Suudi Arabistan, resmi olmayan bir ziyaretin parçası olarak istihbarat başkanını Şam’a gönderdi. Suriye turizm bakanı da uluslararası toplantıya katılması için Riyad’a gitti. Hedeflerinde biz varız
Araplar, Suriye rejimiyle ilişkilerini yeniden kuruyor. Türkiye’ye karşı bu ittifak için “Gereklilik”, “Kaçınılmazlık” ve “Hayati adım” diyorlar. İngiliz The Guardian gazetesinin Ortadoğu muhabiri Martin Shulov, Suudi istihbarat şefinin Suriyeli mevkidaşı ile görüşmek için Şam’a gittiğini yazdı. İran da Suudi lidere mesaj gönderip, Suriye, Irak ve Yemen’deki çatışmaları sonlandırma niyetlerini ilettiler.
Uluslararası ilişkiler profesörü Avni el-Homsi, gelişmeleri şöyle yorumluyor: Erdoğan’ın herkesi tehdit etmeye başlayan neo-Osmanlıcılığı ile bağlantılı olarak konumlarını gözden geçirmeye başladılar. Türkler, Libya’da ve Orta Asya’da kendilerine pay çıkarmak isteyen ve Avrupa Birliği’ni kendi amaçları için tehdit eden terör gruplarını kullanma ihtimaline inanmaya başladı.”
Uzmanlar, “Suriye’nin Arap ortamına geri dönmesi, İran ve Türkiye’nin ülkeye müdahalesinin sona ermesi ile bağlantılı olarak çok önemli. Arap bölünmesi ve zayıflığı bir boşluk oluşturdu ve Türkiye, bundan faydalandı. İşleri tersine çevirmenin tek yolu, Arapların birliğini ve gücünü yeniden tesis etmek. Suudi Veliaht Prensi Salman, Arap milliyetçi söylemini giderek daha fazla kullanıyor” diyor.
Suudiler ve Mısır taktiği görüyor
Analistler: Türk siyasetindeki değişikliklerin doğası gereği oldukça taktiksel olduğunun farkındalar
Analitik Merkezi’nin siyaset bilimcisi Najmiye Pur-Islami, Arapların Ortadoğu’da Türkiye’ye liderliği bırakmayacağını belirterek, şu yorumu yaptı: “Türkiye’nin dış politikasındaki değişikliklere rağmen, Suudi Arabistan veya Mısır ile olası yakınlaşmanın istikrarından söz edilemez.
Ne de olsa, Türk siyasetindeki değişikliklerin taktiksel olduğunun farkındalar ve Ankara uygun fırsatlar ortaya çıkar çıkmaz önceki oyununa dönecek. Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan’ın AK Parti’nin dış politika anlatısına yönelik birtakım iddialarının olduğunun da çok iyi farkında.”
