İngiliz dergisi, “Türkiye’nin AB’ye aday olduğu kurgusu çözülüyor” başlığı attı ve “Birçok Avrupalı seçmen, daha demokratik hale gelse bile kulüplerinde büyük bir Müslüman ulus istemiyor” yazdı
The Economist, Avrupa’dan bakınca Türkiye’nin nasıl görüldüğü ile ilgili çarpıcı bir makale kaleme aldı. Dürüstçe “Türkiye’nin AB’ye aday olduğu kurgusu çözülüyor” başlığı altında yazılmış o makalede Avrupalı seçmenlerin demokratik olsa bile Türkiye’yi istemediği vurgulandı. İşte o yazı: “Avusturya şansölyesi Sebastian Kurz, bu yaz başlarında Türkiye’nin Taliban’dan kaçan Afganlar için en uygun sığınak olacağını öne sürerken birkaç başka Avrupa hükümeti adına konuşuyor olabilir.
TAMPON DEVLET ŞOKU
Ancak Türkiye veya Afganlar adına konuşmuyordu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Türkiye’nin “Avrupa’nın mülteci deposu” olmayacağını açıklamıştı. Türklerin çoğu aynı fikirde. Tahmini 200.000-600.000 Afgan da dahil olmak üzere 4 milyondan fazla göçmen ve mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkede, yeni gelenlere karşı kızgınlık artıyor. Ancak resmi olarak AB üyeliğine aday olan Türkiye’nin onun tampon devleti haline gelmesindeki hayal kırıklığı da öyle.
KATILIM SÜRECİ ÖLDÜ
Yıllar boyunca, politika meraklıları, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerini tanımlamak için eski bir Sovyet şakasının bir çeşidine ulaşırdı: Biz müzakere ediyormuş gibi yapıyoruz ve onlar reform yapıyormuş gibi yapıyorlardı. Bugün rol yapmanın bir faydası yok. Katılım süreci öldü. Onun yerine, AB’nin Erdoğan ile göçmenleri ve mültecileri Avrupa’nın dışında tutmak için yaptığı bir anlaşma, ilişkinin merkezinde yer aldı. Bu anlaşma da zorlanmaya başlıyor.”