Sosyal medya, Charlie Chaplin’in 1940 yapımı Büyük Diktatör filmindeki final konuşmasını 81 yıl aradan sonra yeniden keşfetti. Emperyalizm ve faşizmin eleştirilip sindirilmiş kitlelere ses olan Chaplin’in “Yeni bir dünya için savaş verelim – adam gibi bir dünya, insanlara çalışma olanağı, gençlere gelecek, yaşlılara da güvence veren bir dünya için. Zalimler de bunları vaat ederek başa geldiler. Ama onlar yalan söyler. Sözlerini tutmazlar. Hiçbir zaman da tutmayacaklar” sözleri, Türkçe dublaj ve Türkçe altyazı ile Youtube’da yüzbinlerce kez izlendi.
Film hakkında
Büyük Diktatör, Charlie Chaplin’in yönettiği ve başrolü Paulette Goddard ile paylaştığı, 1940, ABD yapımı politik komedi filmidir. Aynı zamanda Chaplin’in ilk sesli filmidir. Amerika Birleşik Devletleri’nin resmî olarak Nazi Almanyası ile hâlâ barış içinde olduğu ve savaşa henüz girmediği bir dönemde çekilen filmin, kendi dönemi içinde sıradışı bir yeri vardır. Hitler ve emrindeki Nazilerin işgal ettikleri bölgelerde yaptıklarının henüz tam olarak açığa çıkmadığı bir dönemde, Chaplin yaptığı film ile Hitler’in Yahudi mallarını kamulaştırması, antisemitizm, faşizm konularını Nazileri yerden yere vurarak işlemiş; hatta filmde Nazileri beyinleri ve kalpleri makineden yapılma insanlar olarak tanımlamıştır.
Film ayrıca, yaklaşık 4 dakika süren bitiş konuşması ile ünlüdür. “Büyük Diktatör”, 1997 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir. Film, gösterime girdiği yıllarda Almanya’da yasaklanmıştır.
2. Dünya Savaşı öncesi Hitler ve Mussolini’yi eleştiren Chaplin’in Büyük Diktatör filmindeki 4 dakikalık final konuşması Najla Osseiran ile Asude Küçük tercümesi ile şöyle:
“Kusura bakmayın ama ben imparator olmak istemiyorum. Bu benim işim değil. Kimseye hükmetmek, veya kimseyi yenmek istemiyorum. Elimden gelse, herkese yardım etmek isterim: Yahudi, dinsiz, kara tenli, beyaz tenli… Hepimiz birbirimize yardım etmek isteriz. İnsanlar böyledir…
Birbirimizin sefaletinin değil, mutluluğunun gölgesinde yaşamak isteriz. Ne nefret etmek ne de hor görmek isteriz birbirimizi. Bu dünyada herkese yer var. Bu dünya ana herkesi doyurabilecek kadar bereketli. İstesek, yaşam güzellik ve özgürlükle dolu olabilir, ama bizler yolumuzu kaybettik. Açgözlülük insanların ruhunu zehirledi, aramıza nefret duvarları ördü, bizi sefalete ve kan dökmeye sürükledi. Dünya hızlandıkça bizler yükselen duvarların arkasına saklandık. Bolluk vaat eden makineler bizi doyumsuzluğa itti. Bunca bilgi içimizde artniyet ile fesat, bunca zekâ ise katılık ve merhametsizlik doğurdu. Çok düşünür ama az hisseder olduk. Makinelerden çok insanlığa ihtiyacımız var, zekâdan ziyade merhamet ve şefkate. Bu değerler olmaksızın yaşamımız şiddete bürünür, biz de pusulamızı şaşırırız.
Uçakla radyonun icadı bizi birbirimize yaklaştırdı. Bu gibi buluşların özünde, insanın iyiliğine, evrensel kardeşliğine ve birlikteliğine dair bir haykırış vardır. Şu anda bile sesim milyonlara ulaşıyor – masum insanları hapse atan ve işkence eden bir sistemin kurbanlarına, milyonlarca umutsuz erkek, kadın ve küçücük çocuklara sesleniyorum; beni duyabilen herkese sesleniyorum: Umutsuzluğa kapılmayın.
Üzerimize çöken bu felaket, insanoğlunun gelişmesinden korkan, katı yürekli ve açgözlü yöneticiler devrinin bitmek üzere olduğuna işarettir. İnsanoğlunun nefreti geçer, diktatörler ölür… Ve halktan gasp ettikleri güç halka geri dönecektir. Ve ölüm varoldukça, özgürlük asla yok olmayacaktır.
Askerler! Bu zalimlere teslim olmayın, sizi hor gören, eğiten, besleyen, köleleştiren, hayatınızı yöneten, ne yapacağınızı, ne düşüneceğinizi, ne hissedeceğinizi söyleyen, size sürü muamelesi yapan bu zalimlere teslim olmayın.
Teslim olmayın sizi kendi savaşlarına alet eden bu hasta ruhlu adamlara. Bu robot kalpli, robot kafalı, robot adamlara teslim olmayın. Sizler robot değilsiniz. Sizler sürü değilsiniz. İnsansınız. Yüreklerinizde insanlık sevgisi var.
Nefret etmeyin -sadece sevilmeyenler nefret eder. Sevilmeyenler ve hasta ruhlular.
Askerler! Kölelik için değil, özgürlük için savaşın. Aziz Lukas İncilinin 17. bölümünde, Tanrı insanın gönlündedir, der -ne tek bir adamın, ne de birkaç adamın gönlündedir Tanrı, O bütün insanların gönlündedir. Her birinizin içindedir.
Ey halk, güç sizde – makineleri icat etme gücü de sizde, mutluluğu yaratma gücü de. Ey insanlar, hayatı özgür ve güzel kılma gücü de, onu müthiş bir serüvene dönüştürme gücü de ellerinizdedir. Öyleyse demokrasi adına, bu gücü kullanalım – birleşelim. Yeni bir dünya için savaş verelim – adam gibi bir dünya, insanlara çalışma olanağı, gençlere gelecek, yaşlılara da güvence veren bir dünya için.
Zalimler de bunları vaat ederek başa geldiler. Ama onlar yalan söyler. Sözlerini tutmazlar. Hiçbir zaman da tutmayacaklar. Diktatörler kendilerini özgürleştirirlerken insanları köleleştirirler. Şimdi bu dünyayı özgürleştirmek için mücadele edelim – ulusal sınırlardan, açgözlülükten, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kurtulalım – Sağduyulu bir dünya için, bilim ve gelişmenin herkesi mutlu kılacağı bir dünya için mücadele edelim. Ey, askerler, demokrasi adına birleşelim!”