Davutoğlu’ndan sert “Furkan” çıkışı: “Cumhurbaşkanı ise bakanı görevden alır, Bahçeli’nin ağzının payını verir”

davutoğlu
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Furkan Vakfı’ üzerinden yüklenerek, “Cumhurbaşkanı ise bakanı görevden alır, Bahçeli’nin ağzının payını verir” dedi.

Davutoğlu, Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis saldırısı ile ilgili açıklama yapması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği iki günlük süre sonunda konuştu.

Parti genel merkezinde basın açıklaması yapan Davutoğlu, Erdoğan’ın konuyla ilgili sessiz kalmasını eleştirdi, “Sessiz kalarak ülke yönetilemez” dedi.

Davutoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“MESELE SADECE BAŞÖRTÜLÜ KADINLARIN COPLANMASI DEĞİL”

“Erdoğan hâlâ konuşabilir ve tavrını ortaya koyabilirErdoğan, ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu ispatlar. Vatandaşlarına sokak ortasında işkence edenlerden hesabın sorulacağını söyler, bakanı görevden alır, Bahçeli’nin ağzının payını verir. Bizim tavsiyemiz, Erdoğan’ın makamına, demokrasiye, hukuk devletine ve insan haklarına sahip çıkmasıdır. Kamera önünde bunlara şahit oluyorsak kim bilir arka planda neler oluyor? Bize yakışan hukuk devletine yakışacak şekilde adaletin tesis edilmesidir. Erdoğan yol ayrımındadır. Bugün bu tablo karşısında bile sesini çıkarmayan AK Parti görevlilerine sesleniyorum; bir kez olsun durun düşünün ve sorun: Nereye gidiyoruz? Bir suç istinadı varsa bu yargı önünde çözülür. Mesele başörtülü kadınların coplanması değildir”

Bu aşamada devreye sokulmak istenen iki kirli ve şaibeli senaryoya karşı millete çağrıda bulunacağını belirten Davutoğlu, şu ifadelere yer verdi:



“SOKAKTAKİ ŞİDDET MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”

“Ne yapılırsa yapılsın önümüzdeki seçimler bizden sonraki nesillerin ikinci yüzyılımızı nasıl yaşayacaklarını da belirleyecektir. 15 Temmuz şehitlerimizin mübarek kanları üzerinde otoriter bir sistemi inşa etmek isteyen güçler iki şer senaryosunu alternatifli olarak devreye sokmak istemektedir. Birinci senaryo çürümüş ve halkı yoksulluğa mahkum etmiş bu iktidarın bir dönem daha devam etmesidir. Böylece bu iktidarın temsil ettiğini iddia ettiği bütün milli birikim itibarsızlaşacak ve yeni nesillerin sadece iktidara değil onun istismar ettiği değerlere de tepki ile deizm benzeri akımlara savrulması sağlanacaktır.

İkinci senaryo, bu iktidara yönelik tepkilerin sadece iktidardaki bir küçük zümreye değil onun temsil ettiğini iddia ettiği bütün toplumsal kesimlere yöneltilmesi ile bir iktidar değişiminin rövanşist bir zeminde gerçekleşmesi ve alternatif jakoben bir otoriterliğin yeni bir yolsuzluklar ağı ile devreye girmesidir. Adana’da yaşananlar da gösteriyor ki ülkemizde sokaktaki bu şiddet meşrulaştırılmaya çalışılıyor.”

“AK PARTİLİ KARDEŞLERİM KONUŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN “

“Biz bu iki şer senaryoyu durdurabilmek için her türlü baskıya direnerek çaba göstermeye devam edeceğiz. Gelecek olarak bizim partimizin temel amacı ülkemizin insan onuruna yaraşır şekilde yönetilmesidir. Biz ülkemizin yasaklara değil özgürlüğe, polis devletine değil hukuk düzenine dönüşmesini istiyoruz. AK Partili kardeşlerim, eğer hâlâ partinizin düzeleceğine inanıyorsanız konuşmaktan çekinmeyin. İnanmıyorsanız da buna ortaklık etmeyin. Sizin kapalı kapılar ardında yaptığınız eleştiriler işe yaramıyor. AK Partililere, tüm siyasilere sesleniyorum, Cumhurbaşkanının arkasında durduğu İçişleri Bakanı’nın boynunuzu nasıl büktüğünü biliyoruz. Peki, ne zaman ses vereceksiniz? Bu düzene ne zaman itiraz edeceksiniz? Kalpleri kararmamış kardeşlerime sesleniyorum, daha ne zaman 90’ların aktörlerinin her yeri sardığı dönemde bu otoriterliğe ne zaman karşı çıkacaksınız? Helalleşmemiz gereken toplumsal kesimlerle bir araya gelmeliyiz. Gelin, adalet, eşitlik ve siyasi ahlak temelli bir düzen inşa edelim.”

Davutoğlu şunları söyledi:

  • İki gün önce, kadın ve çocukların da olduğu toplulukların sokak ortasında coplandığı fiili işkence görüntüleri ile ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanına açıklama yapması çağrısında bulunmuştum.
  • Ancak, Sayın Cumhurbaşkanı kamu vicdanını teskin edecek bir açıklama yapmak yerine kritik konularda her zaman yaptığı gibi meydanı Sayın Bahçeli ve Soylu’ya bırakarak sessizliğe gömülmeyi tercih etti.
  • Sesi ile ilgili sağlık sorunu nedeni ile grup toplantısı yapamadığı söylendi. Kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorum ancak bu bir mazeret değildir.
  • Ortaya çıkan tabloyu kınayan ve sorumluları için gerekli işlemin yapılacağını ifade eden kısa bir tweet mesajı bile ilk aşamada yeterli olabilirdi.
  • Eğer vatandaşına sahip çıksa idi, hukuksuz davranan kamu görevlisinin değil mağdurun yanında olsaydı çıkar tebrik ederdim.
  • Ama yapmadı, yapamadı; çünkü iradesini teslim ettiği Bahçeli Salı günü grup toplantısında konu ile ilgili sınırları çizen bir racon kesmişti.
  • Bunu yaparken de bu tablonun birinci sorumlusu olan İçişleri Bakanı’nın kendisinin himayesinde olduğunu bir kez daha göstermişti.
  • Bugün İçişleri Bakanı görünüşte Cumhurbaşkanına esasta Bahçeli’ye bağlıdır. Geçen sene Sedat Peker’in iddialarında olduğu gibi bu sene de bu görüntüler karşısında Bahçeli’nin himayesi ile makamını korumuştur. Bu anlamda devlet çift başlı bir nitelik kazanmıştır.
  • Bu nedenledir ki, Cumhurbaşkanı baş edemeyeceği bir sorun olduğunda ve sayın Bahçeli önce davranıp sınır çizdiğinde aynen daha önce yaptığı gibi sessiz kalmayı tercih etmiştir. Sessiz kalarak ülke yönetilemez

“ERDOĞAN’IN ÖNÜNDE 3 YOL VAR”

“Erdoğan hala konuşabilir ve tavrını ortaya koyabilir” diyen Davutoğlu, Erdoğan’ın önünde 3 yol var diyerek bunları sıraladı:

  • Birincisi, Sn. Erdoğan birçok kez yaptığı gibi sanki bu ülkenin Cumhurbaşkanı değilmiş gibi yaşanan rezalet karşısında sus pus olmayı tercih edebilir.
  • İkinci yol, Sn. Erdoğan bir Cumhurbaşkanına yakışmayacak bir şekilde, Bahçeli’nin vesayetini kabul ederek, birkaç etliye sütlüye dokunmayan cümle kurarak durumu geçiştirebilir.
  • Ya da Sn. Erdoğan ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu ispatlar, vatandaşlarına sokak ortasında işkence edenlerden hesabın sorulacağını söyler, bu memurların amiri olan ve sağda solda mafya ağzıyla “önce yık, sonra hukuk arkadan gelsin” diyerek hukuku takmadığını ifade eden bakanı görevden alır, hepsinden daha önemlisi açıkça işkenceyi, hukuksuzluğu ve gaddarlığı tebrik eden Bahçeli’nin ağzının payını verir.

“Erdoğan bir yol ayrımındadır” diyen Davutoğlu, “Ekonomik krizi konuşmayınca kriz ortadan kalkmamaktadır. Gün ortasında vatandaşlara işkence edilmesi görüntüsü karşısında sus pus olunca yerlerde sürünen adalet, hukuk ve vicdan ayağa kalkmamaktadır. Bugün bu tablo karşısında bile susmayı tercih eden AK Partili milletvekillerine ve yaşananları derin bir vicdan azabı ile izleyen geçmişte AK Partiyi destek vermiş sivil toplum kuruluşlarına ve geniş kitlelere seslenmek istiyorum.  Bir kez olsun trol çetelerince yürütülen ve acımasızca işleyen propaganda makinesinin tesirinden çıkın, durun ve düşünün” dedi.

Davutoğlu, açıklamalarının devamında şunları kaydetti:

  • Siz eski soroscuların, pelikancıların, 28 Şubatçıların ve FETÖ destekçisi kalemlerin bizim hakkımızda işlettiği propagandanın tesiri dolayısıyla ne düşünürseniz düşünün biz sizin vicdanınızdan ümidimizi kesmeyecek ve o vicdana hitap etmeye devam edeceğiz.
  • Bugün her türlü baskı altında sesimizi yükseltiyorsak sizin ve bizim gelecek nesillerimiz için yükseltiyoruz. Bir yüzükle başlayan siyasi yolculuk hesabı verilemeyen büyük servetlerle sürdürülüyor.

Davutoğlu, son olarak, AK Parti’ye oy vermiş vatandaşlara seslenerek, “Herkesin birlikte kazandığı bir Türkiye mi arzuluyorsunuz? İşte fırsat! Gerçekten hukukun ve adaletin ihya edildiği bir memleket mi istiyorsunuz? Sorumluluk omuzlarınızda! AK Parti’ye oy veren, oy vermiş kardeşlerim bu sorumluluğu yerine getirirken müsterih olunuz” diye konuştu.

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir