Adnan Oktar silahlı suç örgütüne yönelik davada verilen kararın istinaf tarafından usulden bozulmasının ardından 72’si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı dava, son sözlerin alınmasının ardından kararın açıklanması için ertelendi. Sanık Ayşegül Hüma Babuna, “Bizim acelemiz yok. Allah mehdi olarak seçtiği kişinin kılına bile zarar vermez. Bekleyeceğiz göreceğiz. Biz dağılmayacağız“ dedi.
AA’nı haberine göre; İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda görülen davanın 32. duruşmasına, Oktar’ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan bazı sanıkların avukatları, müvekkilleri için tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Avukatların savunmalarını tamamladığı duruşmanın öğleden sonraki oturumunda sanıklara son sözleri soruldu.
“Bizi sevmek, beğenmek zorunda da değilsiniz; bizim için adil karar vermenizi istiyorum”
Tutuklu sanık Alev Babuna, 4,5 yıldır cezaevinde olduğunu belirterek, “İnsanlar hem bizleri hem de Adnan Bey’i çok seviyorlar. Dua ediyorlar. Adnan Bey’in, arkadaşlarımın ve kendimin tahliyesini talep ederim” dedi.
Aylin Atmaca da saygın ve edepli insanlar olarak bilindiklerini söyleyerek, “Bütün hanımlarımız çok iffetlidir. Bizi sevmek, bizi beğenmek zorunda da değilsiniz. Bizim için adil karar vermenizi istiyorum. Suçsuz olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum. Başta Adnan Bey ve tüm arkadaşlarımın beraatini talep ediyorum” diye konuştu.
“Kıskanılıyoruz, Adnan Bey’i ölümü göze alacak şekilde seviyorum”
Tutuklu sanık Merve Büyükbayrak da Adnan Oktar’ı sevdikleri için yargılandıklarını savunarak, “Kıskanılıyoruz. Adnan Bey’i ölümü göze alacak şekilde seviyorum. Böyle bir aşkta alacağımız binlerce yıl hapis bize sinek ısırığı gibi gelir. Adnan Bey’i sevdiğim için cezalandırılacaksam şeref verirsiniz ancak ne karar verirseniz verin öpüp başıma koyuyorum” şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Meltem Baban da makul ve mantıklı insanlar olduklarını söyleyerek, “Tek suçumuz Adnan Oktar’ı sevmek. Bize ‘dağılın’ diyorlar, bu mümkün değil. Adnan Oktar’ı sevmek bu dünyanın en büyük lezzeti. 10 bin değil 20 bin yıl da olsa her hücremle Adnan Oktar’ı sevmeye devam edeceğim. Hepimizin beraatini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Allah mehdi olarak seçtiği kişinin kılına bile zarar vermez”
Sanık Ayşegül Hüma Babuna da “Bizim acelemiz yok. Allah mehdi olarak seçtiği kişinin kılına bile zarar vermez. Bekleyeceğiz göreceğiz. Biz dağılmayacağız” dedi.
Sinem Hacer Tezyapar ise Adnan Oktar tahliye edilene kadar kendisi için en mutlu yerin burası olduğunu söyledi.
Sanık Ahmet Oktar Babuna, mehdiyetle deccaliyet arasında bir savaş olduğunu savunarak, “Bu mücadelede taraf olmak önemli. Bizim davada anayasa, kanunlar her şey çiğnendi. Türkiye’ye muazzam bir huzursuzluk çöktü. Her gün deprem oluyor. Önümüzde muazzam bir güzel dönem olacak. Biz Allah için birbirimizi ölesiye seviyoruz. Allah’ın aslanı Adnan Oktar tahliye olmadan tahliye olmak istemiyorum. Yatarsak birlikte yatarız, çıkarsak da birlikte çıkarız” şeklinde konuştu.
“Normal hayatın seyrini, dostluğu, kardeşliği suç gibi gösterdiler”
Son sözleri sorulan Tarkan Yavaş da “İngiliz derin devleti bu kumpası tezgahlarken emniyette, adliyede, basında yer alan kripto yapıları, psikolojik harp uzmanlarını ve içimize sızmış kişileri kullanmıştır. Asıl amaç bizleri ve özellikle Sayın Adnan Oktar’ı mahcup etmek. Normal hayatın seyrini, dostluğu, kardeşliği suç gibi gösterdiler. Bizler Allah aşığıyız. Bu inanç ve hükümle başta Sayın Adnan Oktar olmak üzere hepimizin aynı anda tahliyesini talep ediyorum” dedi.
Adnan Oktar ise “Devletin bütün kademeleri, Türk halkı, basın, hemen hemen herkes bizlere oynanan kumpasın delillerini gördü, anladı. Kumpasçılar kendi kendilerini rezil ettiler. Kumpas tamamen yok edildi ve başlarına geçti. Samimiyet, doğruluk, dürüstlük, sevgi, aşk her zamanki gibi galip geldi. Bulunduğumuz salonda Allah bizleri izliyor, görüyor. Asil devletimizin, güzel milletimizin hayrı için hep gayret edeceğiz” dedi.
Oktar’ı çok sevdiklerini söyleyen diğer sanıklar da tahliye ve beraat talep etti.
Duruşma, mahkeme heyetinin davayla ilgili kararını açıklaması için 16 Kasım Çarşamba gününe ertelendi.