DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin: “Kamu düzeni, vatandaşa korku salarak sağlanmaz”

adana polis furkan vakfı

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Sözcüsü İdris Şahin, polisin Adana’da eylem yapan Furkan Vakfı üyelerine yönelik şiddetine ilişkin olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuya ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Şahin, “Sayın İçişleri Bakanı’nın ‘Tüm tahrik, hakaret ve istismara rağmen orantısız güç uygulamak bizim yöntemimiz olmamalı idi’ açıklaması son derece talihsiz ve bir o kadarda vahimdir. Zira Sayın Bakan’ın emri altındaki kimi polis memurları vatandaşa işkence uygulamış, Sayın Bakan da bu olay nedeniyle maalesef vatandaşımızı suçlamıştır. Sayın Bakan bilmelidir ki hukuk devletinde hiçbir mazeret, vatandaşa uygulanan şiddeti meşru kılmaz” dedi.

İdris Şahin, partisinin genel merkezinde bugün yaptığı açıklamada, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ev sahipliğinde CHP, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi genel başkanlarının bu hafta bir araya geleceği görüşme hakkında da konuştu.

Şahin, özetle şunları söyledi:

“Yoğun bir görüşme trafiği olacak”

 “Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i tanıtım töreninin hemen ardından verdiği ilk demeçte, bir sonraki buluşmaya mart ayında DEVA Partisi olarak ev sahipliği yapacağını açıklamıştı. Yine 8 Mart akşamı yaptığı bir açıklamada, altı siyasi partinin genel başkanının 27 Mart’ta buluşacağını kamuoyuna bir kez daha duyurmuştu. Bu kapsamda, bu hafta oldukça yoğun bir görüşme trafiğine sahne olacak, genel başkanlar düzeyinde bir dizi ziyaret gerçekleştirecek.

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişin yol haritası konuşulacak”

Sayın Babacan, bu ikili görüşmeleri, pazar günü ev sahipliğini yapacağı zirvenin gündemini ortaklaşarak belirlemek amacıyla yürütecek. Ortak aklın ne kadar önemli olduğu, bir toplantı öncesinde yapılan görüşmeler ve konuşmalarla nasıl bir gündem oluşturulabileceğinin en güzel örneğini bu ziyaretlerle birlikte vereceğiz. Diğer genel başkanlarla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişin yol haritasına ilişkin yaklaşımlar konuşulacak. Türkiye’nin tüm sorunlarının diyalogla çözülebileceğine ve herkesin fikrinin çözümün birer parçası olabileceğine inanıyoruz. Türkiye’nin yaşadığı sistem krizini altı siyasi partinin kendi kimlikleriyle bir araya gelerek aşma çabasına katkı sunmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.

“Görüntüler, iktidar partisinin işkenceleri cesaretlediren politikalarını ortaya koydu”

Dün akşam sosyal medyaya düşen dehşet verici görüntüler hepimizi derinden yaraladı. Adana’daki bazı polislerin vatandaşlarımıza sokak ortasında işkence uyguladığını gördük. Öncelikle bu şiddetin mağduru olan Furkan Vakfı’na geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Şiddet uygulayan memurları kesin bir şekilde kınıyorum. Bu görüntüler, iktidar partisinin işkenceleri cesaretlendiren politikalarını bir kez daha ortaya koymuştur.

“Hukuk devletinde hiçbir zaman mazeret vatandaşa uygulanan şiddeti meşru kılmaz”

Sayın İçişleri Bakanı’nın ‘Tüm tahrik, hakaret ve istismara rağmen orantısız güç uygulamak bizim yöntemimiz olmamalı idi’ açıklaması son derece talihsiz ve bir o kadarda vahimdir. Zira Sayın Bakan’ın emri altındaki kimi polis memurları vatandaşa işkence uygulamış, Sayın Bakan da bu olay nedeniyle maalesef vatandaşımızı suçlamıştır. Sayın Bakan bilmelidir ki hukuk devletinde hiçbir mazeret, vatandaşa uygulanan şiddeti meşru kılmaz.

Ayrıca bu görüntüleri ‘münferit hadise’ olarak nitelemek, yapılanları basite indirgemektir. Bu hukuksuz uygulamalar münferit değil; ülkemizde son yıllarda işkencenin, kötü muamelenin ve hukuksuzluğun kurumsallaştığını bize göstermektedir. Tüm bu görüntüler, Türkiye’yi hukuk devleti haline getirme çabamızın ehemmiyetini ve aciliyetini bir kez daha ispatlamıştır.

“Kamu düzeni, vatandaşa korku salarak sağlanmaz”

Çünkü bir hukuk devletinde, devlet görevlilerinin hukukun dışına çıkmasına hiçbir koşulda müsamaha gösterilemez. Kamu düzeni vatandaşa korku salarak sağlanamaz. Kimse, vatandaşın karşısında resmi üniformanın arkasına saklanarak hukukun dışına çıkamaz. Vatandaşın tepesine inen copu kendi etimizde, bedenimizde hissederek hukuk dışı tüm uygulamalarla mücadele edeceğiz. 

Google’a ‘Böbreğimi satmak istiyorum’ diye yazdığınızda karşınıza çıkan doğru cevap; vatandaşı yoksullaştıran zorbalıktır, kötü yönetimdir. İnsanı kendi bedeninden feragat etmeye zorlayan bu zorbalığa daha fazla izin vermeyeceğiz.”