AYM’den ‘zorunlu din dersi’ kararı: “Dinî ve felsefi inançlara saygı gösterilmesini isteme hakkı ihlal edildi”

alevi talepler zorunlu din dersi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Hüseyin El ve kızı Nazlı Şirin El’in başvurusu üzerine incelediği zorunlu din dersi uygulamasıyla ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dinî ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, Hüseyin El ve kızı Nazlı Şirin El’in başvurusu üzerine bir kez daha zorunlu din dersi uygulamasını inceledi.

Alevi inancına sahip olan Hüseyin El, 2009 yılında Eskişehir Havacılar İlköğretim Okulu’nda okuyan kızı Nazlı Şirin El’in din dersinden muaf tutulması için müdürlüğe dilekçe verdi. Talebi, “sadece azınlıklar muaf olabilir” denilerek reddedildi.

Nüfus cüzdanlarındaki ‘İslam” ibaresini çıkardı

Hüseyin El bunun üzerine nüfus cüzdanlarındaki ‘İslam” ibaresini çıkardı ve bakanlık ve valiliğe dava açtı. Yargı sürecinde idare mahkemesinin aile lehine verdiği karar Danıştay’da bozuldu.

Bu süreçte Nazlı sınıf kaybetti, karnesi verilmedi, din dersine girmediği için okuldan ve çevresinden baskı gördü, okul değiştirmek zorunda kaldı.

Aile son aşamada Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, yaptığı inceleme sonunda, zorunlu din ders uygulamasıyla anne babaların çocuklarının eğitim ve öğretiminde dini inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

“Laik bir devlette belli bir dinin eğitim ve öğretimi zorunlu hâle getirilemez”

Anayasa Mahkemesi şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

-Din ve ahlak eğitim ve öğretimine ilişkin genel ilkeler açıklanırken Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa’nın “Başlangıç”ı ile 2., 13., 14., 68., 81., 103., 136. ve 174. maddelerinde yer alan laiklik kavramı ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.

-Laiklik; devletin din ve inançlar karşısında tarafsızlığını sağlayan, devletin din ve inançlar karşısındaki hukuki konumunu, görev ve yetkileri ile sınırlarını belirleyen anayasal bir ilkedir.

-Öte yandan din ve vicdan hürriyeti devletin belirli bir dini veya inancı kişilere dayatmamasını gerektirir.

-Laik bir devlette belli bir dinin eğitim ve öğretimi zorunlu hâle getirilemez.

-Nitekim bu ilkenin bir gereği olarak Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasında din eğitimi ve öğretiminin ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin iznine bağlı olduğu açıkça ifade edilmiştir.

Tazminat kararı

Anayasa Mahkemesi Hüseyin El ve kızı Nazlı Şirin El’in başvurusu üzerine yaptığı inceleme sonunda şu hükmü kurdu:

-Ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dinî ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA Kadir ÖZKAYA, Recai AKYEL, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI ve İrfan FİDAN’ın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

-Anayasa’nın 24. maddesinin dördüncü fıkrasında güvence altına alınan ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dinî ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Kadir ÖZKAYA, Hicabi DURSUN, Muammer TOPAL, Recai AKYEL, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ ve İrfan FİDAN’ın karşı oyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

-Başvuruculara net 20.000 TL manevi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

-Kararın birer örneğinin bilgi için Danıştay ve Millî Eğitim Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,

-Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/4/2022 tarihinde karar verildi.

Yeniden yargılama yok

Başvurucunun kızı 2018 yılından itibaren üniversite öğrencisi olduğu, karar tarihi itibarıyla ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almak durumunda olmadığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadı.