BirGün gazetesinden İbrahim Arı’nın haberine göre, AK Parti yaklaşık 12 yıl önce kapattığı Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü yeniden açmaya hazırlanıyor.
Cumhuriyet’in ilk Sağlık Bakanı Doktor Refik Saydam tarafından 1928’de kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde aşı üretimi 1998’de durduruldu. Hıfzıssıhha Enstitüsü, 2011 yılında da AK Parti iktidarı tarafından kapısına kilit vurularak kapatıldı. Enstitünün kapatılması Covid-19 salgını sürecinde yeniden tartışma konusu oldu. Uzmanlar, “17 aşı üreten enstitünün kapatılmasının büyük bir hata olduğunu ve Türkiye’nin bugün tüm aşıları ithal eden bir ülke haline geldiğini” vurguladı.
İHALESİ DE AÇIKLANMADI
Şimdi de Sağlık Bakanlığı dikkatleri çeken bir adım attı. Bakanlık, “yeni hıfzıssıhha projesi” adı altında Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarında, 50 bin metrekarelik bir tesis inşa edileceğini duyurdu. Tesisin resmi adı ise “Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi” olacak. Merkezde, aşı ve biyoteknoloji ürünlerinin geliştirilip üretileceği açıklandı.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü de merkezin birinci etap ihalesinin yapıldığını açıkladı. Müdürlük, 16 Şubat tarihinde bir şirketle sözleşme imzalandığını duyursa da ihalenin tutarına ve kime verildiğine ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının büyük bir hata olduğunu vurgulayan Türk Tabipleri Birliği (TTB) 2’nci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, BirGün’e yaptığı değerlendirmede şöyle konuştu:
“Çağımız salgın hastalık çağı. Bu nedenle de Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren her türlü salgına karşı toplumu korumuş ve salgın hastalıklar konusunda çok büyük başarılar elde etmiş bir kurumu ortadan kaldırmak sağlık alanında yapılan en büyük cinayetlerden biridir. Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatılmak yerine modernize edilip daha iyi bir konuma getirilebilirdi. Ancak iktidar her adımını yıkmak üzerine atıyor. Mesela, şehir hastaneleri için çok köklü hastaneleri kapattılar. Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasının özellikle Coivd-19 pandemisi sürecinde toplumda çok büyük maliyetleri oldu. Türkiye aşı çalışmaları geçmişi olan ve birçok ülkeye de ücretsiz aşı veren bir ülkeydi. Ancak iktidar eliyle ülkemizi aşıda da dışa bağımlı hale getirdiler. İktidar öncelikle bunun hesabını vermeli. Hıfzıssıhha Enstitüsü yaşatılsaydı Covid-19 salgınında da aşıyı çok daha erken insanlığın hizmetine sunabilirdik.”
BİRÇOK AŞI ÜRETİLİYORDU
Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, 27 Mayıs 1928 tarihinde, savaştan yeni çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan halkların sağlığının korunması amacıyla temel laboratuvar hizmetlerini yürütmek için kuruldu. Enstitüde, tifüs, dizanteri, kolera, veba, meningokok, stafilokok, boğmaca, brusella, oral BCG, intradermal BCG, difteri, tetanoz, kızıl, alimunyum presipiteli karma aşılar, lekeli humma, kuduz, çiçek ve grip aşısı da üretiliyordu.