Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun organize suç örgütü lideri Sedat Peker konusunda bir “hareketlilik içine girdiğini” yazdı.
Bakan Soylu’nun avukatı aracılığıyla 24 Mayıs’ta Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) iki dilekçe verdiğini belirten Pehlivan, birinde 21 Mayıs’ta Halk TV’de yayınlanan ‘Asıl Mesele’, diğerinde 9 Mayıs’ta KRT’de yayınlanan ‘Olağan İşler’ programından şikayetçi olduğunu söyledi.
Soylu’nun iki yayında da ‘kişilik haklarına saldırı içerikli hakaret ve iftira’ olduğunu iddia ettiğini belirten Pehlivan, bu programlarda organize suç örgütü kurduğu gerekçesiyle aranan ve şu anda yurt dışında bulunan Sedat Peker’in iddialarının konuşulduğunu vurguladı.
Pehlivan, yazısında şu ifadeleri kullandı:
“İşin rutini gereği, şikâyet üzerine RTÜK uzmanları bir rapor hazırladı ve bunu üst kurula sundu. Şimdi… İşin bam teli tam da burası.
Ne ilginçtir: Süleyman Soylu’nun avukatı Uğur Kızılca ceza verilmesini istediği maddeleri şikâyet dilekçesinde yazarken RTÜK Kanunu’nun 8. maddesinin ‘i’ bendini de hatırlatıyordu. Neydi, yayın kurallarıyla ilgili o bent:
‘Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.’
Sahi, ne demek oluyordu bu?
Soylu’nun avukatı tam da yazının girişinde aktardığım gibi ‘Soylu’nun suçluluğu henüz kanıtlanmadı’ demiyor muydu? Dahası…
Dedim ya, RTÜK uzmanları rapor hazırladı. Halk TV için hazırlanan raporda, kanunun 8. maddenin birinci fıkrasındaki ‘ç’ bendinden ceza verilmesi talep ediliyordu. Yani, ‘Yayın kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez’ maddesi öne sürülüyordu.
Ancak KRT’deki program için Soylu’nun avukatının işaret ettiği ve yukarıda vurguladığım ‘i’ bendinden ceza isteniyordu. Sonuç ne mi oldu? Şu:
RTÜK Üst Kurulu, masasına konulan RTÜK uzmanlarının raporundaki maddeyi son anda değiştirdi. KRT’ye de tıpkı Halk TV’ye olduğu gibi ‘ç’ bendinden ceza verdi.
Kuşkusuz, iki ceza da politik ve adaletsizdi. Lakin aksi olsaydı… Yani ‘i’ bendinden ceza verilseydi, yani hem Soylu’nun avukatı hem de RTÜK uzmanlarının sözü dinlenseydi Türkiye’de şu an nasıl bir tartışma yaşanırdı, farkında mısınız?
Ve ne ilginçtir…
İlk Sedat Peker gündeme getirmişti Engin Sigorta’yı. Süleyman Soylu’nun yazıcısından çıkan poliçe sesini sevdiği aile şirketini… Gazeteci Çiğdem Toker’den öğrendik ki Soylu 13 Mayıs’ta da o şirketindeki hisselerini devretti.
Demem o ki mayıs ayında Sedat Peker konusunda bir hareketlilik içine girdi Süleyman Soylu. Nedenini yakında anlarız.”