İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından siyasi parti üyeliğinin düşürülmesini eleştirdi. Kavuncu “Siyasetin yargı eliyle muhalefeti susturma baskısı, çabası kabul edilebilir tavır değil” açıklamasını yaptı.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun siyasi parti üyeliğinin düşürülmesini değerlendirdi.
Cumhuriyet’e konuşan Kavuncu, Kaftancıoğlu’nun siyasi parti üyeliğinin düşürülmesiyle ilgili, “Bu konular ilk gündeme geldiğinde tavrımızı net olarak belirttik. Siyasetin yargı eliyle muhalefeti susturma baskısı, çabası, direnci kabul edilebilir bir tavır değil. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Siyaset meşru bir zemindir, siyasete soyunan insanlar şeffaf ve açık bir şekilde resmi platformda kendileri ve kendilerine inanan insanların düşüncelerini zikredeler ve gündeme getirirler. Bırakın engellemeyi iktidarın görevi siyasetçinin rahatlıkla sesini duyurabileceği imkanı sağlamaktır” dedi.
Kavuncu sözlerini şöyle sürdürdü:
“En büyük zararı Türk demokrasisi görür”
Ama bugün geldiğimiz noktada sadece mevkidaşıma yapılan değil birçok alanda bu eşitsizliğin uygulandığını, iktidarın kendinden olmayanları susturmak için her türlü aracı kullandığını, yolu denediğini; ürkütmek, hakaret etmek, ötekileştirmek, düşmanlaştırmak ve bizim asla kabul etmek istemediğimiz o nefret dilini kullanarak muhalefeti yıldırmak için girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Bunun en büyük zararını Türk demokrasisi görür.
“Mücadele devam edecek”
Bunların çok fazla etkisinin olacağını düşünmüyorum. Sonuçta İstanbul CHP İl Başkanlığı, partinin mensubu olan il delegelerinin seçimiyle oluşturulmuştur. Dolasıyla kağıt üzerinde bu görev sonlandırılmış olabilir. Fakat fiiliyatta, pratikte kendisine inanmış ve kendisiyle birlikte yol yürüyen partililerle bu mücadele devam edecek.
“Israrla mahkeme süreci tamamlanmıyor”
Kavuncu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için de siyaset yasağı istenen davanın 21 Eylül’e ertelenmesi ve Kaftancıoğlu için verilen kararının “erken seçim” adımı olarak yorumlanıp yorumlanamayacağıyla ilgili de şunları söyledi:
“Bunlar birbiriyle alakalı konular ise eğer, zaten erken seçim yapılmış olmalıydı. Çünkü muhalefeti susturmak, yıldırmak gibi girişimler ve söylemler ilk değil. Hatırlayın daha önce de bizim genel başkanımıza ‘seni tutuklatacağım’ demişti. Gene aynı zihniyet. Genel başkanımızla ilgili başlatılmış bir mahkeme süreci var. Israrla o mahkeme süreci tamamlanmıyor. Biliyorsunuz, bana atılan bir iftirayla ilgili savcılığa başvurmuştuk. 6 ay içerisinde bize karşı yapılanların bir iftira olduğu net olarak anlaşıldı. Aynı hız aynı sürat genel başkanımız konusunda gösterilmiyor. Orada da gene bir müdahale olduğunu görüyoruz. Dolasıyla bunlar erken seçim olsun olmasın, iktidarın sürekli uyguladığı yöntemler…
“Erken seçim olma ihtimalini çok yüksek görüyorum”
Ekonomik gidişat, erken seçime gidilme ihtimalini çok fazla gündeme getiriyor. Şu anda çok zor bir süreçte Türkiye. Altından kalkılamayacak bir boyuta gelmiş durumda. Enflasyon, satın alma gücü, vatandaş perişan vaziyette. Adeta ne yaptığını bilmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Orada durdukları her gün bu ülkeye zarar. Vatandaşın ekonomi altında yaşadığı bu ıstırabı sonlandırmak için bir an önce getirmek zorundalar. Ben bundan dolayı bir erken seçim olma ihtimalini çok yüksek görüyorum.”