Alevi kurumlarından ortak açıklama: “Yasanın derhal geri çekilmesini dile getirdik”

Alevi dernekleri kurumları mustafa aslan açıklama

Alevi ve Bektaşi toplumunun örgütlü olduğu 8 çatı kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulmasına karşı İstanbul’da ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Daire Başkanlığı bizim için yok hükmünde. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararnamesi bizim için yok hükmünde. Torba yasada Alevilerin taleplerini sadece elektrik, su, bakım-onarımmış gibi küçümseyen, Alevi inancını yok sayan anlayış bizim için yok hükmünde. Biz, eşit yurttaşlık talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz” denildi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla geçen cuma Resmi Gazete’de yayınlanan kararnameyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulmasına yönelik tepkiler sürüyor. Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri ve Demokratik Alevi Dernekleri, bugün İstanbul’da ortak bir basın açıklaması yaptı.

“35 yıldır Alevilerin uğradığı hak ihlalleriyle ilgili taleplerimiz var”

Taksim’deki bir otelde düzenlenen basın toplantısında ortak açıklamayı, Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan okudu. Alevi ve Bektaşi toplumunun Cumhurbaşkanı’nın kararnamesini tanımadığı ve yok hükmünde saydığının belirtildiği açıklama şöyle:

“Yaklaşık 35 yıldır örgütlü Alevi kurumlarının, eşit yurttaşlık çerçevesinde, Alevilerin uğradığı hak ihlalleriyle ilgili talepleri var. Bu talepleri Türkiye kamuoyu çok yakından biliyor. Eşit yurttaşlık talebimizde, başta ibadethanemiz olan cemevlerinin yasal statüye kavuşması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Sivas Madımak Katliamı’nın olduğu Madımak Oteli’nin ‘Utanç Müzesi’ olması, Alevi köylerine yapılan camilere bir an önce son verilmesi, Alevi dergahlarının Alevilere iade edilmesi, kamuda yapılan ayrımcılığa son verilmesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi talebimizi her platformda dile getiriyoruz. Bununla ilgili defalarca hem demokratik anlamda hem yasal çerçevede alanlarda, medyada, siyasette, hukukta mücadele verdik.

“Bu ülkeyi yönetenler, kendileri dışındakileri bir çerçeveye koymaktan asla vazgeçmediler”

Özellikle siyasi alanda biliyorsunuz bugünün iktidarı, 2009-2010 yıllarında 7 tane oturum yaptı, ‘Alevi Açılımı’ diye. O günün kurum genel başkanlarımız, toplantılara katıldıklarında, 5 ana temelde ortak taleplerini hükümetin temsilcilerine ilettiler. Ve süren tüm oturumlarda, bizim yüzyıllardır bu topraklarda ifade ettiğimiz, olmazsa olmaz dediğimiz, laiklik ve demokrasi çerçevesinde, Türkiye tam anlamıyla laik ve demokratik bir ülke olursa bu taleplerin, bu ülkede yaşayan bütün inançların, tüm kimliklerin, tüm dillerin özgürce, eşitçe kendini ifade edebileceğini her platformda dile getirdik. Ama 2009-2010 Alevi çalıştaylarında şunu gördük ki bu topraklarda bu ülkeyi yönetenler, kendileri dışındakileri tarif etme, tanımlama, onları bir çerçeveye koyma, onlara bir kıyafet biçmeden asla vazgeçmediler. O oturumlar sonucu, hepinizin malumu çalışmalar sonrası Alevilerin hiçbir talebine yönelik olumlu adım atılmadı ve çalıştaylar boşa düştü.

“Eşit yurttaşlık talebimizi yok sayan iktidar, yine toplumda yanlış bir algı yaratmak peşinde koşuyor”

Maalesef iktidar, Türkiye’de toplumun farklı kesimlerinin talepleri söz konusu olunca duymayan, kulağını tıkayan, gözlerini kapatan bir rol oynamaya devam ediyor. Ve bugüne geldiğimizde, son dönemlerde, bu yıl muharrem ayında Sayın Cumhurbaşkanı’nın başta Hüseyin Gazi Cemevi Dergahı’nı ziyaretle başlayan serüveni başladı. Bu ülkede yaklaşık 2 yıldır dile getirdiğimiz ‘Aleviler bu ülkenin güvenlik sorunu değil. Aleviler bu ülkede laiklik, demokrasi istiyor, eşit yurttaşlık istiyor, eşitlik istiyor’ diye vurgusunu duymayan iktidar, sanki Aleviler bu ülkenin güvenlik sorunuymuş gibi İçişleri Bakanlığı öncülüğünde oluşan bir ekiple sözde Alevi kurumlarını gezdiler. Sözde Alevilerin taleplerini dinlediler ve sözde Alevilerin talepleri, Plan Bütçe Komisyonu’na gelen ve torba yasa içine giren elektrik, su, bakım-onarım talepleriymiş gibi kamuoyunda bir algı yarattılar. Ve bugün burada çatı örgütleri olarak, yıllardır birlikte dile getirdiğimiz eşit yurttaşlık talebimizi yok sayan iktidar, yine toplumda yanlış bir algı yaratmak peşinde koşuyor.

Devletin hiçbir inancı tanımlamaya, tarif etmeye, onun nasıl olacağına, nasıl inanacağına karışmaması gerektiğini, bu ülkede her inancın kendi özgünlüğünü koruması gerektiğini, özgür olması gerektiğini, devletin inançla olan ilişkilerine mesafe koyması gerektiğini, laiklik temelinde bir taleple tekrar dile getirdik.

“Sanki demokratik bir açılım yapıyormuş gibi bir hava yarattı iktidar”

Alevilerin yıllardır dile getirdiği talepleri torbaya sıkıştırarak sanki demokratik bir açılım yapıyormuş gibi bir hava yarattı iktidar. Son dönemlerde alışageldiğiniz kararnamelerle, sabaha doğru bir kararnameyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Daire Başkanlığı diye bir kararname çıktı. Kararname şunu tekrar bize gösterdi ki bu ülkede yüzyıllardır inkar edilen, yok sayılan, dönem dönem katliamlarla karşı karşıya kalan, asimilasyon politikalarının her türlüsüne maruz kalan bu inanç topluluğu, yine asimile edemedikleri, sürgün edemedikleri, tüm katliamlara rağmen yok edemedikleri inancı, yasal çerçeve adı altında inancı yok saymayla karşı karşıya kaldık.

“İnancımızı yok sayan bir kararname”

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Daire Başkanlığı, inancımızı yok sayan bir kararname. İnanç önderlerimizi yok sayan bir kararname. Eşit yurttaşlık taleplerimizi yok sayan, demokrasi ve laiklik vurgusu yapan Alevi toplumunun taleplerini yok sayan, onları bir yere hapsetmeye, bir daireye hapsetme işine yarayan bir girişim. Bununla ilgili gerek yasal gerek hukuki tüm süreci yüzyıllardır verdiğimiz gibi bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.

“25 Aralık’ta Aleviler, İstanbul’da bir kurultay gerçekleştirecek”

25 Aralık’ta Aleviler, İstanbul’da bir kurultay gerçekleştirecek. Sadece Alevi kurumları değil, bu ülkede demokrasiden, laiklikten yana olan, bu ülkede eşitlikten yana olan tüm kesimleri davet edeceğiz. Sanatçısından medyasına, bilim adamından demokratik kitle örgütlerine, değişik toplum kesimlerini davet edeceğiz.

Biz, bu ülkede Alevilerin talepleri gerçek anlamda anlaşılana kadar, ülke gerçek anlamda tüm inançlara, tüm etnik kimliklere, dillere, renklere eşit davranana kadar bu mücadelemizi her platformda geçmişte sürdürdüğümüz gibi bugün de sürdürmeye devam edeceğiz.

“Cumhurbaşkanı’nın kararnamesi bizim için yok hükmünde”

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Daire Başkanlığı bizim için yok hükmünde. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararnamesi bizim için yok hükmünde. Torba yasada Alevilerin taleplerini sadece elektrik, su, bakım-onarımmış gibi küçümseyen, Alevi inancını yok sayan anlayış bizim için yok hükmünde. Biz, eşit yurttaşlık talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz.

Dün akşam torba yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndan geçti. Az önce de söyledim, hukuki anlamda mücadelemize devam edeceğiz. Ama demokratik taleplerimiz için yasal çerçevede alanda, sokakta, siyasette, tüm alanlarda mücadeleye devam edeceğiz.”