CHP kararsız seçmenler için harekete geçti

anket-seçim

Erken seçim çağrısı yapan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) herhangi bir partiye sıkı sıkıya bağlı olmayan ve anketlere göre tüm seçmenin yüzde 30’unu oluşturan ‘kararsız’ seçmeni ikna etmek için harekete geçtiği belirtildi.

CHP, yapacağı ev ziyaretleriyle hem yaşayan ve kayıtlı seçmen sayısını karşılaştıracak ve sanal/yığma seçmeni belirleyecek hem de kararsız seçmenin oyuna talip olacak.

2 Haziran’da CHP teşkilâtına gönderilen yazıda, “Ülkemiz mevcut iktidar tarafından yönetilememekte, maalesef savrulmaktadır. Türkiye’nin istikrarı, huzuru ve krizleri aşması noktasında erken seçim ihtiyacı acildir” ifadelerine yer verildi.

SANDIK GÜVENLİĞİ VE ÖRGÜTLENME

Milliyet gazetesinden Mehtap Gökdemir’in haberine göre, her an erken seçim olacakmış gibi çalıştıklarını ifade eden CHP kaynakları, “Şu anda iki çalışma üzerinde duruyoruz. Birincisi sokak örgütlenmesi ve ev ziyaretleri, ikincisi sandık güvenliği” ifadesini kullandı. CHP’nin çalışmasına göre herhangi bir partiye sıkı sıkıya bağlı olmayan seçmen oranının yüzde 30 olduğunu belirten kaynaklar, CHP’nin hedefinde bu “kararsız seçmen”in yer aldığına işaret ediyor.

CHP başlattığı sokak örgütlenmesi çalışması ve ev ziyaretleriyle seçmen sayısı ile konutta yaşayan seçmen sayısının uyumlu olup olmadığına bakacak, sanal/gerçek olmayan seçmen ya da yığma seçmen olup olmadığını kontrol edecek.

CHP, ev ziyaretlerinde seçmenleri, eğilimlerine göre “oy verecek”, “kararsız”, “oy vermeyi düşünmeyen” şeklinde gruplandıracak. Kararsız seçmenler yapılacak çalışmaların odağına alınacak.

‘TABAN İHMAL EDİLMEYECEK’

CHP’nin teşkilatı için hazırladığı slaytlarda da ikinci ve daha sonra yapılacak ev ziyaretlerine ilişkin, “Çalışmanın odak noktası artık herhangi bir partiye sıkı sıkıya bağlı olmayan kararsız seçmenler olmalıdır” talimatı yer aldı. CHP, “Bize oy verecek seçmenlerin de ihmal edilmemesine özen gösterilmeli” uyarısını da yaptı.

CHP teşkilatına verdiği eğitimde “beden dilinin” önemine vurgu yaparken, iletişimde etkileyiciliği “sözcüklerin” yüzde 7 ila 10, “ses tonu”nun yüzde 30 ila 38, “beden dili”nin ise yüzde 55 ila 60 oranında artırdığını belirtiyor.