Davutoğlu “Gelecek Adalet Modeli” raporunu açıkladı: AYM’ye 8 kadın üye

ahmet davutoğlu

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Yargı sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var” diyerek Yargıda Yapısal Reform başlığı altında “Gelecek Adalet Modeli” raporunu açıkladı. “Gelecek Adalet Modeli”ni üç ana sütun üzerine oturtan Davutoğlu’nun eylem planında, AYM’nin yeniden yapılandırılması gibi birçok başlık öne çıkanlar arasında yer alıyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında, partisinin hazırladığı Yargıda Yapısal Reform başlığı altında “Gelecek Adalet Modeli” raporu hakkında konuştu. “Gelecek Adalet Modeli”ni üç ana sütun üzerine oturttuk diyen Davutoğlu, adalet ilkesinden hukuk devletine geçişi sağlayacak zihniyet devrimi, hukuk devletini yaşanır hale getirecek yapısal yargı reformu ve yargı işleyişini etkin kılacak süreçlerle ilgili eylem planını açıkladı.

Açıklanan modelde, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılarak etkinliklerinin artırılması ve TBMM tarafından seçilecek üyelerin en az 8’inin kadın olması dikkat çekiyor.

İşkence ve kötü muamele vurgusu

Bunun yanı sıra Sulh Ceza Hakimliklerinin kaldırılarak mahkemeler üzerlerindeki mevcut savcılık ve kolluk baskısına son verilmesi başta işkence ve kötü muamele olmak üzere adil yargılamayı ve adalete erişimi engelleyen insan haklarına aykırı uygulama veya yönteme müsaade edilmeyeceği ön plana çıkıyor.

Modelde devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar dahil olmak üzere her türlü ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması da yer alıyor.

Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları:

“Bugünkü en temel meselemiz hukukun bir güç biriktirme, güç tahkim etme alanı olarak görülmesi”

“İnsan canının, malının, aklının, inancının, düşüncesinin, neslinin devamı ancak adaletle mümkün olabilir. Ülkemizde de bütün Cumhuriyet tarihi hatta daha öncesinde ne zaman adalet sarsıntıya uğramışsa toplumsal düzen yerle bir oldu. Ve bugün karşı karşıya kaldığımız en temel sorunda hukukun adaletin bir hak dağıtma ve ahlaki olaraktan çıkış güç biriktirme alanı olarak gözükmesidir. Maalesef iktidarda olanlar çoğu zaman adaleti gücü tahkim etmek, gücü biriktirmek bazen de muhalefette olanlar adaleti gücü ele geçirmek üzere, elde edilmesi gereken mekanizma olarak gördüler. Halbuki adalet gücü ahlaki olarak denetleme alanıdır. Hukukun olmadığı alan güç denetimi olmaz. Bugünkü en temel meselemiz hukukun bir güç biriktirme alanı olarak görülmesi, güç tahkim etme alanı olarak görülmesi. Ve bu ilk değil.

12 Eylül’de darbeci generallerin önün el pençe duran yargı mensuplarından 28 Şubat’ta genel kurmaya gidip yargı brifingi alan yargı mensuplarına burada ve Türk adaleti önünde verilmesi gereken kararları Pensilvanya’ya neredeyse soran FETÖ paralel yapılanmasından yargıda bugün siyaset talimatla hareket eden yargı gerçeğine kadar maalesef bizim Cumhuriyet tarihimiz itibariyle yargının gücü elinde tutanların başkalarını cezalandırma aracı olarak görüldüğü, gücü elinde tutmayanların ama elde tutmak isteyenlerin yargı üzerinden gücü elde edersek ülkede fiilen gücü kontrol altına alırız dedikleri bir alan haline dönüştü.”

“Rahip Brunson, Deniz Yücel en ağır suçlarla itham edildiler; bir kaç mesajla serbest bırakıldılar”