Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Yassıada’ya otel yapılmasıyla ilgili olarak, “Orası bir toplama kampıydı. Bir Nazi kampıydı. İşkence kampıydı ki bu acıları unutturmak için bugün 5 yıldızlı otel yapılmasını kınıyor, ayıplıyorum” dedi.
“Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı da idama mahkûm ettiler. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes’in, bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamına karar verdiler. Astılar… Böyle bir mahkemenin kurulduğu bir yer, Nazi kampı gibi bir yer Avrupa’daki gibi muhafaza edeceğimiz yer olması gerekirken oraya otel yapılır mı?” diye soran Cindoruk, “Orada demokrasi adası olur mu? Yassıada demokrasinin gömüldüğü yer. Parlamentonun mahkûm edildiği yer. Yaslı ada, Türkiye Cumhuriyeti için bir ibret adası olacaktı. Onu olduğu gibi restore edip, bizim vereceğimiz bilgilerle ortaya koysalardı” ifadesini kullandı.
Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu’na konuşan Cindoruk, şunları kaydetti:
“Yassı Ada, yaslı ada haline geldi, bugün 5 yıldızlı otel oldu. Sanırım Katarlı konuklar orada ağırlanacak. Yassıada’ya gidip gelen, bir tek ben kaldım. Avukat da Sanık da kalmadı. Bir tek şunu söyleyeyim, orası bir toplama kampıydı. Bir Nazi kampıydı. İşkence kampıydı ki bu acıları unutturmak için bugün 5 yıldızlı otel yapılmasını kınıyor, ayıplıyorum.
Çok acı hatıralar yaşanmış bir adadır. Ben orada Adnan Menderes’e tokat atıldığını görmüş bir adamım. Sabri isminde bir yüzbaşının Adnan Menderes’e, ‘Ben sana kimseye kapını açma demedim mi?’ diyerek şaplak attığını görmüş adamım.
Yassı Ada’da böyle işkenceler, işittiğim küfürleri hayatımda hiç işitmedim. Sanıklar orada işkence altındaydılar, maddi manevi bir işkenceydi. Yine hatıralarımda diyor ki, ben birini dövdüm. Sıraya girmiyordu. Osman Turan’ı sıraya sokmakta zorlanmış anlaşılan. Dövdüm diyor. Başka dövdükleri de vardı. Mahzen vardı orada. Suların aktığı Bizans’tan kalma bir mahzen. Disiplin cezasına çarptırılanları oraya koyuyordu. Şimdi bir anekdot söyleyeyim. Pavyon diye bir yer vardı orada. Yıktılar mı ne yaptılar kim bilir? Orada işkence yapılmıştır. Ben oradaki polislerden birinin mahkemede şunu söylediğini biliyorum. ‘O kadar işkence yaptılar ki en sonda postallarını yaladım’ dedi adam.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı da idama mahkûm ettiler. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes’in, bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamına karar verdiler. Astılar… Böyle bir mahkemenin kurulduğu bir yer, Nazi kampı gibi bir yer Avrupa’daki gibi muhafaza edeceğimiz yer olması gerekirken oraya otel yapılır mı?
Kelimeyi teşbih etmekte zorlanıyorum. Ben utanıyorum bundan. Sen buraya bir şey yapacaksan bize de sor öyle yap. İlk günkü gibi muhafaza edelim. Batı’daki Nazi kampları olduğu gibi korunup nasıl teşhir ediliyorsa öyle yapalım. Orada demokrasi adası olur mu? Yassıada demokrasinin gömüldüğü yer. Parlamentonun mahkûm edildiği yer. Yaslı ada, Türkiye Cumhuriyeti için bir ibret adası olacaktı. Onu olduğu gibi restore edip, bizim vereceğimiz bilgilerle ortaya koysalardı.
Ordu fotoğraf ofisi vardı. Başında da Binbaşı Nusret vardı. Filme çekiyorlardı. Sesler var. Onların hepsini toparlasan zaten orada neler olup bittiğini hiç olmazsa bir kısmını görüyorsun. Bayar intihara teşebbüs edip hayatını neden kaybetmediğini bana şöyle anlattı:.
‘Her şeyi hesap ettim. Boğulma başladığı zaman insan vücudu refleks gösteriyor. Kolunun kuvveti azalıyor. Yoksa ben orada hayatıma son vermiştim. Ama boğulmaya başladığım zaman kolumun kuvveti bitti sıkamadım kemeri’
Sordum: Neden intihar ettiniz?
Cumhurbaşkanımız Celal Bayar dedi ki;
‘Bize mahkemede artistlik yaptırdılar, Yassı Ada’ya geliş gemiden indiriliş vesaire ama film çekmeye akıl etmemişler. Sonra akıllarına gelmiş. 2-3 ay sonra film çekmeye karar vermişler. Gece yatağımdan kaldırıp rıhtımdaki gemiye götürdüler. Sanki yeni geliyormuş gibi çıkarırken film organizasyonu yaptılar, çok ağrıma gitti, bir cumhurbaşkanına sen figüranlık yaptırabilir misin?’
Bunların yaşandığı bir adaya sen 5 yıldızlı lüks otel yaptın. Utanır insan… Ben utandım. Toplama kampı, bir Nazi mahkemesi, infazlar hepsi bir arada. Yassıada’ya 5 yıldızlı otel yapmak demokrasi tarihimize ihanet, darbecileri mükafatlandırmaktır. Ben o otele gitmektense yaşamamayı tercih ederim.”