DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün, gazeteci ve yazarlarla kahvaltı programında bir araya gelerek DEVA Partisi, Altılı Masa ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili soruları yanıtladı. Gerçek Gazete İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Ali Tarakcı’nın da katıldığı toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Babacan, üzerinde çalıştıkları Parlamenter sistem düzenlemeleri, Eylem planları ile ilgili gelişmeleri paylaşırken, seçim, Altılı masa ve adaylıkla ilgili güncel sorulara da yanıt verdi.
Babacan, Altılı Masa’nın aday açıklamamasına ilişkin olarak, “Demokrasi sabır istiyor” dedi. “Masaya liste ile gideceğiz” ifadesini kullanırken, Kürt sorununa yönelik de “HDP ile yan yana gelmemek gibi bir çekincemiz yok” diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 81 İlde örgütlendiklerini belirterek başladığı konuşmasında, 742 ilçede de ilçe başkanlıklarının bulunduğunu açıkladı. Babacan, toplantıda partisinin örgütlenmesinden başlayarak, partisinin politikalarını ve son olarak Altılı Masa’ya katkılarından ve masadaki son durumu paylaşarak; gelen soruları cevapladı.
Ali Babacan’ın açıklamalarının satır başları şunlar:
“KADINLAR YÜZDE 30, GENÇLER YÜZDE 20 KOTA İLE PARTİDE ANA KADEMEDE KONUMLANDILAR”
“Coğrafi dağılımı çok düzgün bir siyasi partiyiz. Teşkilatlarımız Türkiye’nin her yerinde. Örneğin Ankara’nın 25 ilçesinde de teşkilatlanabilmiş 3-4 siyasi partiden birisiyiz. Coğrafi dağılım endeksinde de Türkiye’nin en iyi partilerinden biriyiz. 180 bin üyemiz dışında gönüllülerimiz de var. Üyelerimizle daha önce hangi partiye oy verdikleri yönünde yaptığımız ankete göre; yüzde 30’u daha önce AK Parti’ye, yüzde 20’si CHP’ye, yüzde 10’u HDP ve İYİ Parti’ye ve yüzde 5’i de MHP’ye oy vermiş insanlar. Geniş bir siyasi yelpazeden gelen siyasetçiler var. 180.000 üyeliğin 5000’e yakını avukat. 30 İl başkanımız da avukat. Avukat temsilinin oran olarak en yoğun olduğu siyasi partilerinden biriyiz. Hukukçuların bu yönde bir ilgisi var. Daha korkusuz oluyorlar. İnsan haklarına yaptığımız vurgu da hukukçu camiasında özel bir ilgi görüyor. Kadın kolları ve Gençlik kollarımız yok çünkü kadınlara yüzde 30 cinsiyet kotası, gençlere de yüzde 20 gençlik kotası ile ana kademede konumlandırmış durumdayız. Bizde kadınlar ve gençler karar alma mekanizmalarının tam içinde. Yönetimlerimizin yüzde 80 civarı ilk defa siyaset yapan isimlerden oluştu.”
“16 EYLEM PLANINI TAMAMLADIK. ARALIK SONUNDA SAYI 22 OLACAK”
Seçimlerden sonra kurulacak hükümet için çok geniş kapsamlı, ev ödevi niteliğinde eylem planları hazırlıyoruz. Mesela Tarım Eylem Planımız. Satır satır tarım konusunda neler yapılması gerektiğini yazdık ve bunun bütçesini de hesapladık. Yapılabilirlik sürelerinin yanında, devlet bütçesine sığmayacağını düşünmediğimiz hiçbir proje bu eylem planlarında yer almadı.
Daha sonra Afet yönetimine ilişkin eylem planımızı açıkladık. Afet öncesi, afet anı ve sonrası olmak üzere detaylı açıklamalar yaptık.
Sosyal destekler ve sosyal yardımlarla ilgili çok kapsamlı çalıştık. Daha sonra yeni öneriler de geldi. Şimdi 2. girdi de çıkacak. Onu da aralık ayında açıklayacağız.
Şu ana kadar 16 Eylem Planını tamamladık. Bu sayı aralık ayı sonunda 22 olacak.
Tüm çalışmalarımızı konunun uzmanı isimlerle de paylaşıp görüşlerini aldık.
Bu çalışmalar sayesinde tüm bakanların önünde, tamamlanma hedef süreleriyle birlikte görevleri de belli olacak.
2012’den beri en geniş anayasa değişikliği metninin, kelimesi, noktası, virgülüne kadar 6 partinin tam mutabakatla ortaya koymuş olduk. Bu metnin de lansmanı pazartesi günü liderlerin de katılımıyla yapılacak ve madde madde, tüm değişiklik önerilerimiz nedenleriyle birlikte kamuoyuna açıklanacak.
“ALTILI MASANIN TEMSİL GÜCÜ ÇOK YÜKSEK”
Altılı masa temsil gücü çok yüksek bir masa. Altılı masada oturtan partilerin seçmen gücüne ve teşkilatlarına baktığınızda, bu kadar yüksek güçle bir metin üzerinde mutabık kalabilmek, bunun gerçek bir Türkiye mutabakatı olduğunu da gösteriyor. Bu nedenle çok kıymet veriyoruz. Bu metin, seçim sonrasında hemen Meclis’e sunulmaya hazır olacak bir metin. Bu metnin yürürlüğe konulması ancak Meclis aritmetiği elverdiği noktada olabilir. Bu da seçim sonrasını gösteriyor. Bu bir sistem değişikliği önerisi ancak 10 farklı yasayı ilgilendiren çıktıları da olacak. Bunun içinde siyasi etik yasası, Meclis iç tüzüğünü ilgilendiren değişiklik gibi 10 ayrı düzenleme de çıkacak. Bunların da kodifikasyonu yapılıyor şu anda. Seçimden önce bu alt değişiklik tekliflerini de hazırlamaya, komisyonumuz devam edecek.
Altılı masanın yeni çalışma konularından birisi de Ortak Politikalar… Bu kararı biz ancak 2 Ekim tarihinde alabildik. Seçime doğru giderken, hem altı partinin hem de ortak cumhurbaşkanı adayının bir “ortak seçim beyannamesi” oluşsun istedik. Seçimden sonrasını dikkate alırsanız da bu aslında bir ortak hükümet programı başlatmış bulunuyoruz. Bununla ilgili de yaklaşık 60 başlık oluşturuldu. 2 Ekim’de komisyonumuz oluştu. Bu 60 başlıkta 6 partiden 2-3 sayfayı geçmeyecek somut adımlar istendi. Parti olarak taahhütleri, düşündükleri somut proje ve eyleme dönük uygulanabilir adımlar istendi. Bu 6 parti ve ortak aday için tek bir program oluşmasını sağlayacak.
“GEÇİŞ SÜRECİNİN YOL HARİTASI VE ORTAK POLİTİKALAR METNİ OLUŞMADAN ADAYIMIZI AÇIKLAMAYACAĞIZ”
Altılı masada bakanlık paylaşımı söz konusu değil. Mesele bakanları paylaşmak değil, birlikte nasıl yöneteceğimizi bulmak. Zaten mantık bakanlık paylaşması olursa o hükümet yürümez. Bütün politikaların birbiriyle konuşan politikalar olması gerekiyor. Burada en kilit konu Cumhurbaşkanının yetkileri. Cumhurbaşkanının atama yetkileri ve düzenleme yetkileri var. Bunların nasıl işleyeceğine dair de 32 maddelik bir listemiz var ancak bunu sadece liderler masasında konuşuyoruz.
Geçiş Sürecinin Yol Haritası ve Ortak Politikalar metni oluşmadan ortak cumhurbaşkanı adayımızı açıklamayacağız.
Ali Tarakcı’nın, “Sistem değişikliği için hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmanız gerekiyor hem de parlamentoda 360-400 çoğunluğunu bulmanız gerekiyor. Seçimlerde ortak seçime girme, tek liste olayını konuşuyor musunuz? sorusuna, Babacan, “Seçim iş birliği diye bir çalışmamız var ama altılı masa hala bir ittifak değil dikkat ederseniz, çünkü bütün bu konularda uzlaşma olduktan sonra ortak aday ve ittifak diyebileceğiz. Bu çalışmalar bittikten sonra ittifak konusu da ittifak harici seçim iş birliği de düşünülebilecektir.” yanıtını verdi.
Her parti kendi içinde seçimin simülasyonunu yapıyor. Bir noktada bu çalışmalar bir araya getirilebilir. Masada konuşmadık ama göz göre göre de altılı masa olarak bazı illeri iktidara hediye etmeyiz.
“TOPLUMDA MERAK VAR, ACELE VAR, BİR AN ÖNCE ÖĞRENMEK İSTİYORLAR AMA BURADA SAĞLIKLI BİR DOĞUM GEREKİYOR”
Politikalar ortaklaşmadan ortak aday tespit etmenin fiili imkansızlığı var. Biliyoruz; toplumda merak var, acele var, bir an önce öğrenmek istiyorlar ama burada sağlıklı bir doğum gerekiyor. Bu nedenle çok riskli hatta biz baştan söyledik, “Biz olmayız” dedik.
“YARINLARLA İLGİLİ KONUŞTUĞUMUZDA DAHA KOLAY BULUŞUYORUZ”
İş üretme noktasında iyi niyetle ilerleyebiliyoruz, oturduğumuzda anlaşıyoruz. Geçmişle ilgili konuştuğumuzda anlaşmak olmuyor, mümkün değil ama yarınlarla ilgili konuştuğumuzda yarınlarda daha çabuk buluşuyoruz. Geçmişten herkes olumlu-olumsuz bir takım dersler çıkarmış durumda. Yarınlarda buluşmanın daha kolay olduğunu hem altılı masada hem de kendi partimizde gördük.
Erdoğan gittiğinde yerine gelecek kişinin Erdoğan gibi sınırsız yetki kullanan birisi olmaması gerekiyor. Bazı konularda ortak politikaları oluşturmadan aday belirlerseniz partileri ortaklaştırmada sorun yaşarsınız.
“SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN 3 BAŞLIKTA ÇALIŞIYORUZ”
Ali Tarakcı’nın sandık güvenliğine ilişkin olarak sorduğu soruda Babacan, “Tüm muhalif partileri bir araya getirebileceğiniz, sandık güvenliğine dair bir çalışmanız var mı” sorusuna Babacan, “Seçim güvenliği ile ilgili bir komisyon kurduk. 3 Ya da 4 ay oldu. Bu komisyonumuz bir ortak çalışma planı da hazırladı. Eğitim programlarına da başladılar. Buradaki amaç tam da dediğiniz gibi 200.000 sandığın hiçbirinin boş kalmaması ve hedefimiz her sandıkta en az 5 kişi bulundurmak. Herhangi bir partinin tek başına bunu sağlaması mümkün değil. Eğer bir parti herhangi bir yerde yoksa diğer parti onu takviye edecek. İkincisi avukatların organizasyonu. Oy kullanılan 50.000 bina var. Her bir binaya 1 avukat öngörüyoruz yani 50.000 avukat. Üçüncü olarak da bilgi işlem… Çok iyi bir organizasyonla, YSK’nın sistemi, Anadolu Ajansı’nın sistemi ve bir de Altılı Masa’nın sisteminin uyumu, farklılıklar olduğu anda hemen yerinde itiraz edilmesi, çünkü itiraz süreleri önemli. Tüm bunları 3-4 aydır çalışan arkadaşlarımız ve bir model var.” dedi. Tarakcı’nın “Altılı masa gibi il ve ilçe teşkilatları neden bir araya gelip aynı hava yaratılmıyor?” sorusuna Babacan, “Bunu kurgulamadık ama bazen bunun il ya da ilçelerde örneklerini de görüyoruz. Hatta bizim masamız yuvarlak olunca, il ve ilçelerdeki masaların da yuvarlak seçildiğini görüyorum. Bizi beraber görenler birbirlerine çaya gidiyorlar.” diye yanıt verdi.
“KÜRT SORUNU KONUSUNDA BAŞINDAN BERİ DURUŞUMUZ ÇOK AÇIK”
Kürt sorunu konusunda başından beri duruşumuz çok açık. Dün Suriye operasyonu konusunda bakışımızı kapsamlı bir şekilde ortaya koydum ama unutmayalım ki altılı masa bir ödünleşme masası. Altılı masada ancak mutabık kaldığımız hususlarda birlikte yürüyebiliyoruz. Bugün için mutabık kalamadığımız bir husus varsa onu kenarda tutup yürüyoruz. Seçim sonrası atmosferle, seçim öncesindeki atmosferin çok farklı olduğunu da bilmemiz lazım. Biz bunu defalarca yaşadık. Ben bunu 4 ayrı seçimde yaşadım. Seçim öncesi başka bir şey, seçim sonrası o taze siyasi sermayeyle yapılacaklar başka şey. Altılı masada, ‘hükümetin eline bizi vuracak bir silah vermeyelim’ gibi kaygılar olabilir ama biz DEVA Partisi olarak bu konularda çok rahatız. Açık bir tutum ortaya koyuyoruz ve bundan da hiç çekinmiyoruz. Ana dili temel bir hak olarak görüyoruz. Seçimden sonra 90 gün çok önemli. Bugünden konuşulamayan şeylerin o dönemde konuşulabilir olduklarını göreceğiz. Bazı şeyler de söylenmeden daha kolay yapılabiliyor. Örneğin Kürtçe televizyon meselesini AK Parti seçim vaadi olarak tanımlamadı ancak yapıldığı anda da çok fazla bir itiraz olmadı. Bazı konular var ki fırsat penceresi açıldığında gündeme getirip yapıp çıkmak en doğrusu oluyor. Ben bunu Avrupa Birliği sürecinde de ekonomi yönetimimde de defalarca yaşadım ve yaptım. 6 Genel Başkan bir araya gelip oturup konuşsak çok kolay biter bu işler. Bunu görüyorum.
“DEVLETİN GÜVENLİK VE İSTİHBARATININ BAŞINDAKİ İSİMLER GELSİN 6 LİDERE BRİFİNG VERSİN”
Şu anda iktidarın en büyük alternatifi altılı masa. Bizim bugünden temel güvenlik dosyalarına hakim olmamız lazım ve bu demokrasilerde gelenektir. Ana muhalefet olarak Altılı masaya, siyasetçiler değil, icranın, kurumların başındakiler gelsin, bilgi versinler. Yarın biz bu ülkeyi yöneteceğiz ve devlette devamlılık esas. Böyle bir usul vardır. Bunun için muhalefete anlatılır. Devletin güvenlik ve istihbaratının başındaki isimler gelsin 6 lidere brifing versin…. Niye bugün. ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ diyerek neden bir sene beklediniz de seçime 6 ay kala bunu yapıyorsunuz? Ben merak ediyorum. ‘Bunu iç siyasette oyları konsolide etmek için mi yapıyorsunuz yoksa gerçekten devletin bir güvenlik ihtiyacı mı? bunu bilmiyorum’ dedim. ‘Hükümetin açıklamasına da güvenmiyorum’ dedim.
“CUMHURBAŞKANI AÇIKLAMIŞ… İÇİŞLERİ BAKANI KONUŞMUŞ… SIFIR… HİÇBİR DEĞERİ YOK”
Cumhurbaşkanı açıklamış… İçişleri Bakanı konuşmuş… Sıfır… Hiçbir değeri yok. Askerin hayatını ortaya koyan icranın başındakiler gelsin bize anlatsınlar ve bizi ikna etsinler çünkü yarın bizlerden talimat alacaklar. Belki bazıları değişecek belki çok düzgün çalışanlar devam edecek orasını bilemeyiz ama devlette devamlılıksa sen gel bir anlat ne yapıyorsun, niye yapıyorsun?.. ‘Bizim şüphemiz, kuşkumuz var’ dedim. ‘Ben güvenmiyorum’ sedim. Şöyle yada böyle de diyemiyoruz. Elimizde bilgi yok o da yanlış olur. Olsa olsa bunlar şöyle yapmıştır da diyemeyiz. Bu da zanna dayanıyor ve doğru değil. Ülkeyi yönetmeye talip olan bir parti olarak bu işe ciddi de yaklaşmamız gerekiyor.
İstiklal Caddesi saldırısı, Gaziantep’teki saldırı ve sınır ötesi operasyon için bunu istedik. Ben Dışişleri Bakanı iken bunu yaptım. Kandil’e yaptığımız ilk operasyonda hem içeride muhalefete bilgi verdim hem de bölge ülkelerine bilgi verdim.
Altılı masanın beraberce ülkeyi nasıl yöneteceği, Altılı masadaki partilerin, beraberce, seçimden sonra ülke için ne yapacağı, ortak adayın seçim beyannamesi ve programı belirlenmediği noktada biz adayların isimlerini kimlikleriyle değerlendiriyoruz ve adayları geçmişleriyle değerlendiriyoruz çünkü elimizde başka bilgi yok. Aday olarak ismi geçenleri zihninizde tarayın. Onlarla ilgili eski yaptıkları ya da yapmadıkları şeyler var. Eski var yani… Dolayısıyla herkes geçmişi ve kimliği ile yargılanıyor aday olarak ama adayın bir programı olduğunda yine muhasebesini yapsa da ‘Cumhuriyetin yeni yüzyılına başlıyoruz ama hepimiz tarihten ders aldık. Ortak yapacaklarımız budur’ dediğinde aday artık yapacaklarıyla karşılanacak. Kimliğin ve geçmişin ağırlığı azalacak. Biz de adayımız da milletimizle yarınlarda daha kolay buluşacak.
“10 İSİMLİK BİR ADAY HAVUZU VAR. ALTI GENEL BAŞKAN DA BU HAVUZDA”
Aday belirlerken şuna dikkat etmemiz gerekecek; hiç kimsenin bilmediği, tanımadığı, toplum önüne çıkmamış bir kişiyi herhalde bulup da birden insanların önüne koyarsak çok şaşırırlar. Tanıyana kadar da iş işten geçer. Dolayısıyla az çok aşinalığın olduğu, toplumun tanıdığı, bildiği, insanların yeniden öğrenme süreci yaşamayacağı bir isim olması önemli görünüyor. Bilinmeyen bir aktör, durup dururken aday olmaz diye tahmin ediyorum. İsmi geçenlerin olduğu bir havuz da var. Toplasanız da 10 isim çıkar, daha fazlası çıkmaz. Dolayısıyla az çok insanlar bunları değerlendiriyor. Hatta yerel seçimlerin hemen ardından adaylardan bazıları ‘Ben aday olabilirim’ havasını da oluşturmaya başladı yani. Bu açıdan baktığımızda uzunca süredir isimler konuşuluyor. Burada sürpriz bir isim olmaz. Az çok bilinen isimlerse; altı parti başkanı ve adı konuşulan 4-5 kişi, daha fazlası çıkmaz zaten. Bunun ötesinde bir havuz yok. Bir gelenek de olmadığı için bu süreç kendi geleneğini oluşturacak. Demokrasiye bir dönelim. O dönemde çözümler üretilir. Oralara ilişkin bir kaygım yok.
“LİDERLERİN ROLLERİ DE GEÇİŞ SÜRECİNİN ÖNEMLİ KONULARINDAN BİRİSİ”
Liderlerin rolleri de geçiş sürecinin önemli konularından birisi. Seçimlerden sonra, bu altı parti ve partilerin genel başkanları seçilecek cumhurbaşkanı ile nasıl çalışacak? Biz bunları çalışıp, adayla birlikte bunları da açıklayacağız ki yeni dönemde 6 genel başkan ve 6 parti, ülkeyi nasıl yönetecekler, Meclis’le Cumhurbaşkanının ilişkisi nasıl olacak? Bunlar tam da geçiş sürecinin tasarımı ile alakalı. Seçimlerden önce bunların tümünü vatandaşlarımıza açıklayacağız.