Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Merve Kavakçı’nın kızı ve Erdoğan’ın danışmanı Mariam Kavakçı’nın sosyal medya paylaşımlarında kullandığı üslubun iktidar yandaşlarından cesaret aldığını belirtti ve “Ne oldum delisi iktidar fedaileri de hezeyan ve zevzeklikte sınır tanımaz, cilve yapıp aferini kapmak için böyle nefret saçar işte” ifadelerini kullandı. Kavakçı için ‘destursuz, şuursuz, mirasyedi’ ifadelerini kullanan Beki, “Suç Mariam Kavakçı’da değil, bu düzeyi ödüllendirerek özendirenlerde, prim yaptıranlarda” yazdı.
Akif Beki’nin “İktidar fedailiğinde Dallas-Teksas düzeyi” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Daha dün Dallas-Teksas’tan gelmiş, Cumhurbaşkanlığına danışman yapılmış, çoklu maaş sistemine katılmış, iktidar nimetlerinden başı dönmüş, hazıra konmuş bir mirasyedi. Adı, Mariam Kavakçı.
Devlet memuru olduğuna da bakmadan, büyüklerinin siyasi ayrılıklarına destursuz burnunu sokuyor.
‘Yaptığım şu iktidar bayramının orucunu onlar tuttu’ demeden, neler kusuyor neler…
‘Din düşmanları, teröristler ve vatan hainleriyle yan yana duran kimseye hakkımız helal değil’ diye geçiyor hücuma.
Helallik verecek değil isteyecek konumda olduğunun farkına bile varamıyor. Şuur yerlerde…
Emeğinin üstünde sefa sürdüklerine, boyunu aşan galiz lafları peş peşe sallıyor Instagram’da.
Hesapta, Allah ne verdiyse küffar tepeliyor.
‘Yok olacaksınız hepiniz çok yakında. İyi ki varsın RTE’ sloganları savura savura dalıyor.
Cihat kılıcını çekmiş, ‘hasetçi hainler’in üstüne yürüyor. ‘Bir de Müslümanım diyorlar’ sınırlarına kadar dayanıyor.
Muhalefet partililerin Müslümanlığına laf etmekte, dinleriyle imanlarına dil uzatmakta beis görmeyen bir sipsipullahlık dökülüyor her yerinden.
Hızını alamayıp ‘Üzülme Reisim, biz de Allahü Teala da hep seninleyiz’ ahkamları dahi kesiyor.
Allah adına konuşma yetkisini nereden alıyorsa, Allah’ın siyasi rekabette kimden yana, kime karşı olduğuna karar verebileceğini sanıyor.
O arada Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun afişine çarpı mı atmıyor, Erdoğan’ı ‘halifemiz’ mi ilan etmiyor!
Ne lafını biliyor ne kendini. En ufak bir fikri dahi yok.
Ve bundan dolayı ona kızamıyorsunuz…
Rol modellerinden alıyor bu cüret ve cıvıklığı.
Koca bakanlar, koltuklarını sağlama almak için “Erdoğan’a Türkiye yetmiyor, dünyayı yönetiyor” gülünçlüklerine tevessül ederse…
Koca bakanlar, ‘sıkıntıları Kılıçdaroğlu ve avanesi mi, yoksa dünyanın karşısında mum gibi durduğu Erdoğan mı çözer’ ucuzluklarına başvurursa…
Lidere kendini gösterme yılışıklıkları iyice sulanır da ‘Erdoğan’ı kaybetmekten korkuyorum’, ‘Allah başımızdan eksik etmesin’ sığlığında gezinirse…
İktidar savunusunun, muhalefete saldırının seviyesi bu sululuklara inerse…
Olacağı budur. Ne oldum delisi iktidar fedaileri de hezeyan ve zevzeklikte sınır tanımaz, cilve yapıp aferini kapmak için böyle nefret saçar işte.
Suç Mariam Kavakçı’da değil, bu düzeyi ödüllendirerek özendirenlerde, prim yaptıranlarda.
Propaganda zekasının ‘biz melek, onlar şeytan’ ikiliğine gerilemesi, hiçbir partiye ve iktidara sevgi kazandırmaz.
İkili kodla çalışan şakşak hademelerinden, basit çatışma yazılımlarından bir memlekete de hayır geldiği görülmemiştir.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın