Dünyanın ilk yeni tip Koronavirüs (Covid-19) aşısını geliştiren Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci, yürüttükleri çalışmalar ve dünyayı değiştirmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Şahin, çalışmayı düşündükleri alanlara ilişkin “Biz geniş bir alanda çalışıyoruz. 500 farklı teknolojide patentimiz var” derken, gelecekleri hedeflerine ilişkin “Verem ve sıtmaya karşı, insanlık neredeyse 100 senedir savaş veriyor. Örneğin şu anda AIDS’e karşı kesin bir tedavi yok. Bu hastalıktan korunmak amacıyla aşı geliştirme çalışmalarımız devam ediyor” ifadesini kullandı. Covid-19 aşısının bulunmasının ardından milyarder olmalarının hayatlarını nasıl etkilediğini değerlendiren Türeci de “Hiçbir değişiklik yok. Hayatımız aynı. Bizim yaşam tarzlarımız, daha büyük bir olaya katkı sağlamaya yönelik şekilleniyor, maddi kazanç bu konuda hiç ama hiç etkili değil. Kısaca, hayatımızda bir değişiklik yok” şeklinde konuştu.
Euronews’ten Tokunbo Salako‘ya konuşan Türeci ve Şahin’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Hala aşı olmaya karşı olan kişilere ne söylemek istersiniz?
Uğur Şahin: Öncelikle onları çekinceleri hakkında dinlemeliyiz. Çünkü ortalıkta çok yanlış bilgi dolaşıyor. İnsanlar kime güveneceklerini de bilmiyor. Bu konuda insanları bilgilendirmek öncelikle bizim görevimiz. Fakat bu görev aynı zamanda tüm topluma ait, çünkü halk arasındaki iletişimi korumalıyız. Aşı olan insanların diğer kişilerle iletişim halinde olması elzem. Toplumun bu konuda birlik olması ve farklı gerçeklerle görüş ayrılıklarına düşmemesi gerekli.
“Bu aşı sadece bir senede geliştirilmedi”
Geçen sene, bu kadar hızlı bir şekilde aşı geliştirmenin imkansız olduğu söyleniyordu ancak siz bunu başardınız. İnsanların korkularını ve neden çekingen davrandıklarını anlayabildiniz mi?
Özlem Türeci: Evet kesinlikle bunu anlayabiliyoruz. Bu sadece aşılara özgü bir durum değil. Bu genel bir tepki, çünkü insanlar sağlıkla alakalı olunca bazı şeyleri bilmek, anlamak istiyor. Ortalıkta çok fazla bilgi dolaşıyor ve bunları sıralamak ve anlamak oldukça zor. Bizler tıp eğitimi almış doktorlarız ve kanser hastalarını iyileştiriyoruz. Her hastalıkta ve hastada aynı sorularla karşılaşıyoruz. Bu tedavi şekli bana ne yapacak? Zarar verecek mi? İnsanlar vücutlarında ne olacağına dair bilgilenmek istiyor. Bu da en doğal hakları.
Uğur Şahin: Ancak şunu bilmek ve anlamak çok önemli, bu aşı sadece bir senede geliştirilmedi. Bu aşı yaklaşık 30 yıllık bir araştırmanın ürünü. 100 metrelik bir yarışa hayatı boyunca hazırlanmış bir koşucuyu düşünün. Tamamıyla antrenmanlı ve pandemiye karşı düzenlenen yarışı en kısa sürede bitirmeye hazır. Tekrar söylüyorum, bu aşının arkasında 30 yıllık bilimsel bir araştırma var.
Gelecekteki hedefleriniz nedir? Örneğin sıtmaya ya da kansere karşı bir tedavi gelişmeyi düşünüyor musunuz?
Uğur Şahin: Şu anda farklı hastalıklara karşı tedavi geliştirme imkanına sahibiz. Elbette bir taraftan da MRNA teknolojisini hastalıklara karşı kullanmak istiyoruz. Verem ve sıtmaya karşı, insanlık neredeyse 100 senedir savaş veriyor. Örneğin şu anda AIDS’e karşı kesin bir tedavi yok. Bu hastalıktan korunmak amacıyla aşı geliştirme çalışmalarımız devam ediyor.
Bunun yanında kansere karşı aşı geliştirmeye çalışıyoruz. İnsanların bağışıklık sistemini kansere karşı savaşta geliştirecek bir aşı…
“Maddi kazanç yaşam tarzımızda hiç etkili değil”
Şu anda milyarder oldunuz, bu sizin hayatınızı nasıl değiştirdi?
Özlem Türeci: Hiçbir değişiklik yok. Hayatımız aynı. Bizim yaşam tarzlarımız, daha büyük bir olaya katkı sağlamaya yönelik şekilleniyor, maddi kazanç bu konuda hiç ama hiç etkili değil. Kısaca, hayatımızda bir değişiklik yok.
Hangi alanlara girmeyi düşünüyorsunuz?
Uğur Şahin: Biz geniş bir alanda çalışıyoruz. 500 farklı teknolojide patentimiz var. Gelecekte iki büyük meydan okumayla karşılaşacağız. Bu arada hastalıklar artık daha bireysel hale geliyor. Kanser, otoimmün, alerji bunun yanında yaşlanma gibi farklı hastalıkların kendilerine özgü farklı tedavileri bileşenleri var. Tüm bunlar için aynı tedaviyi uygulamanın doğru olmadığı inancındayız çünkü bunlar farklı hastalıklar.
Her birey benzer hastalıklara yakalansa da durumları birbirinden farklı. Bu sebeple bireysel tedavi yöntemleri geliştirmeli, farklı fikirler bularak yeni teknolojiler geliştirmeliyiz. Örneğin kanser, ya da tıpkı Özlem’in dediği gibi otoimmün hastalıklar, iltihaplı hastalıklar veyahut miyokardi, damar tıkanıklığı… Çünkü şunu anlamakta fayda var, tüm bu bahsettiğimiz hastalıklar bağışıklık sistemiyle alakalı ve biz bağışıklık sistemi uzmanlarıyız. Bağışıklık sisteminin tepkilerini ve nasıl değiştiğini anlamaya çalışıyoruz.
Türeci’den ‘işkoliklik’ yorumu: Bilim dışında farklı bir alem mi var?
İkinizin de işkolik olduğu söyleniyor. Bazıları bunun şu dönemde toplum için gerekli olduğunu söylüyor. Bilim dışında günlük yaşantınızda yapmak istediğiniz bir şey, hayaliniz var mı?
Özlem Türeci: Bilim dışında farklı bir alem mi var? Ben bunu anlamıyorum.
Söyleşinin tamamını okumak veya izlemek için TIKLAYIN.