Başkan Çalık, ”Beylikdüzü afet yönetim modeli”ni anlattı

4
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beylikdüzü Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BEYSİAD) tarafından Endüstriyel Tesis ve Sanayilerde Deprem Öncesi ve Sonrası Afet Planı paneli düzenlendi. Panelde Beylikdüzü’nde afetlere karşı yapılan hazırlık çalışmalarını anlatan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Bizler Beylikdüzü’nde yaşamı dayanışmayla iyileştirmeye, kentimizi hazırlıklı ve dayanıklı hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Beylikdüzü Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (BEYSİAD) düzenlediği Endüstriyel Tesis ve Sanayilerde Deprem Öncesi ve Sonrası Afet Planı paneline

konuşmacı olarak katıldı. Sanayi binaları ve konutlarda muhtemel Marmara depremi etkilerini önleyici planlamaların konuşulduğu panele Başkan Çalık’ın yanı sıra, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, AKOM Şube Müdürü Selçuk Tütüncü ile KRK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Karakullukçu da konuyla ilgili aktarımlarda bulundu.

“Beylikdüzü’nde, olası tüm afetlere karşı hazır olma seferberliği başlattık”

Beylikdüzü’nde afetlerle ilgili yapılan çalışmaları paylaşan Başkan Çalık, kenti her türlü afete hazır hale getirmek amacıyla Beylikdüzü Afet Yönetim Modelini oluşturduklarını dile getirdi. Başkan Çalık konuşmasında, “Afet ve afet yönetimi dediğimizde sadece deprem akla geliyor ama iklim krizinin etkisiyle kentlerimizde salgın hastalıklar, seller, fırtınalar ve kar yağışları da her yıl biraz daha şiddetleniyor.  Güneyde yangınlar, kuzeyde seller ve Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş depremleri. Türkiye topraklarının yüzde 92’si deprem kuşağında yer alıyor. Deprem gerçeğiyle yüz yüze yaşadığımız İstanbul’da şehri afetlerden korumak hepimizin işi ancak birincil sorumluluk devletin ve hükümetindir. Son afetler belediyelerin afet yönetiminde kritik bir role sahip olduğunu gösterdi. Şehir plancısı bir belediye başkanı olarak Beylikdüzü’nü her açıdan her türlü olumsuz duruma karşı hazır ve dayanıklı bir kent haline getirmek için zor günleri de hesaba katarak bir planlama anlayışı ile ilerliyoruz. Beylikdüzü’nde olası tüm afetlere karşı bir hazır olma seferberliği başlattık ve kentsel dayanıklılık yaklaşımı ortaya koyduk. Hazırlanmış, hazırlıklı olduğu için çabuk toparlanabilen, toparlanırken değişebilen, yeni durumlara adapte olabilen, yeniliklerle dönüşüp devam edebilen bir kent oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kentimizdeki her insanın güvenli konutlarda yaşamasını istiyorum”



İlçedeki kentsel dönüşüm çalışmalarına da değinen Başkan Çalık, “Beylikdüzü’nde 193 toplanma alanı, 3 açık geçici barınma alanı ve 1 kapalı geçici barınma alanımız mevcut. Göreve geldiğim günden beri aynı şeyi söylüyorum: Ben komşularımı göçük altından çıkarmak istemiyorum. Kentimizdeki her insanın güvenli konutlarda yaşamasını istiyorum. Gürpınar Siteler Bölgesi’nde Beylikdüzü Aklı ve KİPTAŞ iş birliği ile örnek bir dönüşüm başlattık. 1045 binada 5 bin 421 bağımsız birimi dönüştürdük. Oturup başımıza gelecek felaketi bekleyemeyiz, bunun için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Risklere karşı yenilikçi çözüm önerileri ve risk azaltma çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Amacımız, bu projeleri geliştirerek uygulamaya dönüştürmek ve topluma afetlere hazırlık konusunda katkı sağlamak. Bu kapsamda ülkemizde bir ilki hayata geçirerek, Afet ve Acil Durum Müdahale Konteyneri ve geçici barınma sorununu çözmek için Modüler Yaşam Evi’ni hayata geçirdik. Bizler Beylikdüzü’nde yaşamı dayanışmayla iyileştirmeye, kentimizi hazırlıklı ve dayanıklı hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Bir gerçek var, Marmara’ya deprem geliyor”

Konuşmasında olası İstanbul depreminin etkilerine değinen İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ise, “Deprem bir afet değil, dünyanın kalp atışıdır. Fay hatlarına ev kurarsan, kaçak göçek yaparsan afete sen sebep olursun, deprem değil” dedi. Depremi afet olmaktan çıkarmış toplumlar olduğunu ifade eden Görür, “Bizden çok daha sık deprem olan ülkeler var ve 3-5 kişi tesadüfen ölür. İnsanların yaşantıları bile değişmiyor, deprem doğal bir olay onlar için. Bizde ise 6 Şubat depreminde 60 bine yakın kişi öldü ama hâlâ hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz. Pes doğrusu. Gündem de ne kadar sık değişiyor. Bu işler çözüm bulamıyor bir türlü. “İstanbul’a da geliyor” diyoruz, “tarih tekerrür edebilir” diyoruz. Maraş depremleri gibi bir gecede Marmara bölgesi gitmiş. Öyle 50 binlerle kurtulamayız. O zaman kendimizi nasıl temize çıkaracağız? Bir gerçek var, Marmara’ya deprem geliyor. Bu deprem geldiği zaman insanlarımız ölecek. Halk bir tek şey bilsin, Deprem gerçeği Marmara da ülkenin can damarı. Üretimin yüzde 60’ının olduğu bölgede ekonominin çarkları durursa Türkiye diz üstü çöker” şeklinde konuştu.

“Zaman bizim çok önemli”

KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İstanbul Yenileniyor projesi ile İstanbul genelinde yürütülen çalışmaların hız kazandığını belirterek, “Mevcut sorunları tespit etmeden çözüm bulamayız. 1999 depreminde İstanbul’un nüfusu 9.6 milyondu. Bugünse 16 milyon. Neredeyse 2 kat arttı. İstanbul’daki yapı stoğunun yüzde 70’i 2000 öncesi yapılmış, bir depremi yaşadı bu binalar. Bu tabloya baktığımızda kent büyüyor ama yapı stoğunun sadece yüzde 30’u yeni. O yüzden zaman bizim çok önemli” ifadelerini kullandı.
AKOM Şube Müdürü Selçuk Tütüncü ise “Afet kavramını sadece deprem üzerinden düşünmüyoruz. Şehrimizi etkileyen tehlikeler arasında sel, su baskınları, kış şartları, yangınlar, göçükler, kimyasal tehlikeler, büyük elektrik kesintileri de var. Biz planlarımız bu çerçeveye göre hazırlıyoruz. Çok kapsamlı bir çalışmaya ihtiyacımız var. Bizi ilim, bilim, ortak akıl ve ortak çalışma kurtaracak” diye konuştu.

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir