Manisa’da yaşayan 31 yaşındaki 2 çocuk annesi A.A., 17 yaşına kadar kendisine 9 yıl boyunca cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdüğü babası Ş.B.’ye (55) verilen 13,5 yıl hapis cezasının İstinaf Mahkemesi tarafından da onanmasına rağmen yaklaşık 5 yıldır tutuksuz yargılanıp, dışarıda gezmesine tepki gösterdi.
Çocukluğu Uşak’ta geçen şimdi ise Manisa’da yaşayan A.A., 8 yaşından 17 yaşına kadar kilitli odada öz babası Ş.B.’nin cinsel istismarına uğradı. Cinsel istismarı annesi, teyzesi, ortaokul ve lise öğretmenlerine anlatmasına rağmen kimse inanmadı.
A.A., 19 yaşına geldiğinde S.A. (33) ile evlendi. 2 kız çocuğu dünyaya getiren A.A., yaşadığı travmalar peşini bırakmayınca babası Ş.B. hakkında 2016 yılının mayıs ayında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Gözaltına alınan Ş.B., sevk edildiği adliyede tutuklandı, yaklaşık 6 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Yaşadıklarını anlatan A.A., “En son 17 yaşımdayken, bağırıp tepki gösterince istismar olayları son buldu. Öncesinde korktuğum için ve yaşımın da küçük olması nedeniyle tepki gösteremiyordum. 19 yaşımda evlenerek o evden ayrıldım. 26 yaşımda, ikinci çocuğumu da dünyaya getirdikten sonra dünyanın güvensiz olduğu ve çocuklarımı nasıl koruyacağım konusunda bende bir kaygı ortaya çıktı.
Geçmişte de bu olayları yaşadığım için psikolojik olarak çok sıkıntı çekmeye başladım. Bunun neticesinde psikolojik destek almaya başladım ve bunun altında o evde yaşadıklarım olduğu ortaya çıktı. Destek almadan önce, geçmişe yönelik böyle bir dava açabileceğimi bilmiyordum. Sonrasında da araştırdım ve dava açmaya karar verdim” dedi.
“Yaşadıklarımdan annemin haberi var, çocukluğumu çaldılar”
A.A., bir çocuğun dünyaya geldiğinde ilk güvenmesi gereken kişilerin anne ve babası olduğunu belirterek, “Ben, bunu hiç yaşayamadığımı görüyorum. Yer ve mekan neresi olursa olsun çocuklar anne ve babasıyla kendisini güvende hisseder. Ancak, ben annem ve babam yanımda olduğunda kendimi tehlikede hissediyorum. Çocukluk dönemimi çaldılar. Bir çocuğun koşup oynaması, gülüp eğlenmesi gereken bir dönemde bunlar yaşandı.
Bunlar benim için çok büyük bir kayıp. Her çocuk, mutlu bir çocukluk yaşamayı hak ediyor. Yaşadıklarımdan annemin de haberi vardı, bana, ‘Karnımızı o doyuruyor. O tutuklanırsa bizi kim besleyecek? Dava açarsan, ‘İftira atıyor derim, yalanlarım. Kızlığın mı bozuldu, gebe mi kaldın? Ne var bunda bu kadar büyütecek’ dedi. Tüm söylemleri beni susturmaya yönelik oldu” diye konuştu.
“Dava açtım, halen aramızda”
Davayı açmasındaki asıl nedenin, toplum için zararlı olan bu tür insanların tutuklanması olduğunun altını çizen A.A., “Tabii ki geçmişin de hesabını sormak istiyordum ancak ben bir anne olarak, asıl bu tarz insanlar bizim aramızda dolaşmasın diye dava açtım. Biz çocuklarımızı bu dünyada, bu ülkede yetiştiriyoruz veya onları koruyamazsak tedirgin oluyoruz. Ancak amacıma ulaşamadığımı görüyorum.
Çünkü, 2016 yılında davayı açmamdan bir ay sonra bana bunları yaşatan kişi tutuklandı. 6 ay tutuklu kaldıktan sonra, tahliye edildi. Yani 2016 yılının aralık ayından bu yana neredeyse 5 yıldır aramızda dolaşıyor. Tutuksuz yargılanıyor ve denetimli serbestlik yasasından faydalanıyor. Böyle bir suç hem yerel mahkeme hem de İstinaf Mahkemesi tarafından onanmışken. Ben suçunu çekmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.