Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye’de de löseminin son aşamasında kullanılan, “İclusig” adlı ilacın sahte çıktığıyla ilgili iddialar üzerine, “Bu iddialar sonucunda, ilaçların kamu tarafından üretilmesi talebimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır… Sağlık Bakanlığı ile ilgili adli ve idari birimleri, bu vahim iddiaları ivedilikle araştırmaya, kimlere uzanırsa uzansın sorumluları açığa çıkarmaya ve sahte içerikte ilaçların kullandırıldığı hastalara/yakınlarına tazminat ödemeye davet ediyoruz.” açıklaması yapıldı.
TTB, kan kanseri ilacı olarak sunulan, “İclusig” adlı ilacın basit bir ağrı kesici olduğu iddiası üzerine açıklama yaptı.
Açıklamada, ilaçların kamu tarafından üretilmesi taleplerinin hatırlatıldığı belirtilerek, “İlaçların kamu tarafından üretilmesi talebimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Halkın sağlığı ile oynayan sahte ilaç skandalı ile ilgili olarak ortaya atılan iddialar araştırılmalı ve sorumlular yargılanmalıdır” denildi.
“Bu ilaçların güvenliği konusunda ciddi kaygılar mevcuttur”
İlaç tedarikindeki sorunların devam ettiği kaydedilen açıklamada, “İlaç temininde yaşanan sorunlar, halk sağlığını tehdit eden başka sonuçlara da neden olmaktadır. Bunların başında da, yurttaşlarına ilaç temin etmekle görevli kurumların yurtdışından temin edilmesi gereken ilaçları, yasal olmayan şekilde satın alması yer almaktadır. Bu ilaçların güvenliği konusunda ciddi kaygılar mevcuttur” ifadelerine yer verdi.
Söz konusu ilaçla ilgili, “SGK’nın gereken araştırmayı yapmadığı görülmektedir” ifadesine yer verilen açıklamada, şöyle devam edildi:
“Nitekim ilaç firmasının başvurduğu İsviçre İlaç Denetim Kurumu’nun (SWISSMEDIC) yaptığı analiz sonucunda ilaçların içinde ağrı kesici etken maddesi olduğu ortaya çıkmış, ancak SGK ilaçlarla ilgili analizinde, ‘çıkan veriye göre var olan değerlere uygun, ilaçlar sahte değil’ cümlesine yer vermiştir. Sağlık Bakanlığı bu durum üzerine müfettiş tayin ederek konuyu araştırmış, ancak müfettişe analiz raporları sunulmamıştır.”
Açıklamada, analiz raporlarına ulaşamayan müfettişin cumhuriyet başsavcılığına başvurarak ilaçları temin edebildiği vurgulanarak, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne yapılan incelemelerde 3-4 bin euroya satılan ilaçların içerisine ham maddesi 1-2 TL’lik olan ilaçlar ilave edilerek devlete satıldığı belirtildi.
“Hiçbir şey yaşam mücadelesi veren insanların canından daha önemli değildir… Hastalara tazminat ödenmeli”
Sahte ilaçla ilgili iddiaların araştırılması ve kamuoyunun aydınlatılması istenen açıklamada, şöyle denildi:
“SGK’nın bu ilaç için tedarikçi ecza depolarına 26 milyon TL, Türk Eczacıları Birliği ise 508 bin 200 avro ödediği tespit edilmiştir. Yurtdışından temin edilen ilaç için ecza deposu sahipleri ve bazı bürokratların işbirliği yaptığı, mevzuata aykırı işlemler olduğunu ve bunların müfettiş raporlarında yer almasına rağmen hâlâ herhangi bir işlem uygulanmamıştır. Dolayısıyla vatandaşların sağlıklı olması için ilaç temin etmekle görevli kurumların kamuyu büyük zarara uğrattığı görülmektedir.
Bu iddialar sonucunda, ilaçların kamu tarafından üretilmesi talebimizin ne kadar haklı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Halkın sağlığı ile oynayan sahte ilaç skandalı ile ilgili olarak ortaya atılan iddialar araştırılmalı ve sorumlular yargılanmalıdır. Hiçbir şey yaşam mücadelesi veren insanların canından daha önemli değildir. Sağlık Bakanlığı ile ilgili adli ve idari birimleri, bu vahim iddiaları ivedilikle araştırmaya, kimlere uzanırsa uzansın sorumluları açığa çıkarmaya ve sahte içerikte ilaçların kullandırıldığı hastalara/yakınlarına tazminat ödemeye davet ediyoruz.”