Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Sözlerine Marmara Denizi’nin, müsilaj ile kaplanması hakkında konuşarak başlayan Bahçeli, “Marmara Denizi’nde mart ayında itibaren baş gösteren ve şu günlerde feci bir boyuta ulaşan deniz salyası istilası, çevre üzerinde daha dürüst ve daha derinlikli düşünmemize yol açmıştır. Bu kaygı verici tablodan her insanımızın üzüntü duyması normaldir. Bir çevre felaketi ile karşı karşıya olduğumuz açıktır. Kirli bir denizin çevresinde sağlıklı bir hayat kurulamayacaktır. Çevreyle uyumlu hayat şartlarını inşa etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında muhalefet partilerini eleştiren Devlet Bahçeli, ilk olarak Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’ni hedef aldı: “’Siyasi etik yasası’ bir an önce çıkartılmalıdır. Siyaset, centilmenlik içinde yapılmalıdır. Mayası tutmamış düşünceler önümüzdeki kör noktalardır. Geçmişine sırt dönüp çıkarlarının peşine düşenlerin görünürlüğü artmıştır. Devletin en üst makamlarında görev alanların mahremiyetlerine emanet olan konuları uluorta konuşmaları, dün birlikte olduklarını bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir. Türkiye’de başbakanlık yapmış bir şahsın kendisiyle birlikte mezara gitmesi gereken sırları döküp saçması bu devletin, kimlerin elinde kaldığına bariz bir delildir. Gelecek Partisi’nin yöneticilerine tavsiyem şudur, bu Serok’un yanında sakın konuşmayın, sır verme gafletine düşmeyin. Aynı şey ‘selamsız Babacan’ için de geçerlidir. Serok için deniz bitmiştir.”
Devlet Bahçeli muhalefete ilişkin açıklamalarına şöyle devam etti: “Zillet ittifakı siyasetini, Türkiye’ye karşı konuşlandırmıştır. Organize suç şebekelerine, terör örgütlerine, yeminli Türk düşmanlarının iddialarına taşeronluk yapan köksüz ve kişiliksiz bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Ülkemizdeki muhalefet, iktidarı düşürmek için vatanı bile düşürmeye hazırdır. Ancak bu vatan düşmeyecek, Türk milleti zillete boyun eğmeyecektir.”
İYİ Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile “kol kola girdiğini” savunan Bahçeli, “CHP ile İP’in gizli ve kaprisli ortağı HDP, 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ortak aday çıkarmanın ciddi bir seçenek olduğunu açıklamıştır. HDP, CHP ile İP’i kafeslemiştir. Şu an kamuoyunu hazırlama süreci devrededir. İP’in başkanının 2023 seçimlerinde HDP ile resmi ittifaka karşı çıkması, aralarındaki rol paylaşımında kendisine verilen görevin telaffuz gayretinden başka bir şey değildir” diye konuştu.
“Sandıktan çıkan oylar, ihanetin zırhı görülemez”
HDP’nin kapatılması için açılan dava hakkında da konuşan Devlet Bahçeli, “HDP’nin eylemleri, devletin bağımsızlığına ve insan haklarına aykırı bulunmuştur. Bu bölücü partinin hemen hemen tüm organları, üyeleri ve teşkilatları vasıtasıyla suç işlediği, işlenmesini teşvik ettiği somut delillerle belirtilmiştir. Bundan sonra bütün gözler Anayasa Mahkemesi’ne çevrilecektir. Bu mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği de kalmamıştır. Türkiye, vatan topraklarında ve sınır ötesinde teröre karşı kazanmış olduğu muazzam üstünlüğü TBMM’de kaybedemez. HDP’nin kapatılması hepimizin ve Anayasa Mahkemesi’nin namus borcudur. Bu bölücü örgütün TBMM’de bulunması hak mıdır, hukuk mudur? Bu vebaldir, cinayettir. Sandıktan çıkan oylar, ihanetin zırhı görülemez” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin erken seçim gündemi yok”
Erken seçim tartışmalarına da değinen Bahçeli, “Türkiye’nin erken seçim gündemi yoktur. CHP ve yedekleri boş arayışlardan vazgeçmelidir” dedi.
Ahmet Şık’ı hedef aldı
MHP lideri Bahçeli’nin hedefinde hakkında soruşturma başlatılan TİP Milletvekili Ahmet Şık da vardı. Şık için “Hain, alçak, soysuz, suçlu, aşağılık” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Devlete katil diyen bu hainin dokunulmazlığını kaldırıp adalete teslim etmeyecek miyiz?
Düşünebiliyor musunuz böyle bir alçak TBMM’de bizimle aynı havayı teneffüs ediyor. Devlete katil diyen bu soysuz devletin her imkanından istifade ediyor, hazinesinden maaşını alıyor.
HDP’lilerin fütursuzluğundan cesaret alan bu suçlu bilmelidir ki TC devleti katil olsaydı bugün bulunduğun yer TBMM değil mezarlık olurdu. Bunlara musaba gösteremeyiz bu aşağılık tiplere tahammül edemeyiz” dedi.