Eski Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam, Türkiye Ekonomi Modeli’ne ilişkin “Sürdürülmesi halinde sonuçlar daha da ağırlaşacak, tıkanma noktasına gelene kadar” yorumunu yaptı. Karaçam’a göre, “Küçük bir azınlık dışında, insanların büyük bölümünün yaşam maliyetleri artarken, gelirleri ise eriyor…”
Karaçam, yüksek kâr oranlarına ulaşan bankalarında durumunu “pek parlak değil” diye ifade ederek, yüksek enflasyondan onların da etkilendiğini belirtti.
Cumhuriyet gazetesinden Jale Özgentürk’e konuşan Karaçam şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye ekonomisinde çeşitli kriz dönemleri yaşadınız. Yıllardır Türkiye’nin cari açık sorunu olduğunu ve para satarak dövizin tutulamayacağını söylüyorsunuz. Ekonomideki sorunların kaynağı nedir?
Esasında bugün yaşanan sorunun kaynağı 2003-2008 döneminde izlenen politikalardır. O dönemde, ülkeye giren yüksek miktardaki yabancı kaynakların, döviz kurunu hızla aşağı çekmesine izin verilmesinin ve ucuzlaşan ithalat karşısında, iç piyasaya üretim yapan yerli sanayinin rekabet gücünü kaybederek yok edilmesinin sıkıntılarını bugün görüyoruz. “Finanse edildiği sürece cari açık sorun değildir” diye bilinen o günlerin moda sözcüğünün acısını şimdi çekmeye başladık. Ve ne yazık ki sanayicilerimizin önemli bir bölümü üretimden çekilip rantiyeci oldular.
– Türkiye’nin 2001 krizinden çıkış programı yanlış mıydı?
Kemal Derviş’in programında ekonomik büyüme ihracata dayalı sanayi, tarım ve turizm olarak öngörülmüştü. Sonrasında ise tam tersine tercih, ithalat ve inşaat sektöründen yana olmuştur. Bugün yaşadığımız sorunların kısa vadede çözümlenmesi mümkün değildir.
– Türkiye bir süredir yeni bir model uyguluyor. Türk modeli adı verilen faiz neden enflasyon sonuç tezine dayalı bir program uygulanıyor. Bu modelin sonu ne olur?
Bu modelin sonuçlarını yaşıyoruz zaten… Sürdürülmesi halinde sonuçlar daha da ağırlaşacak, tıkanma noktasına gelene kadar…
“Bankalar farkında değil”
– Bir yıldır uygulanan model sonucunda bugün yüzde 100’e yaklaşan yüksek bir enflasyon var. Merkez Bankası politika faiznini yüzde 12’ye düşürdü. Duayen bir bankacı olarak yüksek enflasyona rağmen düşük faizin faturası ağır mı olacak?
Olmaz mı, olacak tabii… Yüksek enflasyon karşısında, yüksek negatif reel faizle kimse Türk Lirası’nda kalmak istemez, insanlar kendini enflasyona karşı korumaya alır ve Türk Lirası değer kaybeder. Varlıklarını enflasyona karşı koruma imkânına sahip olmayan kurum ve kişiler zarar görürler. Küçük bir azınlık dışında, insanların büyük bölümünün yaşam maliyetleri artarken, gelirleri ise eriyor. Esas sorun budur.
Bu süreçte bankacılık sektörü yüzde 300’lerin üzerinde kâr ediyor. Sizce Türkiye’de bankacılık sektörü ne durumda?
Parlak bir durumda değil… Yüksek enflasyondan onlar da çok olumsuz etkileniyorlar ama bunun tam farkında değiller. Yüksek enflasyon yıllarında, geleneksel muhasebe uygulayamazsınız, raporlamayı bu prensiplere bağlayamazsınız. 90’lı yıllarda yaşanan yüksek enflasyonun bankaları ne şekilde vurduğu 2000’li yıllara girerken görüldü. ”
Yazının tamamı için tıklayın