Birinci derece doğal sit alanı olan Boğaziçi Üniversitesi yerleşkesi ve yakın çevresinin bulunduğu 422 bin metrekarelik alanın koruma statüsü düşürüldü, ikinci ve üçüncü derece doğal sit alanı haline getirildi. Bu değişiklikle birlikte Boğaziçi Üniversitesi ve çevresinde yapılaşmaya yolu açıldı. Bu süreçle lgili evraklar, gerçektivi ekranlarında yayınlanan ve Ali Tarakcı ile Vidin Özyer‘in birlikte katıldığı “Gerçek Bakış” programında kamuoyuyla paylaşıldı.
NE OLDU ?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 8 Eylül’de duyurduğu karara göre, yeşil alan içinde bulunan Boğaziçi Üniversitesi ve yakın çevresi doğal sit alanının statüsünde değişikliğe gidildi. Tamamı “kesin korunacak hassas alan” statüsündeki 422 bin metrekarelik birinci derece doğal sit alanı, “nitelikli koruma alanı” ve “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarına” çevrildi. İstanbul Mimarlar Odası’na göre bu değişiklikle birlikte imara açılan kampüs yerleşkesi ve ağaçlık alanlarda yapılaşmanın önü açıldı.
TAŞINMAZ DEĞERLENDİRME KOMİSYONU
Son olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin ikinci kayyum rektörü Prof. Dr. Naci İnci de 2 Ekim 2021 tarihli belgeyle Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm taşınmazları ile ilgili her türlü kararı vermek üzere ‘Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu’ kurulduğunu duyurdu. Bu komisyon için, 2018 yılına ait bir Cumhurbaşkanlığı genelgesine atıf yaparak, “Üniversitemiz mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan taşınmazlar ile ilgili her türlü tasarrufa yönelik işlemleri değerlendirmek, karar bağlamak ve sonuçlarını Cumhurbaşkanlığına bildirmekle Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu aşağıdaki kişilerden oluşturulmuştur” denildi.
STATÜ DEĞİŞİNCE NE OLUYOR?
Nitelikli doğal koruma alanı yani ikinci derece sit alanlarında, “atık su arıtma tesisi, atık su deşarjı, kanalizasyon şebekesi, içme suyu temini, jeotermal suyun çıkartılması ve iletim hattı, enerji nakil hattı, trafo, şalt sahası, iletişim hattı, ulaşım hattı, açık otopark, teleferik ve telesiyej” yapılabiliyor.
Bunun yanı sıra ikinci derece sit alanlarında park ve rekreaktif bölgeler yapılabiliyor, bu alanlar şehitlik veya mezarlığa dönüştürülebiliyor. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı bu alanlarda tarım, hayvancılık ve balıkçılık faaliyetlerine izin verebiliyor.
Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları yani üçüncü derece sit alanları ise “düşük yoğunluklu yerleşim yerleri” olarak planlanıyor. Bu alanlarda kültürel bakımdan uyumlu faaliyetlerin yanı sıra turizm tesislerine ve yerleşim bölgelerine izin veriyor.
ALİ TARAKÇI: “BU TOPLUMUN BALIK HAFIZASINA GÜVENİYORLAR”
gerçektivi ekranlarında yayınlanan “Gerçek Bakış” programında konuyu değerlendiren ve “Eğer burası Katarlı birisine söz verilmemişse sakallarımı keserim” diyen Ali Tarakcı, “Satma girişimlerini başlatmışlardır, bununla ilgili adımlar atmışlardır. Bu toplumun balık hafızasına güveniyorlar. Karar alındığında da kimse geçmişi konuşmuyor bu topraklarda” dedi.
BOĞAZİÇİ MEZUNLARI: “BU TARİHİ VE DOĞAL ALANLAR KESİNLİKLE YENİ YAPILAŞMAYA AÇILMAMALIDIR”
Boğaziçi mezunları, Boğaziçi Üniversitesi ve yakın çevresinin doğal SİT alanı statüsünün değiştirilmesine “Boğaziçi Üniversitesi, yapılan atamalardan sonra, şimdi de hukuksuz prosedürlere dayanan yapılaşma ile tehdit ediliyor! Antidemokratik ve keyfi müdahalelere izin vermeyeceğiz. Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!” ifadeleri ile SİT alanı statüsünün değiştirilmesine tepki gösterdi.
Açıklamada, Boğaziçi Üniversitesi’nin ikinci kayyum rektörü Prof. Dr. Naci İnci’nin 2 Ekim 2021 tarihli belgeyle Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm taşınmazları ile ilgili her türlü kararı vermek üzere ‘Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu’ kurdu hatırlatılarak “bu komisyonun üniversite bileşenlerine danışılmadan antidemokratik bir şekilde kurulduğu” ifade edildi.
“Son olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin ikinci kayyum rektörü Prof. Dr. Naci İnci de 2 Ekim 2021 tarihli belgeyle Boğaziçi Üniversitesi’nin tüm taşınmazları ile ilgili her türlü kararı vermek üzere ‘Taşınmaz Değerlendirme Komisyonu’ kurulduğunu duyurdu. Bu komisyon üniversite bileşenlerine danışılmadan antidemokratik bir şekilde kurulmuştur.
“Senato kararı olmaksızın oluşturulan komisyonda, Kayyum Rektör İnci, rektör yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu ve Fazıl Önder Sönmez ve hukuksuzca atandığı mahkeme kararıyla belgelenen Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreteri Nedim Malkoç bulunuyor.
“Anılan yetkilerle donatılmış hukuksuz bir komisyonun kurulmuş olması ile yapılmak istenen koruma statüsü değişikliği bir arada düşünüldüğünde, durumun son derece endişe verici gelişmelere gebe olduğu açıktır. Üniversite’nin ve Boğaz yakasının kamusal arazileri, tarihsel ve doğal değerleri ticarileştirilerek tahribata açılabilecektir. Üniversite statüsü gereği koruma gelmiş bu tarihi ve doğal alanlar kesinlikle yeni yapılaşmaya açılmamalıdır.
“Boğaziçi Üniversitesi mezunları ve müştereklerimizi korumak isteyen yurttaşlar olarak buradan sesleniyoruz:
“Boğaziçi Üniversitesi doğası ve tarihsel yapıları ile kentin ortak ve simgeleşmiş bir değeridir. Kurumsal özerklik, akademik özgürlük ve demokratik üniversite mücadelesinden vazgeçmeyeceğimiz gibi Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik antidemokratik ve keyfi müdahalelere de izin vermeyeceğiz. Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: “Üniversite arazisine yönelik planlama çalışması bulunmuyor”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 8 Ekim günü ise yazılı bir açıklama yayımladı. Buna göre, Bakanlık tarafından Boğaziçi Üniversitesi arazisine yönelik herhangi bir planlama çalışması bulunmuyor:
“Söz konusu alanda Boğaziçi Kanunu’na aykırı hiçbir uygulama ve faaliyetin gerçekleştirilmesi, yapılaşmaya açılması kesinlikle mümkün değildir. Ayrıca yapılan ekolojik temelli bilimsel çalışmalar kapsamında; alanda mevcut yapı ve yerleşimler dışındaki yapılaşmaya izin verecek bir düzenleme asla söz konusu değildir.
“Boğaziçi öngörünüm alanı ve sahil şeritlerinde koruma esasları ve yapılanma şartları, Boğaziçi Kanunu ve imar planı kapsamında belirlenmekte olup, bu alanlarda Boğaziçi Kanunu’na aykırı hiçbir uygulama ve faaliyetin gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Ayrıca Bakanlığımız bünyesinde Boğaziçi Üniversitesi arazisine yönelik herhangi bir planlama çalışması bulunmamaktadır.”