On dört farklı iş kolunda faaliyet gösteren ticaret merkezi başkanları ile CHP’li 11 belediye başkanı, yerel mahkemenin hapis cezası ve siyasi yasak kararı verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretinde bulundu. Konuya, ‘Sadece Ekrem İmamoğlu meselesi’ olarak bakmanın yanlış olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Milletine güvenmeyen hiçbir yönetici, bu ülkede huzur sağlayamaz, bu ülkede güven oluşturamaz. O bakımdan dilerim ve isterim ki yargı, bu yanlışı düzeltir; niyeti yanlış olanlara da yargı üzerinden, hukuk üzerinden ders verir. Biz de bu konuyu unutur, gideriz. Tek dileğimiz, tek temennimiz odur“ dedi.
İstanbul’da hizmet veren ticaret merkezi başkanları ve bugün, yerel mahkemece hakkında hapis ve siyasi yasak kararı verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bugün destek ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, heyetleri, Emirgan’daki Beyaz Köşk’te ağırladı. Ziyaretlerde İmamoğlu’na, İBB Başkan Danışmanı Mehmet Çakılcıoğlu ve İBB Meclis üyesi Nuri Aslan eşlik etti.
Dünyanın en güzel ve kadim kentlerinden biri olan İstanbul’a Belediye Başkanı olmanın büyük bir gurur olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Attığımız her adımın insanları mutlu edecek adımlar olmasını sağlamak çok kıymetli. Bunun da bir yolu var aslında, adı; demokrasi”
“Mahcup olmamak, insanları mutlu etmek, adil olmak ve kente iyilikler katmak, her attığımız adımın insanları mutlu edecek adımlar olmasını sağlamak, çok kıymetli. Bunun da bir yolu var aslında, adı; demokrasi. Demokrasinin kurallarını işletmek nedir? Bugün burada yaptığımız şey; ortak akıl. Bir masada buluşmak. Buluşmayı sağlayıcı sürdürülebilir hamleleri yapmak, kurduğumuz bu masanın ve buna benzer heyetlerin kavramı, başlangıçtaki niyeti de buydu. Bugün amacına varmış olmak, elbette beni mutlu ediyor. Yol arkadaşlarımın; Mehmet Bey’in, Nuri Bey’in bu süreci, bu şekilde takip etmeleri ve bizi de mahcup etmemeleri de elbette beni mutlu ediyor. Amacına varmış oluyor.
“Çünkü görevini en iyi yapan, vatandaşı çok sevendir, yurdunu, insanını en çok severdir anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz”
Siz sektörlerine hayatlarını adamış insanlar sayesinde müthiş bir gücü ortak masada buluşturmayı başardık. Siz, oralarda tartışıyorsunuz, konuşuyorsunuz, sorunları tespit ediyorsunuz ya da çözüm önerilerinizi tespit ediyorsunuz. O da masaya geliyor. Çok basit kurallar bunlar. Bu kuralın işlemesinin önündeki tek engel, şu koltukta oturan insanın buna kapalı olması, ‘Her şeyi ben bilirim’ iddiasında olması, kimsenin sözüne ve fikrine saygı duymaması ve bu koltuğun sahibi olduğunu düşünmesi. Engelleyici en önemli karakter bu. Ben de diyorum ki; ‘Tam aksine, biz, emanetçiyiz. Sadece sizin değil, 16 milyon insanın emanetçisiyiz.’ Bir dönemimiz var, görevimiz var, kanunla çerçeveli yetkilerimiz var. Hatta bazen o kanunla çerçeveli yetkilerimizin bile kısırlaştığı veya engellendiği ya da sınırlandırılmaya çalışıldığı ortamda bile, görevini en iyi yapan yönetici olma gayreti içerisindeyiz. Çünkü görevini en iyi yapan, vatandaşı çok sevendir, yurdunu, insanını en çok severdir anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz.
“Seçim iptali, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara bir lekesidir”
Az önce güzel bir örnek verdiniz; 4 oy pusulasından birinin yanlış olduğu ısrarı üzerinden yapılan hata. Biz, bazen erken oturuyoruz. Hatırlayalım: Seçim yapıldı. ‘4 oyun biri yanlış’ dendi. 700’e yakın sayı verilerek, ‘Terörist tespit ettik. Teröristle iltisaklı insanlar tespit ettik. Kirlidir bu seçim’ diyen kişi, hakkımızda soruşturma açıyor veya hakkımızda bir davanın vesilesi oluyor. Şimdi baktığımızda ne oldu, ‘700 terörist’ denen şeyden, 40-50 kişi yargılandı. Tamamı beraat etti. 1,5 sene oldu beraat edeli. Ne oldu o zaman bu milletin hakkına, hukukuna. Yani bir seçimi iptal ettiniz, ‘700 terörist’ dediniz. YSK’yı etkilediniz. Onları etki altında tuttunuz. Siyasi baskı ortaya koydunuz ve seçimin iptal edilmesine sebep oldunuz. Ve bence, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara bir lekesidir. Tabii ki milletimizin demokrasi şuuru açısından önemli bir ispattır, ama hiçbir zaman 13 bin 500 oyun, 806 bin oya çıkmış olmasının mutluluğu bende olmadı. Bana hatta arkadaşlarım dedi ki; ‘Yahu niye sevinçli değilsin?’ Benim ikinci seçimde mahcup bir duruşum vardır aslında. Çünkü bu olmamalıydı. Yakışan bir şey değil. Bu bir yol yapar. ‘O zaman bir başka seçimi de iptal edelim’ yolunu yapar. Ama neticede milletimiz, cevabını verdi.
“Bu, Ekrem İmamoğlu’nun şahsi bir meselesi değildir”
Bugün aynı ilginç manevralarla karşı karşıyayız. Şunu söyleyeyim: Bu, Ekrem İmamoğlu’nun şahsi bir meselesi değildir. Bunu lütfen böyle idrak edelim ve böyle yorumlayalım. Bu koltuk, sizin koltuğunuz. Bugün Ekrem İmamoğlu’nu seçtiniz. Yarın başka birini seçeceğiniz bir koltuktan bahsediyoruz. Dolayısıyla, vatandaşımızın yetkisi gasp edilmeye gayret ediliyor. Buna bu gözle bakmazsak; olmaz, olmaz, olmaz. Bir genç avukatın güzel bir yazısı oldu. Ben de beğendim. ‘Ben’ dedi, ‘Ekrem İmamoğlu için bu tepkiyi göstermiyorum. Çünkü Ekrem İmamoğlu, öyle ya da böyle yolunu bulur. Eşi var, çocukları var, belli bir yaşa gelmiş, ekonomik imkanları olduğunu biliyorum’ dedi. ‘Ama ben, hayata umutla bakmak isteyen, 30’lu yaşlarda bir avukatım. Benim geleceğim elimden alınmaya çalışılıyor. Ben onun için bu tepkiyi koyuyorum. Dolayısıyla benim konum Ekrem İmamoğlu değil. Benim konum; demokrasiye, İstanbul’a yapılan müdahale’ dedi. O kadar hoşuma gitti ki böyle bir açıklaması. Tam da öyle aslında.
“Milletine güvenmeyen hiçbir yönetici, bu ülkede huzur sağlayamaz, bu ülkede güven oluşturamaz”
Hele hele geçmişte aynı benzer sebep ve gerekçelerle görevinden edilmiş bir insanın şu anda Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede bunların yaşanması da ayrı bir sorundur. Ama bunu da aşacağız; aşacağımıza eminim. Aşmak konusunda, milletimizin kuvvetli referansları vardır. Gösterdiği tavırlar açısından, çok kuvvetli, tarihe geçmiş referansları vardır. Ben, sonsuz güveniyorum milletimize. Yoksa o şehrin belediye başkanını halkı seçsin; git görevden al, kayyum ata! Eee sonumuz ne olacak? Böyle bir şey olur mu? Bu bir saçmalık. Milletine güvenmeyen; oy versin vermesin, senin gibi düşünsün düşünmesin, milletine güvenmeyen hiçbir yönetici, bu ülkede huzur sağlayamaz, bu ülkede güven oluşturamaz. O bakımdan dilerim ve isterim ki yargı, bu yanlışı düzeltir; niyeti yanlış olanlara da yargı üzerinden, hukuk üzerinden ders verir. Biz de bu konuyu unutur, gideriz. Tek dileğimiz, tek temennimiz odur.
CHP’li 11 belediye başkanı da İmamoğlu’nu ziyaret etti
İmamoğlu, kendisine destek ziyaretinde bulunan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ı da Beyaz Köşk’te ağırladı. Sağlık sorunu nedeniyle ziyarete katılamayan Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu da arkadaşları aracılığıyla İmamoğlu’na desteğini sundu.