Abdurrahman Dilipak’ın reçetesi Lübnan’a ilaç oldu: Hint kenevirinde hedef 1 milyar dolar

Abdurrahman Dilipak kenevir
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Kenevirle ilgili olarak “Bu korona günlerinde, Covid belası başımızda iken, belki de ilk yapmamız gereken şey dağa-taşa kenevir ekmek olmalı. Bu iş sadece bir ekonomi meselesi değil, bu Milli Güvenlik sorunudur. Sağlık sorunudur” diyen Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’ın Türkiye için önerdiği kenevir üretimi, ekonomik krizdeki Lübnan’ın kurtuluş reçetesi oldu.
KENEVİR İÇİN “ALLAH’IN BİR LÜTFU” DEMİŞTİ
Kenevir Allah’ın bir lütfu, bereketi ve ikramı olan bir bitki olarak bugün gıda, tekstil, enerji, inşaat, petrokimya, ilaç, kozmetik alanlarında 50.000’den fazla nihai üründe kullanılan bereketli bir bitki. Kanser, şeker hastalığı gibi birçok hastalıkta tedavi edici özelliğe sahip bir bitki.” diyen Dilipak’ı Lübnan duydu.
Lübnan Tarım Bakanı Abbas Hacı Hasan, Hint keneviri üretiminin ülke ekonomisine katkısının yıllık 1 milyar dolar olabileceğini belirterek, kenevir üretimi için ABD, İspanya ve Kanadalı şirketlerin şimdiden talip olduğunu söyledi.
Bakan Hasan, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleriyle yaşanan diplomatik krizin tarım sektörüne etkileri, alternatif pazar, Türkiye ile iş birliği ve Hint keneviri hakkında açıklamalarda bulundu. 2019 yılından bu yana ciddi ekonomik krizle mücadele eden Lübnan’daki Hint keneviri üretimini ‘yeşil altın’ olarak niteleyen Hasan, kenevirin Lübnan ekonomisi için can damarı olabileceğini ifade etti.

“Hint keneviri yasalara göre tıbbi ve endüstriyel amaçlar için yetiştirilecek”

Uzun yıllardır kenevirin üretimi için Meclis ve hükümet nezdinde çalışmalar yapıldığına ve bunun avantajlarına değinen Hasan, şöyle devam etti:
“Bekaa Vadisi’nde yasal olmayan (uyuşturucu) maddelerin üretiminin yerini tutacak, çiftçilere ciddi bir finansal kaynak sağlayacak. (Hint keneviri), Diğer tarım ürünlerine nazaran, ciddi bir şekilde su ve zirai ilaç tüketimini azaltıyor.”
Lübnan’da kenevirin uyuşturucu maddesi olarak kullanılmasının yasak olduğunun altını çizen Hasan, “Hint keneviri ise yasalara göre tıbbi ve endüstriyel amaçlar için yetiştirilecek” diye konuştu.
Hasan, çiftçilere yasal izin verilmesini öngören kararnamenin de kısa süre içinde çıkarılacağını belirtti.
Lübnanlı Bakan, tıbbi ve endüstri sektöründe kullanılmak üzere Hint keneviri üretimi tesislerinin kurulması için ABD, Kanada ve İspanya’dan bazı şirketlerin şimdiden Lübnan ile temasa geçtiğini ifade etti.

Lübnan, esrar üretiminde dünyada 4’üncü sırada

ABD merkezli ‘McKinsey & Company’ adlı ekonomi danışmanlık firmasının Lübnan hükümeti için 2018’de hazırladığı kenevirin ülke ekonomisine katkı raporuna değinen Hasan, “Kenevir üretimi ekonomiye yıllık bir milyar dolar katkı getirilebilir” dedi.
Lübnan Meclisi, 2020’de Hint keneviri ekimine izin veren bir yasa çıkarsa da üretimin kimin tarafından yapılacağını izah eden kararnamesi bulunmuyor. Bu da ekim için gerekli lisansların verilmesini engelliyor. Ancak Lübnan’ın özellikle orta kesiminde bulunan ve uygun coğrafi yapısı nedeniyle Bekaa Vadisi’nde şu anda bazı çiftçiler lisans almadan üretim yapıyor. Lübnan’da halihazırda Hint kenevirinin daha çok uyuşturucu üretiminde kullanıldığı iddia ediliyor.
Birleşmiş Milletlerin (BM) 2017’deki verilerine göre Lübnan, esrar üretiminde dünyada 4’üncü sırada yer alıyor.

Türkiye ile iş birliği çalışmaları

Lübnanlı Bakan, Türkiye öncülüğünde İslam Gıda Güvenliği Teşkilatı tarafından kısa bir süre önce düzenlenen toplantıda Türkiye-Lübnan arasında tarım konusunda iş birliğinin görüşüldüğünü hatırlattı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile görüştüklerini söyleyen Hasan, “Türkiye’nin muazzam tarım üretimi ve her şeyi üretebilecek kapasitede olduğu doğru. Ancak buna rağmen Türk mevkidaşım iki ülke arasında hayvancılık ve tarım iş birliği için teknik bir komisyonun kurulması temennisinde bulunmuştu. Önümüzdeki günlerde bu iş birliği için görüşmeler yapılacak” dedi.

“Hiçbir pazar Körfez’e alternatif olamaz”

Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleriyle ekim ayında meydana gelen diplomatik krizin çözülmesi temennisinde bulunan Hasan, “Mevcut kriz, Lübnan’ın tarım ürünlerinin ihracatını ciddi şekilde etkileyecektir” ifadelerini kullandı. Körfez ülkeleriyle bozulan ilişkiler nedeniyle duran ihracatın yerine yeni alternatif pazar arayışında olduklarını belirten Hasan, “Hiçbir pazar Körfez’e alternatif olamaz ancak başka dost ülkelerle tarım ihracatı için yeni kapılar açmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Lübnan, krizden önce tarım ürünlerinin yüzde 25’ini Suudi Arabistan’a, yüzde 44’ünü de diğer Körfez ülkelerine ihraç ediyordu. Lübnan’ın Riyad’a 2020’deki tarım ihracatı 24 milyon dolar, Kuveyt’e 21 milyon, BAE’ye 14 milyon civarındaydı.

Lübnan ile Körfez ülkeleri arasındaki kriz

Lübnan Enformasyon Bakanı George Kardahi, daha önce katıldığı belirtilen ve 27 Ekim’de yayınlanan bir televizyon programında, Yemen’deki tutumu nedeniyle Suudi Arabistan’a yönelik suçlayıcı ifadeler kullanmıştı.
“Hizbullah gibi Husilerin de silahlı bir örgüt olarak kendi toprağını savunduğunu düşünüp düşünmediğine” ilişkin soruya Kardahi, “Tabii ki toprağını koruyor. Şahsi görüşüm, Yemen’de bu savaşın sona ermesi gerekiyor. Savaş uçaklarıyla evler, binalar, köyler ve şehirler saldırılara maruz kalıyor” yanıtını vermişti.
Kardahi’nin özellikle Riyad yönetiminin tepkisini çeken ifadeleri üzerine Lübnan Başbakanı Necib Mikati, yazılı bir açıklama yayımlamış ve Kardahi’nin açıklamalarının hiçbir şekilde Lübnan’ın Arap ülkeleri ve özellikle Suudi Arabistan ile olan siyasetini yansıtmadığını bildirmişti. Buna rağmen Suudi Arabistan ve Bahreyn 29 Ekim’de, Kuveyt ve BAE 30 Ekim’de, Yemen de 2 Kasım’da Lübnan’daki büyükelçilerini geri çağırmıştı.

Bu Yazıya Tepki Ver