Bir Tosuncuğumuz daha oldu!

F0v3rj_X0AA_4sH

Aydın Ak Parti Gençlik Kolları Başkanlığı yapan ve siyasetçilerle fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından paylaşan Taha Emre Saka hakkında dolandırıcılık suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Saka’nın şu anda cezaevinde olduğu belirtiliyor.

Aydın AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı  yapan ve şu anda dolandırıcılık suçlamasıyla cezaevinde olan Taha Emre Saka’nın siyasi ilişkilerine dikkat çeken Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz,  kaleme aldığı yazısında, “Mehmet Aydın’dan sonra bir yerli ve milli tosuncuğumuz daha oldu; Taha Emre Saka, bir AK Tosun” diye yazdı.

İşte o yazı;

“Taha Emre Saka, twitter’da sabitlediği paylaşımda, Erdoğan’ın fotoğrafını ekleyerek, şöyle yazmış:

“Karanlığın üzerimize geldiği en zor zamanlarda, söylediğimiz gibi, ‘yolun sonu bir sır olsa da’ biz inançla ve cesaretle buradayız.”

Saka, ‘davasının’ adamı.

Aydın’da AK Parti Gençlik Kolu Başkanlığı yaptı.

İki yıl önce AK Gençlik’in Merkez Yürütme Kurulu’ndaydı.

Bayburt’un internet haber sitelerinde, “AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları’nda ilk defa bir Bayburtlu görev aldı” diye gururla haberleştirildi.

Gerçekten de…

Bayburt Bayburt olalı böyle becerikli bir tosuncuk görmemişti.

TAHA’NIN SiYASi ALBÜMÜ

Eski Merkez Bankası, yeni BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Saka’nın nikah şahidiydi.

Anayasa Mahkemesi üyesi Hicabi Dursun ve Yargıtay üyesi Şerafettin Saka’ya “Amcam” diyordu.

Bu üç yüksek bürokratla makamlarında çektirdiği birden çok ‘samimi’ fotoğrafı vardı ve hepsini sosyal medyada paylaşmıştı.

Sosyal medyası ‘siyasi albüm’ gibiydi.

Erdoğan’dan Binali Yıldırım’a, Naci Ağbal’dan Berat Albayrak’a, Metin Külünk’ten Savcı Sayan’a…

Bugün 32 yaşında olan iri kıyım genç, siyasi albümünü paraya çevirmekten geri durmadı. İstanbul’da araç alım satım işi yapan Murat Adar da belli ki albümden etkilendi.

GÜNEYDOĞU İSTIHBARAT GÖREVLİSİ!

Ocak ayının başı.

Bir arkadaşı, Adar’a Cengiz Gider’den söz etti.

Kendini ‘Güneydoğu Anadolu İstihbarat Görevlisi’ diye tanıtan Gider’in Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan uygun fiyata ihaleyle araç çıkarabileceğini söyledi.

Adar, Gider’le tanışmak için 13 Ocak’ta Ankara’ya gitti. O gün Gider’in yanında Taha Emre Saka ve Murat Eşki vardı.

Adar, “Nasıl araç veriyorsunuz?” diye sordu.

Saka, bakanlığın ÖTV ödemeden araç satın aldığını, bu yüzden fiyatın uygun olduğunu söyledi. Araçları ihale ve doğrudan temin yoluyla aldıklarını anlattı.

“Araç almak için paraları hesabıma göndereceksin, söylediğim şahsa vekaletname vereceksin. Biz senin adına ihaleye gireceğiz” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başlıklı ve ‘Araç Tescil Ruhsatı’ yazılı evrakı Adar’a gösterdi.

Adar ikna oldu.

Halbuki…

Dikkatli bir gözle baksaydı evrakın sahte olduğunu ve fotokopi yoluyla çoğaltıldığını anlayacaktı.

4.3 MİLYON TL DOLANDIRILDI

Adar, aynı gün Saka’nın hesabına dört araç için 2.900.000 TL yolladı.

Ekşi’ye vekaletname verdi.

Saka, 16 ve 18 Ocak’ta telefon açarak, iki araçtan daha söz etti.

Adar, ilkinde 350 bin TL, ikincisinde 1.050.000 TL aldı.

Araçlar Adar adına tescil edilmiş gibi ‘Araç Tescil Tutanağı’ verildi.

Fakat araçlar teslim edilmedi.

Adar, evrakın sahte olduğunu ve bu şekilde satış yapılmadığını öğrendi. Ve tam 4.350.000 TL dolandırıldığı gerekçesiyle şikayette bulundu.

SAHTE İSİMLER VERDİ

Saka, ifadesinde, ‘Metin’ adlı bir kişiyle tanıştığını kaydediyor. Fakat Metin’in kimlik bilgilerini, adresini ve telefonunu bilmiyormuş!

Metin’in bakanlıktan doğrudan satış yöntemiyle uygun fiyatla araç alabileceğini söylediğini ve 30 araçlık liste verdiğini savunuyor.

Konudan Gider’e söz ettiğini ve amacının araç satıp komisyon almak olduğunu kaydediyor. Gider’in de Adar’ı yönlendirdiğini ileri sürüyor. Adar’ın dört araç beğenip para yolladığını, bu paradan Gider’e komisyon verdiğini kaydediyor.

Saka, şöyle devam ediyor:

“Parayı işle alakası olmayanların hesabına yolladım. Amacım nakit para almaktı. ‘Metin’ bakanlığa paranın nakit yatması gerektiğini söylediğinden nakite çevirmek istemiştim.”

YEDİNCI KAT 728 NUMARALI ODA

Saka, 2.250.000 TL’yi ‘Metin’e Çevre Bakanlığı’nın önündeki kafede teslim ettiğini, kalanını işyerine geldiğinde verdiğini öne sürüyor:

“Metin, araçları kısa sürede teslim edeceğini söyledi. İşlemleri bakanlıkta ‘Mehmet’in halledeceğini söylemişti” diyor.

Ancak bakanlıkta memur olduğunu söylediği Mehmet’in de kimlik bilgilerini bilmediğini savunuyor.

Saka:

“Araçlar satılmayınca konuyu bakanlığa gittim. Mehmet isimli memuru buldum. ‘Rahat ol’ dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Araç Tescil Belgesi yazılı olan ve üzerinde Adar’ın bilgileri bulunan belgeyi verdi. Ben de Adar’a verdim. İşlemler hallolmayınca Mehmet’e gittik. ‘Sıkıntı yok’ dedi. Yine hallolmayınca Adar’a 4.650.000 TL’lik senet verdim.”

Saka, ‘Mehmet’ ile bakanlığın yedinci katındaki 728 numaralı  odada görüştüğünü ileri sürüyor.

Savcılık, senaryo yazdığını düşünüyor olmalı ki…

Metin ve Mehmet adlı kişilerin var olup olmadığını araştırmadı.

Oysa araştırılmalıydı!

OTELDE ÜS KURMUŞLAR

Saka’nın iki suç ortağı da ifadelerinde gerçek dışı bilgi veriyor.  Gider, kendisini ‘Güneydoğu Anadolu İstihbarat Görevlisi’ diye tanıtmadığını savunuyor.

Gider,“Arabalar neden gelmedi?” diye sorduğunu, Saka’nın da

“Bakanlıktan aracı çıkaracak kişinin makamına gelmedi, deprem bölgesinde olduğu için çıkaramadı” dediğini savunuyor. Gider, satışla ilgisinin bulunmadığını iddia etse bile Saka, ona komisyon verdiğini söylüyor.

Eşki de P. Otel’de konakladıklarını, masrafları Saka’nın karşıladığını ifade ediyor.

SAKA CEZAEVİNDE 

Saka, 2 Mart’ta tutuklanırken suç ortakları ise serbest bırakıldı.

Üç kişiye dolandırıcılık suçundan dört yıldan 10 yıla kadar hapis ve para cezası istemiyle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

İddianameden:

“Gider’in kendini istihbarat görevlisi yani kamu görevlisi diye tanıtarak, Saka ve Eşki ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan doğrudan temin yolu ile ucuza araç alabileceklerini söyleyerek Adar’ı kandırdıkları, 4.350.000 TL göndermesini sağladıkları…”

ANKARA’DA TANIMAYAN YOK

Adar’ın avukatı Aycan Bölükbaşıoğlu, Saka’nın bakanlığa çok kez giderek, içeriden araçların tescil edileceğine dair sahte kararları alıp müvekkiline verdiğini kaydediyor. Ancak Saka’nın suç ortağının bulunamadığını söylüyor.

Bölükbaşıoğlu, Saka’nın tanınan bir dolandırıcı olduğunu ifade ediyor.

“Ankara’da birçok kişiyi dolandırmış. Başkalarını dolandırarak, önceden dolandırdığı kişilerin parasını ödemiş” diyor.

Bölükbaşıoğlu, Saka’yı cezaevinde ziyaret etmiş.

Saka, tahliye olacağına inanıyormuş.

Bölükbaşıoğlu:

“Tanıdıklarına güvenerek, serbest kalacağına inanıyor. ‘Nasıl olsa çıkacağım, neden birkaç ya yatmamak için parayı ödeyeyim ki’ dedi.”

FETÖ ÜNIVERSİTESİNDE OKUDU

Söylemeyi unuttum.

Taha Emre Saka’nın iki Twitter hesabı bulunuyor.

Güncel hesabında Erdoğan’ın, kapatmayı ihmal ettiği eski hesabında ise Abdullah Gül’le fotoğrafı var.

Güncel hesabında üniversitesini belirtmezken eskisinde Turgut Özal Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı olduğu yazıyor.

“Böyle bir üniversite mi varmış?” diye soracaksınız.

Evet, bir zamanlar vardı.

FETÖ’ye ait olduğu için 15 Temmuz’dan sonra kapatıldı.

Mehmet Aydın’dan sonra bir yerli ve milli tosuncuğumuz daha oldu.

Taha Emre Saka, bir Ak Tosun!