Davutoğlu: “Ankara’da askeri ve diplomatik kriz masası kurulmalı”

davutoğlu

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ilişkin olarak Rusya’nın Uluslararası Hukuka, BM kararlarına ve bütün ilgili belgelere aykırı olan bu işgalini kınıyoruz ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya fiili askeri müdahalede bulunması, 2. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da güvenlik ve istikrar ortamı açısından en riskli dönemin başlaması anlamına gelmektedir.” değerlendirmesini yaptı. Davutoğlu hükümete, “Ankara’da hem askeri hem de diplomatik olarak bir kriz masası kurulmalı” çağrısını yaptı, krize ilişkin önerilerini sıraladı.

Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda Davutoğlu, “Bu soğuk savaş döneminde dahi süren Helsinki sürecinin ve AGİT sürecinin de etkisini fiilen kaybetmesi sonucunu doğurabilir. Türkiye, Ukrayna’nın ve Rusya’nın doğrudan komşusu olarak bu durumdan en fazla etkilenecek ülkelerin başında gelmektedir.

“Ankara’da hem askeri hem de diplomatik olarak bir kriz masası kurulmalı”

Böyle bir kritik aşamada şu adımların acilen atılması zaruridir:

Ankara’da hem askeri hem de diplomatik olarak bir kriz masası kurulmalıdır. Krizin böylesine tırmandığı bir dönemde Cumhurbaşkanı’nın Afrika seyahati yapmış olması, seyahati yarıda kesmiş olsa bile, kriz konusunda öngörülemez tutumun bir yansımasıdır.

Şu andan itibaren Ankara’da Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve İstihbarat birimlerinin bir araya gelmesinden oluşacak kriz masasıyla gelişmeler anlık olarak takip edilmeli ve atılması gereken adımlar derhal atmalıdır.

“Türkiye bu kriz konusunda ilkesel tutumunu ortaya koymalı”

Türkiye bu kriz konusunda ilkesel tutumunu ortaya koymalıdır. Montrö ve Minsk anlaşmaları başta olmak üzere uluslararası taahhütlere ve ulusal sınırların değişmezliği ilkesine herkes saygı göstermeli ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunmalıdır.

“Türkiye, NATO ve BM Güvenlik Konseyi nezdinde temaslarda bulunmalı”

Türkiye acilen ateşkes sağlanması için hem taraflar nezdinde hem de NATO ve BM Güvenlik Konseyi nezdinde temaslarda bulunmalıdır.

Türkiye Montrö Anlaşması’nın getirdiği şartlara bütün detaylarıyla uyacağını ilan ederek hem Kiev’de hem Moskova’da bu anlaşmayla ilgili hususları dile getirmeli ve bir çatışmada doğrudan boğazları ilgilendirecek şekilde taraf olmasının önüne geçmelidir. Türkiye Karadeniz bölgesindeki bütün ülkelerle olabilecek gelişmeler konusunda ikili istişareleri derhal başlatmalıdır. Maalesef son dönemde Ukrayna- Rusya krizi çerçevesinde NATO’da liderler düzeyinde sürdürülen istişarenin dışında kalmış olan Türkiye NATO’nun içindeki ihtimaliyet planlarını takip etme şansını önemli ölçüde kaybetmiştir.

Türkiye, NATO içindeki bütün istişarelerde yer alarak Ukrayna-Rusya krizinin Ukrayna-Rusya krizi olmaktan çıkıp, NATO-Rusya krizi olmasını engelleyici bir tutum takınmalıdır. Türkiye, krizin seviyesi yükselerek NATO-Rusya krizi haline gelmesi ihtimalini de göz önünde bulundurarak alternatif planlamalar içine girmeli ve krizin bu aşamaya geçmesini engelleyecek şekilde adımlar atmalıdır. Bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek Tatar soydaşlarımız konusunda taraflar nezdinde temaslarda bulunarak Kırım’daki çok büyük acılar çekmiş Tatar soydaşlarımızın bir kez daha acı yaşamasının önüne geçecek adımlar atılmalıdır.

“Gerekirse TBMM toplanarak gelişmeleri değerlendirmeli”

Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, başta siyasi partiler olmak üzere toplumu, ilgili bütün kurumları şeffaf bir şekilde bilgilendirmeli, her türlü senaryoya hepimizin hazırlıklı olmasını sağlamalıdır.

Gerekirse TBMM toplanarak gelişmeleri değerlendirmelidir. Türkiye, enerjiden tarıma bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek bütün alanlara ilişkin hazırlıklarını yapmalıdır. Başta Kharkiv olmak üzere Ukrayna’da bulunan vatandaşlarımızın tahliyesi için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır.”