs olur. Malum kendisinin en büyük meziyeti önceki hükümetlerden daha fazla inşaat yapmış olmaktır. Sayın Erdoğan şimdiden söyleyeyim, istatistiklerini kendine sakla hiç kendini yorma yurtlar yeterli mi değil mi onun cevabını ver. Ama veremezsin. Yapılması gerekeni biliyorsun ama kılını bile kıpırdatmıyorsun.”
“Devlet yurtları neden var? Fırsat eşitliği için var. Parası olanla, parası olmayan, eşit şartlarda okuyabilsin diye var. Ama özellikle son 3 yılda, bu aziz millete, öyle bir yokluk yaşattın ki; ailelerin artık özel yurtlara verecek paraları yok. Kiralar arttıkça arttı. Öğrencilerin kirada oturacak paraları yok. Bugün yurt bulamadığı için üniversiteye gidemeyen öğrenci var mı? Var. Ev bulamayıp sokakta kalan var mı? O da oldu. 2 odalı evin kirasını, 8 kişi bölüşen gençler var mı? O da var.Devlet yurtlarında, 10 kişilik koğuşlarda kalanlar var mı? O da var. Hâl böyleyken, sen bu sorunu çözmüş gibi caka satamazsın.
“Biz ne diye, bu kadar çok vergi ödüyoruz? Sen, bu çocuklara kalacak yer bulacaksın”
Sayın Erdoğan; biz ne diye, bu kadar çok vergi ödüyoruz? Ne diye, KDV ödüyoruz? Maaşlarımızdan, ne diye vergi kesiliyor? Bir araba satın alınca, 2 araba parası vergiyi ne diye ödüyoruz? Elektrik faturasında, 5 kalem vergiyi, ne diye ödüyoruz? Sen sarayda sefa sür diye değil. Danışmanlarına 5 maaş ver diye değil. 5’li çetenin borçlarını affet diye değil. Yandaşların, dolarlarını zarar etmeden bozsun diye de değil. Biz o kadar vergiyi; Bir tane öğrencimiz bile, eğitimden mahrum kalmasın diye ödüyoruz. O zaman sen, bu çocuklara kalacak yer bulacaksın. 700 bin yatak kapasitesi yetmiyorsa, bunu 800 bine çıkaracaksın. 800 bin yetmiyorsa, 900 bine çıkaracaksın. Yani, işini yapacaksın. Bu kadar basit.”
“Barınma sorunu yaşayan, dar gelirli öğrencilerimizi göz göre göre, FETÖ’nün kucağına itenler, bunun da hesabını vermek zorunda”
“Gelin yine, veriler ile konuşalım. Bahsettiğim gibi, Türkiye’de özel yurtların sayısı, devlet yurtlarının 6 katı. Peki, bu özel yurtların, en çok kapatıldığı yıl, sizce hangi yıl? Demokrasi tarihimize, kara bir leke olarak geçen, milletimizin devletini sokaktan toplamak zorunda kaldığı,15 Temmuz, hain darbe teşebbüsünün olduğu yıl, yani 2016. 2016-2017 öğretim yılında, özel yurt sayısı, 4741’den 3900’lere kadar düşüyor. Yani 900’e yakın, birçoğu FETÖ terör örgütüne ait özel yurt, kapatılıyor. Bahsettiğim gibi, Türkiye’de özel yurtların sayısı, devlet yurtlarının 6 katı. Peki, bu özel yurtların, en çok kapatıldığı yıl, sizce hangi yıl? Demokrasi tarihimize, kara bir leke olarak geçen, milletimizin devletini sokaktan toplamak zorunda kaldığı, 15 Temmuz, hain darbe teşebbüsünün olduğu yıl, yani 2016. 2016-2017 öğretim yılında, özel yurt sayısı, 4741’den 3900’lere kadar düşüyor. Yani 900’e yakın, birçoğu FETÖ terör örgütüne ait özel yurt, kapatılıyor.”
“Her türlü vaadi verecekler, yeniden bir şans vermenizi isteyecekler, unutmayın…”
“Ak Parti iktidarı, artık yolun sonuna geldi. Seçim ufukta görünüyor. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının her sözü, her vaadi, her adımı, artık yeniden seçilebilmek için. Her türlü vaadi verecekler. Her türlü hamaseti yapacaklar. Korkutmak için her türlü yalanı söyleyecekler. Ve zamanı geldiğinde, 3 buçuk yıldan sonra ilk kez, karşınıza geçip, onlara yeniden bir şans vermenizi isteyecekler. Unutmayın. Son 3 buçuk yıldır EYT’den tarıma, esnafın dertlerinden öğretmenlerimize, bu kürsüde, onlarca sorunu konuştuk. Bu beceriksiz iktidarın, sadece son 2 ayda verdiği zararlarla bu sorunların tamamı çözülürdü. O kadar büyük zarar verdiler ki, bu sorunların sadece biri değil, tamamı çözülürdü.
“Artık şans vermeniz gereken koltuklarında tüneyip döşeme eskiten taklitleri değil 24 aydır memleketi ilçe ilçe dolaşıp ayakkabı eskiten orijinal İyi Parti’dir, çakmalardan sakının”
İşte o nedenle; bir şans daha vermeniz gereken, 20 yıldır iktidarda olup da ekonomide enkaz bırakanlar değildir. Bir şans daha vermeniz gereken, Türk Lirası’nı pula, gelirimizi kuşa çevirenler değildir. Bir şans daha vermeniz gereken, verdiği hiçbir sözü tutmayanlar, 2018 seçimlerinden sonra, bir kez olsun bile, halinizi hatırınızı sormayanlar hiç değildir. Artık şans vermeniz gereken, vizyonuyla, çözümleriyle, projeleriyle, gümbür gümbür gelen İYİ Parti’dir. Artık şans vermeniz gereken, alanındaki en liyakatli kadrolarıyla, Türkiye’yi hakkıyla yönetmek için sabırsızlanan İYİ Parti’dir. Artık şans vermeniz gereken koltuklarında tüneyip döşeme eskiten taklitleri değil 24 aydır memleketi ilçe ilçe dolaşıp ayakkabı eskiten orijinal İyi Parti’dir . Çakmalardan sakının.”