Bu övmeler çokomelli ! Aydınlık yazarı Berat Albayrak’ı övmelere doyamadı

berat albayrak

Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak ile ilgili bugün Aydınlık Gazetesi’nde çok ilginç bir övgü yazısı yer aldı. Gaffar Yakınca‘nın kaleme aldığı yazıda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı döneminde yapılanlara yer verildi. Yakınca, “Berat Albayrak, Türkiye tarihinde ender rastlanır bir siyasi kararlılık ve zeka örneği göstererek “yapamazsınız” denileni yapanlar arasına girdi.” ifadelerini kullandı. Yakınca, Berat Albayrak’la ilgili eleştirilerin nedeni olarak “Türkiye’yi tefeci lobisinin oyuncağı olmaktan kurtarmaktı.” diye yazdı…

Türkiye’de Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı görevlerinde bulunan Berat Albayrak ile ilgili Aydınlık Gazetesi Yazarı Gaffar Yakınca “bayram değil, seyran değil” iken bir hayli dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yakınca, Albayrak’ın bakanlıkları sürecinde attığı “tarihi” adımları yazdı, “Berat Albayrak, Türkiye tarihinde ender rastlanır bir siyasi kararlılık ve zeka örneği göstererek “yapamazsınız” denileni yapanlar arasına girdi.” dedi.

Yakınca, Albayrak’ın ithalat ve faiz lobisi ile verdiği mücadeleye vurgu yaptı, “Albayrak bakanlığı bıraktığı gün, Kati Piri gibi isimlerin neden zil takıp oynadığını da buradan tahmin edebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

“ANLAŞILDI Kİ TÜM İŞLERİ ORGANİZE EDEN BAKAN BERAT ALBAYRAK’MIŞ”

İşte Aydınlık Gazetesi Köşe Yazarı Gaffar Yakınca’nın, ‘Bir Berat Albayrak yazısı’ başlığı ile kaleme aldığı o ilginç yazı:

Beş altı yıl kadar önce İstanbul’daki bir kahvede tesadüfen şahit olduğum bir konuşmayı detayları ile hatırlıyorum. Üst düzey bürokrat olduğunu anladığım gençten bir adam, Enerji Bakanlığı’nın Norveç’ten aldığı bir doğal gaz arama gemisinden söz ediyordu. Söylediğine göre başında bizzat “Bakan Bey’in” olduğu bir ekip, uzunca bir süre bu iş için uğraşmış, “parayla bile alamazsınız” denilen gemi, piyasa değerinin hayli altında bir bedelle Türkiye Cumhuriyeti’nin malı olmuştu. Anlatılan öykü devlette rastlanacak türden bir şey değildi. Zaten sonradan öğrendim ki bu işi yapan ekip de özel olarak seçilip Batı’da çalıştıkları şirketlerden devlete transfer edilmiş. Yani bir tür “tersine beyin göçü” operasyonu ile kurulmuş.

Doğrusunu isterseniz o zaman pek önemsememiştim. Sıra dışı bir öykü olduğu kesindi ama, “büyük ihtimalle devletin içinde iyi niyetle yapılmış pek çok başarısız kahramanlık girişiminden biri olacak” deyip geçmiştim.

Ne mutlu bana ki yanıldım. O akşam sözü geçen ekip Türkiye tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attı. Denizlerimizde kaderimizi değiştirecek miktarda enerji bulmakla kalmadı, silahlı kuvvetlerimizle beraber sahada fiilen Mavi Vatan’ın sınırlarını da çizdi. Ve anlaşıldı ki tüm bu işleri organize eden “Bakan Bey” Berat Albayrak imiş.

“BERAT ALBAYRAK, TÜRKİYE TARİHİNDE ENDER GÖRÜLEN BİR ZEKA ÖRNEĞİ İLE ‘YAPAMAZSINIZ’ DENİLENİ YAPTI”

Bu gemi ve enerji hikayesi içinde pek çok dersler barındırıyor. Çünkü bize yıllarca petrol arattırmadılar, bulduğumuzu çıkarttırmadılar… Üç beş tane çok uluslu şirket ve onların içerideki işbirlikçileri madenlerimizi işletmememiz için ellerinden geleni ardına koymadı. Hatta bu uğurda şehitler verdik, pırlanta gibi bilim insanlarımızı kaybettik. Berat Albayrak, Türkiye tarihinde ender rastlanır bir siyasi kararlılık ve zeka örneği göstererek “yapamazsınız” denileni yapanlar arasına girdi. Benzer şekilde, Türkiye’nin nükleer enerji hamlesi ve güneş/rüzgar konusunda teknoloji transferine yönelik düzenlemeler de yine Albayrak’ın döneminde yapıldı.

“İDAMA GÖNDERİLEN HASAN POLATKAN’A BİLE BERAT ALBAYRAK’TAN DAHA İNSAFLI DAVRANMIŞ OLABİLİRLER”

Berat Bey’in bir de Maliye Bakanlığı dönemi var. Tüm Cumhuriyet tarihi boyunca Albayrak kadar hücuma uğrayan ve eleştirilen bir başka maliye bakanı olmamıştır. Muhalif basında darbeciler tarafından idama gönderilen Hasan Polatkan’a bile daha insaflı davranılmıştır.

Albayrak ise maalesef hep hedef tahtasında oldu. “Albayrak gitsin ekonomi düzelir” cümlesi sayısız kez tekrar edildi. İşin tuhafı bunun nedenine dair açık bir gerekçenin de sunulmamasıydı. Albayrak karşıtlarına “Albayrak ne yapıyor da ekonomi kötü gidiyor” diye sorduğunuzda somut bir yanıt veremiyorlardı.