TÜSİAD’ın laiklik, demokrasi ve ekonomiyle ilgili eleştiriler içeren çıkışına Ak Parti’den ilk tepki geldi. Ak Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, TÜSİAD’ı vesayet özlemi içerisinde olmakla suçladı.
Ak Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, TÜSİAD’ın laiklik, demokrasi ve ekonomiyle ilgili eleştirilerine yanıt verdi.
Şahin, “Geçtiğimiz günlerde bir TÜSİAD rapor hazırladı ve kamuoyuna açıkladı. Sanki ülkemizde, demokrasi ve laiklikle ilgili bir tartışma, gündem, sorun varmış gibi bu konular etrafında birtakım değerlendirmelerde bulundular. Aslında ne dedikleri çok anlaşılmıyor, demokrasi etrafında bir şeyler gevelemişler. Bu şunu gösteriyor ki TÜSİAD da vesayet özlemi içerisinde. Bu vesayet özlemi ile oturmuşlar bir rapor kaleme almışlar. Bütün bu hadiselerin değerlendirilmesini düşünüyorum. Belli ki birileri yine suyu bulandırmaya ve toplumumuzun huzurunu dinamitleye çalışıyor.” dedi.
Mamak Belediyesi’nin etkinliğinde konuşan Şahin, 10 büyükelçinin tutuklu Osman Kavala ile ilgili yaptığı açıklamaya da tepki göstererek, şunları söyledi:
“Bizim anayasamız gereği görülmekte olan bir dava ile ilgili hiç kimse, hiçbir grup, hiçbir zümre, görevi, unvanı, amacı ne olursa olsun açıklama yapamaz, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Eğer bunu yaparsa anayasal bir suç işlemiş demektir. Büyükelçiler şunu çok iyi bilmelidirler ki yaptıkları dostluğa sığmadığı gibi aynı zamanda anayasal bir suçtur. Türkiye Cumhuriyeti devleti anayasal düzeni, mahkemelerinin bağımsızlığı hiçe sayılacak bir ülke değildir. Bunu da çok iyi bilmeliler. Buna göre ülkemizde misafir olacaklarsa görev yapacaklarsa bunu akıllarından çıkarmamalılar.”
TÜSİAD’IN ÇIKIŞI
TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, laiklik, demokrasi ve düzenleyici kuruluşların bağımsızlığının öneminden söz etmiş ve hükümete üç öneri sunmuştu:
1. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının sağlanması çerçevesinde devletin tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması ve etkin hak arama özgürlüğünün güvence altında olması
2. Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin güçlendirilmesi; bütün vatandaşlar için tüm hak ve özgürlük alanlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında geliştirilmesi, siyasette ötekileştirme, ayrımcılık ve nefret söylemleri ile mücadele edilmesi,
3. Kuvvetler ayrılığını güçlendirmek için denge ve denetleme mekanizmalarıyla yargısal denetimin güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir, daha az merkeziyetçi ve etkin bir kamu yönetimi anlayışının yerleşik hale getirilmesi.
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ise, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışına tepki göstermişti.