CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1992’de öldürülen gazeteci, yazar Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’i CHP Genel Merkezi’nde ağırladı. Görüşme sonrasında “Bugün itibariyle davadan hukuken umudumuzu kesmiş bulunuyoruz“ diyen oğul Anter, “Babamın dosyasını ‘ülkede adalet arayan ve herkesin yanında olacağım’ diyen Kılıçdaroğlu’na emanet ettim. ‘Ben bu ülkeyi barıştıracağım’ diyerek çıktığı helalleşme yolculuğunun ülkemizde toplumsal barışı sağlamasını umut ettiğimizi belirttim“ diye konuştu. Anter davası 20 Eylül’de zamanaşımına uğrayacak.
Gazeteci, yazar Musa Anter’in 20 Eylül 1992 yılında Diyarbakır Seyrantepe’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin davanın son duruşması bugün Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme gelecek duruşmayı, Anter’in öldürülmesinden 30 yıl 1 gün sonraya, 21 Eylül 2022 tarihine erteledi. Anter davası, “insanlığa karşı suç” tanımı ve yargılamasına geçilmediği takdirde 20 Eylül’de zamanaşımına uğrayacak. Bugün duruşmaya katılan Dicle Anter, öğleden sonra CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile parti genel merkezindeki makamında görüştü.
Görüşmenin ardından Dicle Anter, “Bugün babam Musa Anter cinayetinin 30 yıllık davanın zaman aşımına uğramadan önceki son duruşması yapıldı. Biliyorsunuz babam 20 Eylül 1992’de öldürülmüştü. 20 Eylül 2022’de 30 senesini doldurmuş olacak. 21 Eylül 2022’de de herhalde son duruşma olacak, karar duruşması. Bu son celsede karar verilmeyerek dava cezasızlık politikasına mahkum edildi. Bugün itibariyle davadan hukuken umudumuzu kesmiş bulunuyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu ile görüşmesinden sonra partide gazetecilere konuşan Anter şunları söyledi:
“Bu görüşmede faili meçhul cinayetler, işkenceler ve gözaltında kayıp suçları ile devletin yüzleşmesini; bu suçların faillerinin bulunarak cezalandırılmasını; bu acıların bir daha asla yaşanmaması için kamusal reformu yapmasını, onarıcı adalet ve mekanizmalarını işletmesini ve sonrasında mağdurlar ile helalleşmesi talebi ile babamın dosyasını ‘ülkede adalet arayan ve herkesin yanında olacağım’ diyen Kılıçdaroğlu’na emanet ettim. ‘Ben bu ülkeyi barıştıracağım’ diyerek çıktığı helalleşme yolculuğunun ülkemizde toplumsal barışı sağlamasını umut ettiğimizi belirttim.”
