Cemal Kaşıkçı soruşturması için Erdoğan’ın dedikleri yeniden gündem oldu ! İşte Washington Post’a yazdığı yazı

erdoğan mbs muhammed bin salman
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin dava Suudi Arabistan’a devredildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de “Biz, sınırlarımız içinde işlenen bu cinayeti elbette tüm boyutlarıyla araştıracak, soruşturacak ve gereğini yerine getireceğiz” demişti. Yargılamanın İstanbul’da yapılmasını isteyen Erdoğan, “Hiç kimse tüm sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından dahi geçirmesin” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, 30 Eylül 2019 günü Amerikan Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısında ise, “Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında birçok soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı’nın katillerinin fiilen serbest oldukları iddiaları uluslararası toplumun beklentilerini karşılamıyor” demişti.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili davada durdurma kararı verildi. Dosya, Adalet Bakanlığı’nın olumlu görüşü üzerine Suudi Arabistan’a devredildi.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Türkiye’deki yargılama dosyasının kapatılması akıllara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili değerlendirmelerini getirdi.

23 Ekim 2018 günü TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Cemal Kaşıkcı cinayetinin ayrıntılarını anlatan ve Türkiye’nin konuyla ilgili tutumunu paylaşan Erdoğan, yargılamanın İstanbul’da yapılmasını istemiş ve “Biz, sınırlarımız içinde işlenen bu cinayeti elbette tüm boyutlarıyla araştıracak, soruşturacak ve gereğini yerine getireceğiz” demişti. İşte dünya medyasının da geniş yer verdiği Erdoğan o günkü konuşmasından satırbaşları:

‘KESİNLİKLE ALIKOYAMAZ’



* Önce bazı şeyleri sormak ve bunun da cevabını aramak zorundayız. Zira bu olay İstanbul’da cereyan ediyor. Sorumluluk makamındayız. Öyleyse sorumluluk makamındakiler olarak bunu sorgulamak hakkımızdır.

* Türkiye olarak biz tüm bu süreci devlet ciddiyeti, uluslararası hukuka ve ülkemiz mevzuatına uygun şekilde yürüttük, yönettik. Buna rağmen ülkemizi karalamak, töhmet altında bırakmak, hedef saptırmak için çeşitli medya mecralarında yoğun bir kampanya yürütüldü. Biz bu kampanyaların kimler tarafından ne amaçla yapıldığını gayet iyi biliyoruz. Ülkemizin itibarına yönelik bu suikast girişimleri, bizi gerçekleri arama çabamız dan kesinlikle alıkoyamadı, alıkoyamaz.

‘GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ’

* Her şeyden önce bu cinayet, Suudi Arabistan toprağı sayılan Konsolosluk binasında işlenmiş olabilir fakat unutulmamalıdır ki burası Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içindedir. Ayrıca Viyana Sözleşmesi ve diğer uluslararası hukuk kuralları da böyle vahşi bir cinayetin soruşturulmasının “diplomatik dokunulmazlık zırhı”nın altına gizlenmesine izin vermez. Biz, sınırlarımız içinde işlenen bu cinayeti elbette tüm boyutlarıyla araştıracak, soruşturacak ve gereğini yerine getireceğiz.

‘TÜRKİYE BU MESELENİN TAKİPÇİSİDİR’

* Diğer taraftan Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan vatandaşı sıfatı yanında dünya çapında tanınan bir gazeteci olması, bu konuda bize uluslararası bir sorumluluk da yüklüyor. Türkiye, kendi egemenlik hakları yanında uluslararası toplum adına insanlığın ortak vicdanının temsilcisi olarak da bu meselenin takipçisidir. Şu ana kadar ortaya çıkan bilgiler ve deliller, Cemal Kaşıkçı’nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Böyle bir vahşetin örtbas edilmesi tüm insanlığın vicdanını yaralayacaktır.

‘SORULAR CEVAPLANMADAN MESELE KAPANMAZ’

* Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi niçin hâlen ortada yok? “Cesedin yerli iş birlikçiye verildiği” ifadesi şayet doğruysa -çünkü bu açıklamayı yetkili bir ağız yapıyor – şimdi soruyorum, bu yerli iş birlikçi kimdir? Çünkü sıradan birisi bu yerli iş birlikçiden bahsetmiyor, Suudi Arabistan’ın yetkili bir ağzı bunu söylüyor. Öyleyse bu yerli iş birlikçiyi açıklamaya mecbursun, bunu açıklayacaksın. Hiç kimse tüm bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından dahi geçirmesin.

‘TARAFSIZ ADLİ BİR HEYET SORUŞTURMALI’

* Böyle bir meseleyi birkaç güvenlik ve istihbarat mensubunun üzerine yıkmak ne bizi ne de uluslararası toplumu tatmin eder. İnsanlığın vicdanı ancak emri verenden uygulayana kadar herkesten hesap sorulması hâlinde mutmain olacaktır. Şahsen Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman Bin Abdulaziz’in samimiyetinden şüphe duymuyorum. Bununla birlikte,
böylesine kritik bir soruşturmanın, cinayet olayıyla en küçük bir irtibat şüphesi olmayan, gerçek manada tarafsız ve adil bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Bu, bir siyasi cinayet olduğuna göre, şayet varsa, diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dâhil edilmesi gerekiyor.

‘HUKUNUN GEREĞİ NEYSE…’

* Uluslararası hukukun da İslam hukukunun da inanıyorum ki Suudi Arabistan devletinin hukukunun da gereği budur. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacak, kendi hukukumuz, uluslararası hukukun gereği neyse onun yerine getirilmesini sağlayacağız.

‘İSTANBUL’DA YARGILANSINLAR’

* Hatta ben bugün buradan bir çağrı yapıyorum. O çağrı şudur. Bu çağrım Suudi Arabistan Kralı Hadimul Haremeyn Şerifeyn başta olmak üzere üst yönetime dir. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. Dolayısıyla bu 15+3 kişi, 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir ama bu benim teklifimdir, talebimdir çünkü olayın cereyan ettiği yer burası, o bakımdan önemli.

ERDOĞAN’IN CEMAL KAŞIKÇI YAZISI WASHINGTON POST’TA YAYIMLANMIŞTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 30 Eylül 2019 günü Amerikan Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısında, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın yaklaşık 1 yıl önce ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesini ve sonrasında yaşananları değerlendirmişti.

Erdoğan, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinin, “11 Eylül 2001’deki terör saldırıları sayılmazsa”, muhtemelen 21. yüzyılın en etkileyici ve tartışmalı olayı olduğunu yazdı.

“Bu ölümün bütün yönleriyle aydınlatılıp aydınlatılmayacağı çocuklarımızın nasıl bir dünyada yaşayacağını belirleyecek” diyen Erdoğan, yazısını şöyle sürdürdü:

“Kaşıkçı’nın öldürülmesi bir trajedi olmanın yanı sıra diplomatik dokunulmazlığın da pervasızca suistimaliydi. Katillerin diplomatik pasaportlarla seyahat etmesi, bir diplomatik temsilciliği suç yerine dönüştürmeleri ve görünüşe göre Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki en üst düzeydeki diplomatından da olayın üzerini örtmek için yardım almaları çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor. Belki de daha tehlikeli olan ise katillerden bazılarının ülkelerinde cezasız kalmış gibi görünmesi.

“SUUDİ ARABİSTAN’DAKİ MAHKEME SÜRECİ HAKKINDA BİRÇOK SORU İŞARETİ BULUNDUĞU BİR SIR DEĞİL” DEMİŞTİ

“Suudi Arabistan’daki mahkeme süreci hakkında birçok soru işareti bulunduğu bir sır değil. Mahkemeyi çevreleyen neredeyse tam bir şeffaflık yokluğu, duruşmaların kapalı yapılması ve Kaşıkçı’nın katillerinin fiilen serbest oldukları iddiaları uluslararası toplumun beklentilerini karşılamıyor ve Suudi Arabistan’ın itibarını zedeliyor.”

“CEMAL’İN AİLESİNE BUNU BORÇLUYUZ”

Erdoğan bundan sonrası için de Türkiye’nin Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına yönelik çabalarını sürdürmekte kararlı olduğunu kaydetti ve yazısını şöyle noktaladı:

“Bizim, insanlığın çıkarları böylesi bir suçun bir daha hiçbir yerde işlenmemesini sağlamaktan geçer. Cezasızlıkla mücadele bu neticeye varmanın en kolay yoludur. Ve Cemal’in ailesine bunu borçluyuz.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir