CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bürokratlara yönelik çağrılarının iktidar tarafından eleştirilmesine ilişkin olarak, “Ben bürokratları tehdit etmiyorum; ‘Yasalara, kanunlara, adalete uyun’ diyorum” açıklamasını yaptı.
Kılıçdaroğlu, Ordu’da, Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri Buluşması’nda konuştu.
“Zulmü durduracak olan bizleriz”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından başlıklar şöyle:
“Herkes hak ettiği kadar kazansın. Hak edilmeyen bir geliri alıp da 84 milyon insanı bir avuç kişiye çalışır hale getirmek adalet midir, zulüm müdür? Zulümse zulmü durduracak olan bizleriz. Beraber durduracağız bunu, başka çaresi yok.
Bugün Kur Korumalı Mevduat diyorlar, şikayet ediyorlar… Vay efendim vatandaş niye bankada dolar tutuyor. Kardeşim devleti yöneten kişi olarak sen kendi vatandaşından dolarla borçlanıyorsun, Türk Lirası’nı pula döndürdün. En rahatsız olduğum da bunların yapanların milliyetçi geçinmesi. Siz kim, milliyetçilik kim?
Milliyetçilik kendi parasını, halkını savunan insan demektir. Milliyetçilik edebiyatı yapıp birilerinin kapılarında dilenen adam olur mu Allah aşkına?
Bu ülke milli Kurtuluş Savaşı’nı verdi, Osmanlı’nın dünya kadar borcunu ödedi, bu ülkeyi fabrikalarla, demiryollarıyla donattı, kimseye avuç açmadı, yumurta satarak şeker fabrikaları kurdular. 11 şeker fabrikasını 10 milyar dolara sattılar. Sadece mayıs ayı içinde ödenen faiz 19 milyar lira.
Memlekete tefecilere teslim ettiler. Bakan olmak için iki şeye ihtiyaç var, ilkokul diplomasi, savcılıktan iyi hal kâğıdı o kadar. Siyasetle devlet yönetimi ayrıdır.
Güreşçinin ne işi var banka yönetiminde, arkeologun Merkez Bankası’nda ne işi var?
Taş yerinde ağırdır diye güzel bir lafımız vardır. O işi en iyi bilen insanı getirirseniz memleket bu halden kurtulur.
“Ben bürokratları tehdit etmiyorum”
Bir kişi çıkıp da her şeyi ben biliyorum derse; bilin ki o adam hiçbir şeyi bilmez. Liyakatın olmadığı yerde devlet çürümeye başlar. Ben bürokratları tehdit etmiyorum; “Yasalara, kanunlara, adalete uyun” diyorum.
Siyaset kurumu halkına hesap verme zorundadır. Vergileri nereye harcadığının hesabını veremeyen siyasi iktidar malı götürüyordur.
Temiz bir siyaset harcadığı her paranın hesabını verir. Köprüyü kaça yaptın diyoruz, gizli…
“Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu ya!”
Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu ya! Büyükelçi hem devlet hem de hükümeti temsil eder. Üç yere yapılacak atama son derece önemlidir. Büyükelçi atıyorsunuz, rüşvet aldığı yüzde yüz belli. Yabancı ülke de biliyor rüşvetçi olduğunu.
Ülkücü- milliyetçi olarak kendisini tanımlayan kardeşlerime de sesleniyor. Eğer ülkücülükse, ben asla rüşvet alan birisinin arabasında Türk Bayrağı taşımasını kabul edemem.
Toparlanmamız lazım. Çok sorunumuz var. Hepsi çözülebilir. Müthiş bir dinamik yapımız var. Önlerindeki tek engel siyaset kurumu.
“6’lı masaya bakan her bir vatandaş orada kendi temsilcisini görüyor”
6’lı masaya bakan her bir vatandaş orada kendi temsilcisini görüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Devlet Planlama Teşkilatı’nı kapattılar. Plansız bir ülke olur mu ya? Plan ne demektir, geleceği hesaplamak demektir. En yetkin kişiler planlama kurumunda çalışırlar. Devleti çökerttiler. Muhtarların yetkilerini artıracağız.”