Basın meslek örgütleri; internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine karşı Ankara Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Eylemde konuşan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin “Bu yasanın, seçimlere bir yıl kala getirilmesi manidardır. Bu hapis cezaları, toplumu yıldırmak için getirilmiştir” dedi.
Eyleme; Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, DİSK Basın İş Bölge Temsilcisi Turgut Dedeoğlu ile Avrupa Gazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği ve Gazetecilikte Kadın Koalisyonu yöneticileri katıldı.
Çok sayıda milletvekilinin yanı sıra KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş, RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı’nın da destek verdiği eylemde gazeteciler; “Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır, basın hürdür, sansür edilemez” ifadelerinin yazılı olduğu büyük bir pankart açtı.
Eylemde “Anayasaya aykırı olan yasa geri çekilsin”, “Sansür yasasına hayır”, “Bugün bana, yarın sana”, “Sosyal medyama dokunma” dövizleri taşındı.
TBMM önünde yapılmasına izin verilmedi
Medya Dayanışma Grubu adına açıklamayı yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, şunları söyledi:
“Aslında, biz bu eylemi TBMM’de yapmak için talepte bulunduk. Bu gösteri yürüyüşü, yasaya uygun bir gösteri yürüyüşüdür. Ancak burası uygun görüldü. Çünkü haksızlıklar karşısında susmayan basın değil Ulus’a Fizan’a sürülse sesini duyuracaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Umuyorum bu çabalar, TBMM’de yasanın çıkmaması ve iade edilmesi için de başarıya ulaşır.
Önümüzdeki hafta TBMM’ye bir basın yasası gelecek. Adı, ‘basın kanunu’ ama içinde gazeteciliği geliştirmek için hiçbir amaç yok. Hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetleme ve basın kartlarının iptali var. Haftalarca Meclis’te iktidar ortaklarına gazetecileri dışlayarak bir basın yasası yapılamayacağını söyledik. Öneriler verdik, itiraz ettik; ama nafile. Tek bir cümlemizi bile dikkate almadılar. O nedenle Türkiye’deki bütün basın örgütleri; basın tarihinde belki de bir ilki gerçekleştirerek bir dayanışma örneği gösterdi. Bugün, basın tarihimize geçecek bu güzel fotoğrafı görüyorsunuz.
‘Onurlu bir Yargıtay hakimi, komisyonda açıkça uyardı’
Bugün veya yarın Meclis’e gelecek olan yasayı geri çekin. Basın yasalarını gazetecilere danışarak yapın, dedik. Dinlemediler. Sanmayın ki bizler dezenformasyonu önemsemiyoruz. Ancak bunun yolu yasadaki gibi hapis cezalarından geçmez. Onurlu bir Yargıtay hâkimi, Adalet Komisyonu’nda açıkça uyardı. Bu yasanın uygulaması sırasında yargıda karmaşa ve keyfilik yaratacağını söyledi. Ama onu da dinlemediler.
Yasada, yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler var. Öyle ki Anadolu basını hiçe sayılmış, gözden çıkarılmıştır. Yaklaşık Anadolu’daki bin gazete, yaşam kaynakları olan resmi ilanları büyük oranda kaybedeceklerdir ve kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklardır. Ayrıca bu yasada Anadolu basını çalışanlarının özlük haklarını geliştirecek hiçbir önlem de alınmamıştır.
‘Toplumsal bir otosansür dalgasını ülkeye yayacak’
Bu yasa temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırıdır. Yani Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa ile güvence altına alınan haklarımıza aykırıdır. Bu yönüyle sadece gazetecilerin özgürlüğüne değil, tüm toplumun özgürlüklerini engellemektedir. Yanlış bir bilgiyi alenen yayma suçu oluşturulmuş, 3 yıla kadar hapis cezası getirilmiştir. Bu yasa tüm toplumu yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmadan alıkoyacaktır. Bu yasa toplumsal bir oto sansür dalgasını tüm Türkiye’ye yayacaktır.
‘Seçimlere bir yıl kala getirilmesi manidar’
Bu yasanın, seçimlere bir yıl kala getirilmesi manidardır. Bu hapis cezaları, toplumu yıldırmak için getirilmiştir. Bu nasıl uygulanacaktır? Kime uygulanacaktır? Ve yine bu uygulama Yargıtay üyesinin TBMM’de söylediği gibi yargıda pek çok karmaşaya ve soruna yol açacaktır. Karmaşa ve keyfilik nasıl önlenecektir? Soruları defalarca sorduk. Ama Meclis’te bizlere hiçbir yanıt vermediler. İşte bu nedenlerle basın meslek örgütlerinin gücünü göstermek için bugün buradayız.
‘Tünelden çıkıştaki son yol ayrımı’
Bu eylem, tünelden çıkıştaki son yol ayrımıdır. Hep beraber sesleniyoruz, bu yasada gazeteciler yok. Gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok diyoruz. Bir kez daha bu yasada susturma, korkutma ve hapse atma var diyoruz. Biz gazeteciler, bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz. Yaşasın özgürlük, yaşasın demokrasi, kahrolsun sansür.”
Açıklamanın ardından basın mensupları, yanlarında getirdikleri kalemlerini heykelin önünde bıraktılar.