DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kahramankazan İlçe Kongresi’nde konuştu. Babacan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün kendisine söylediği sözlere çoks ert tepki gösterdi. Babacan Bahçeli’ye ‘krizlerin ortağı’ ifadesini kullanmasına Bahçeli, “Biz krizlerin ortağı değiliz, insanımızın dert ortağıyız. Alnı lekeli, vicdanı lekeli bir şahsın sözleri değersiz olmakla birlikte, ayaklarımızın altındadır” demişti.
Babacan ise “Az evvel krizlerin ortağı Sayın Bahçeli, ‘krizlerin ortağı’ diye kendisine hitap etmemize çok alınmış olacak ki grup toplantısında bizlere bir cevap vermiş. Üslubu malum. Daha evvel söylemiştim; Sayın bahçeli konuşurken 18 yaşından küçükleri ekranlardan uzak tutmak lazım demiştim” dedi.
Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Biliyorsunuz salı ve çarşamba günleri TBMM’de grup toplantıları oluyor. Ve parti genel başkanları grup toplantıları yapıyor. Az evvel krizlerin ortağı Sayın Bahçeli, ‘krizlerin ortağı’ diye kendisine hitap etmemize çok alınmış olacak ki grup toplantısında bizlere bir cevap vermiş. Üslubu malum. Daha evvel söylemiştim; Sayın Bhçeli konuşurken 18 yaşından küçükleri ekranlardan uzak tutmak lazım demiştim.
Hakaretlerine cevap vermeyeceğiz. Ben buradan kendisine sormak istiyorum; ya krizlerin ortağı değil misiniz siz? Bakın, bugüne dek bu milletin hayrına menfaatine ne iş yaptınız? Türkiye’nin ekonomisine, hukukuna hangi katkıda bulundunuz? ‘Ben şu konuda başarılı oldum, ben o 99’da kurulan hükümette ortaktım ve o hükümet de şu başarıyı ortaya koydum. Bugünün hükümete ortağım şu başarıyı ortaya koydum’ diyeceğiniz ne var? Ben hafızamı çok zorluyorum, herkese de soruyorum inanın bir örnek bulamıyorum. Ve ne diyor bugünkü konuşmasında? Kriz yok diyor. Ya bakın ben altmıştan fazla ilimize gittim. daha geçen hafta Adana’daydım. Herkes diyor ki; ‘böyle bir şey görmedik. Çiftimiz diyor ki ben hayatımda böyle bir dönem yaşamadım. Esnafımız bu kadar büyük bir krizle biz daha önce karşı karşıya kalmadık diyor. Sayın Bahçeli kriz yok diyor. Gerçekten ülkeden habersiz, ülkenin gerçeklerinden habersiz. Zaten bu hükümet küçük ortağıyla, büyük ortağıyla gerçekleri artık görmedikleri için gerçekleri artık inkar ettikleri için bu ülkenin sorunlarına çözüm bulamıyorlar. Bizim gibi biraz gezseler dolaşsalar, Ankara’da kapalı kalmasalar, şöyle bir cadde pazar çarşı esnafla dertleşseler belki görecekler ama yerlerinden kalmıyorlar. Artık vatandaşla olan bağları koptu. Ben Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum. Size ortak olduğunuz krizleri hatırlatmaya devam edeceğiz. Hiç kaçış yok, inkar etmesin bunları.
2001 yılında, bu ülkeyi bu milleti fakirleştirdiğiniz krizi biz unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Yazar kasalar başbakanlık binasının önüne atıldığında sizin çalışma odanız o binadaydı. Millet açlıktan yoksulluktan bitapken siz o koltukta oturuyordunuz. Başbakan yardımcısıydınız. Üstelik Devlet Planlama Teşkilatı size bağlıydı. Ekonomik planlamanın yapıldığı kurum size bağlıydı. Tek gecede 20’ye yakın banka battığında bu ülkede siz Devlet Planlama Teşkilatı’ndan sorumlu Başbakan Yardımcısıydınız. Milli gelirin 3’te 1’ini kaybettiğimiz dönemde o günkü hükümetin ortağıydınız. O tarihte gecelik faizler 7 bin 500’ü görmüştü. Yıllık enflasyon yüzde 70’leri geçmişti. Siz o enflasyona da yüksek faizlere de ortaktınız. Bugün ise vatandaşlarımızın boğuştuğu ekonomik ve hukuk krizlerinin mimarısınız. kaçış yok, kaçamazsınız. Cumhur İttifakı’nız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile cumhuru batırdı ya. Vatandaş ne halde görmüyor musunuz? Haberiniz yok mu? Hukukta, ekonomide, eğitimde dipteyiz. Nerede zirvedeyiz biliyor musunuz? Sayenizde işsizlikte, adaletsizlikte, faizlerde zirvedeyiz. Bugün en fakirle en zengin arasındaki gelir farkı 26 kata çıktı. Bu TÜİK’in rakamı ya. TÜİK bile artık gerçeği gizleyemiyor. Rakamları ne kadar makyajlasa mızrak çuvala sığmıyor. Taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemi başladı başlayalı ülkemizde 3 milyon 200 bin kişi mutlak yoksulluk seviyesinin altına düştü ilave olarak. Sendikaların yayımladığı raporlarda asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını Sayın Bahçeli görmüyor mu acaba?
Açlık sınırının altında bir asgari ücret var şu anda. Sayın Bahçeli bunlar sizin eseriniz. Siz bu hükümete ortaksınız. Öyle başarılı olduğu zaman sahipleneyim kriz çıktığında geride durayım, krizi inkar edeyim yok. Kaçmak yok. Siz kriz yok deyin ve eserinizle övünmeye devam edin.
Sayın Bahçeli bugün bir de ne demiş? Demiş ki; ‘Sayın Babacan cumhurbaşkanlığı adaylığı için Recep Tayyip Erdoğan’a imza attı, sonra gitti Abdullah Gül’ü destekledi.’ Bakın sıralamada yalan söylüyor. Biz o dönemde bir ortak aday çıkmasını Sayın Gül’ün adaylığını evet destekledik. O dönemde bu çoğu insanın bildiği bir gerçekti. O seçenek gerçekleşmeyince, Sayın Gül ‘ben artık aday değilim’ dedikten sonra ikinci tercih olarak biz gidip Sayın Erdoğan’a aday olarak imza verdik. Kronolojiyi, sıralamayı değiştiriyor; ‘önce imza attı sonra destek verdi’ diyor. Bu doğru değil. Yakışmıyor. Bir partinin genel başkanına bu doğruları söylemek yakışmıyor. Fakat cumhurbaşkanlığından söz açılmışken ben sizlere şöyle birkaç tane video göstereceğim. Sayın Bahçeli bugün kimle ortak biliyor musunuz? ‘Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz’ dediği Sayın Erdoğan ile ortak ve onun cumhurbaşkanlığını şu anda destekliyor.
Olayların sırasını değiştirip, doğruyu söylemeyerek beni tutarsızlıkla itham eden Sayın Bahçeli, bugün ne söylemiş grup toplantısında bir de onu izleyelim.
Bizim alnımız ak başımız dik. Hiç kimse bizi tutarsızlıkla suçlayamaz. Getirsinler 2001’den bu yana söylediğim, açıkladığım her şeyi ortaya koysunlar. Altına tekrar imza atarım ben.
Ben hep söylüyorum güven, güven, güven. Siyasette de ülke yönetiminde devlet yönetiminde de hukukta da ekonomide de başarının temelinde güven var güven. Sayın Erdoğan’la ilgili böylesine ağır ithamlarda bulunup, dönüp dolaşıp ‘bizim adayımız Erdoğan’dır’ diyen bir zihniyet güven oluşturabilir mi ya. Mümkün değil. Olmaz, yapamayacaklar. Ne dediği belli olmayan dün kara dediğine bugün ak diyen bugün ak dediğine yarın en diyeceği belli olmayanın hiçbir lafına güven olmaz. O nedenle Sayın Bahçeli’nin herhangi bir sözünü güvenilir bulmak da mümkün değil.
Sayın Bahçeli ittifak ortağı olduğunu unutmasın, krizlerin ortağı olduğunu unutmasın. Bizlere sataşarak, hakaret ederek sorumluluktan kaçamaz. Şu anda ülkemiz bu hale düştüyse Sayın Bahçeli, ülkenin bütün sorunlarının sebebine ortaktır. Ama kendisine iyi bir haberim var. Tıpkı 2001’de onun ortağı olduğu krizden ülkeyi çıkarttığımız gibi yine ortağı olduğu krizlerden de ülkeyi çıkaracak olan bizleriz.
2001 yılında gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’e çıktığı, 20 bankanın battığı, milli gelirimizin tam 3’te 1’ini kaybettiğimiz krizde Sayın Bahçeli ortaktı, biz iş başına geldik ülkeyi ayağa kaldırdık. Ülke yine krizde yine iş başına geleceğiz yine ayağa kaldıracağız inşallah.
Ülkemiz çok ciddi bir gerileme yaşıyor. Daha önce de söylediğim gibi Türkiye çoklu bir krizin içerisinde her alanda geriye gidiyor. Her gün bir önceki günü arar hale geliyoruz. Ülkemiz ne yazık ki olumlu göstergelerde sıralamanın en altlarında ne kadar olumsuz gösterge varsa o sıralamalarda da en üstte.
İşte daha geçen gün hukukun üstünlüğü endeksi açıklandı. Tam 139 ülkede yapılan bir araştırma bu. Türkiye 117. sırada. Hukuk standardımız diplerde. Olumsuz ekonomik göstergelerde de hep zirvedeyiz. Bakın şu anda Türkiye’de gençlerde ne işte ne de eğitimde olanların toplam nüfusa oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Bakıyoruz gençlerimize çalışmıyor da okumuyor da.
Tüm Avrupa’da faizlerin en yüksek olduğu ülkeyiz. Merkez Bankası faizi yüzde 19’dan yüzde 18’e indi. 18 bile Avrupa’nın en yüksek faizi. Üstelik ne oldu biliyor musunuz? Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizlerini 1 puan indirince hazinenin borçlanma faizleri tam 2 buçuk puan arttı. Hazinenin 10 yıllık borçlanma faizleri yüzde 17,5’ten yüzde 20’ye çıktı. Son bir ayda oldu bu. Son bir ayda döviz kuru 8.30’dan çıktı 9.30’a. Geldiğimiz durum bu. Dolar karşısında parası en çok değer kaybeden ülke şu anda Türkiye. Yazık günah. Kur arttığı zaman A’dan Z’ye her şeye zam geliyor bu ülkede. Paramız pul oldu. Paramız gün geçtikçe değer kaybediyor. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? İsterseniz bunun cevabını da Sayın Erdoğan’dan dinleyelim. (Video izletiyor)
Madem para bir ülkenin gücünü, itibarını ve bağımsızlığını simgeliyor; siz niye paramızı yere düşürüyorsunuz? Niye paramızı pul ediyorsunuz ya?