Aliağa’da 27 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında sokaklardaki toz numunelerini inceleyen asbest uzmanları, tersanenin bitişiğindeki numunelerde halk sağlığına zararlı asbest lifleri tespit ettiler.
Geçtiğimiz günlerde Fransız ve Brezilya donanmalarına yıllarca hizmet eden ve üzerinde yüz binlerce ton asbest barındırdığı iddia edilen NAe Sao Paulo isimli geminin Aliağa’ya getirilip sökülecek olması tartışma yaratmış, bu durum “Acaba gemi söküm tesislerinde sökülen gemilerde bulunan asbest çevreye yayılıyor mu?” sorusuna neden olmuştu. Bu soruya ilişkin önemli bir araştırmaya imza atıldı.
Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberine göre, 27 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında Aliağa’daki 55 sokakta, yol kenarından rastgele toplanan toz numunelerini inceleyen asbest uzmanları, tersanenin bitişiğindeki Gemi Söküm Tesisi (İçerisi) Sokak’taki numunelerde halk sağlığına zararlı asbest lifleri tespit ettiler. Aliağa Çevre Platformu ile birlikte yürütülen çalışmada, en riskli yerin tersaneye bitişik alan olduğu belirlendi.
‘Tespiti önemli’
Asbest ve Tehlikeli Atıklar Derneği (ASTA) Başkanı Cafer Fidan, araştırmanın sonuçlarını anlatırken, şu bilgileri paylaştı:
“Aliağa ilçesinde 27 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında asbest riski olabileceği öngörülen noktalardan HSG 248 standardına göre numune alım işlemini gerçekleştirerek, bağımsız akredite bir laboratuvarda numunelerin incelettik. Laboratuvardan çıkan sonuçların raporu hazırladık ve toplamda alınan 55 adet numune içerisinde ‘Gemi Söküm Tesisi (İçerisi) Sokak’ noktasından alınan numunede Serpantin Grubu Krizotil türü asbest tespit ettik.
Alınan 55 adet numuneden 1 tanesinde asbest tespit edilmesi oransal olarak küçük gibi görülse de bu kadar dar kapsamlı bir araştırmada asbest tespit edilmesi önemli bir sonuçtur. İlgili devlet kurumlarının mutlaka Aliağa Gemi Söküm İşletmesi’nde detaylı asbest araştırma ve ölçümleri yaptırarak sonuçları kamuoyu ile paylaşması gerekir.
‘Hastalığın çıkması 40 yıla varabiliyor’
Detaylı bir araştırma ile daha net bulgular elde edilebilecektir. Asbest tespit edilen noktanın gemi söküm tesislerine yakın olması anlam kazanmaktadır. Tersane içinden numune alınması durumunda daha vahim bir tablo ortaya çıkacaktır. Unutulmasın ki, asbestin tüm formları, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından ‘kesin kanserojen’ olarak tanımlanıyor.
Asbest solunum yoluyla akciğerlerde çeşitli hastalıklara neden oluyor. Hastalıklar en erken 4-6 yıl arasında bir sürede maruz kalındıktan sonra ortaya çıkabiliyor. Maruz kalındıktan sonra hastalığın ortaya çıkması 40 yıla kadar da varabiliyor.”