Ormanlık alanların imara açılmasına zemin hazırlayan Turizm Teşvik Kanunu’na Deva Partisi, yangınlara ani müdahale için “Havadan yangın söndürme için millî bir filo inşa edeceğiz” dedi ve ekledi: “Varlığını ve gelir kazanmasını milletimizin ‘bayrak taşıyıcı hava yolu’ olmasına borçlu Türk Hava Yolları’nın, Türkiye’nin ihtiyaçlarını görecek sayıdaki yangın söndürme uçağını bir ‘Sosyal Sorumluluk’ projesi olarak işletmesini acil ve yakın bir çözüm olarak hayata geçireceğiz.”
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı ve Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanlığı’ndan yapılan ortak açıklamada; ormanlık alanların imara açılmasına zemin hazırlayan Turizm Teşvik Kanunu’na “Rantçı zihniyetin çıkardığı yeni düzenlemeyi iptal edeceğiz” tepkisi gösterildi. Yapılan açıklamada yangınlara ilişkin “Havadan yangın söndürme için millî bir filo inşa edeceğiz… Varlığını ve gelir kazanmasını milletimizin ‘bayrak taşıyıcı hava yolu’ olmasına borçlu Türk Hava Yolları’nın, Türkiye’nin ihtiyaçlarını görecek sayıdaki yangın söndürme uçağını bir ‘Sosyal Sorumluluk’ projesi olarak işletmesini acil ve yakın bir çözüm olarak hayata geçireceğiz.” denildi.
DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu ile Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı Candan Karlıtekin tarafından yapılan ortak açıklama şöyle:
“VATANDAŞLAR BELİRSİZ BİR AFET SÜRECİYLE BAŞ BAŞA BIRAKILDI”
“130 milyar doları yakan, saray, VIP uçak ve şatafat bağımlılığı başta olmak üzere kaynak israf etmede rekorlar kıran mevcut rejimin öncelikleri arasında orman yangınlarında emre amade uçak, helikopter gibi yeterli donanım bulunmamaktadır. Yönetemeyen mevcut iktidarın herhangi bir konuda herhangi bir işi yoluna koymasını, özellikle de olağan dışı durumlarla başa çıkmasını beklemiyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın envanterinde yangın söndürme uçak ve helikopterlerinin olmaması ve vakitlice dışarıdan hizmet alımı yoluyla uçak ve helikopterleri uygun şartlarla tedarik edememesi çıkan yangınlara zamanında ve etkin müdahaleyi imkânsız kıldı. Dolayısıyla vatandaşlarımız saatlerce, bazı bölgelerde iki günü aşan, korku dolu ve belirsiz bir afet süreciyle baş başa ve sahipsiz bırakıldı, seslerini sosyal medyadan duyurmaya çalıştı ve sivil toplumdan yardım talep etti.
Her yıl çıkan yangınlarla alakalı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın halen geniş kapsamlı ve bütüncül bir eylem planının, yeterli ekipman ve personelinin bulunmaması, ne denli bir millî güvenlik tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzun da en somut göstergelerinden birisidir.”
“PARİS İKLİM ANLAŞMASI’NIN ONAYLANMASI GEREKİYOR”
Açıklamada çözüm önerilerine de yer verildi. İklim kriziyle mücadelenin öneminin vurgulandığı açıklamada, “Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye için elzem görülen şerhlerle de olsa bir an önce onaylanması gerekiyor” değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, 28 Temmuz’da Resmî Gazete’de yayımlanan “Turizm Teşvik Kanunu” için ise şu tepki gösterildi:
“Türkiye yangınla boğuşurken orman ve kıyı alanlarında imar planı yapma yetkisini Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alıp Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veren, ÇED raporu şartını keyfî idari kararlara terk eden rantçı zihniyetin çıkardığı yeni düzenlemeyi iptal edeceğiz. Yanan orman alanlarının rehabilite edilerek imara açılmasını yasaklayan yasal bir düzenleme yapıp, mümkün olduğunda da anayasa hükmü haline getireceğiz.”
YANGIN SÖNDÜRME ÖNERİSİ
DEVA Partisi, orman yangınlarına ilişkin çözüm önerilerini ise şöyle sıralandı:
“Havadan yangın söndürme için millî bir filo inşa edeceğiz.. Varlığını ve gelir kazanmasını milletimizin ‘bayrak taşıyıcı hava yolu’ olmasına borçlu Türk Hava Yolları’nın, Türkiye’nin ihtiyaçlarını görecek sayıdaki yangın söndürme uçağını bir ‘Sosyal Sorumluluk’ projesi olarak işletmesini acil ve yakın bir çözüm olarak hayata geçireceğiz. Gözetleme ve erken uyarı sistemlerinden güncel teknolojik imkanları kullanacağız. Yangın söndürme filosunda drone ve sensör teknolojileri yardımı ile erken uyarı, hızlı tespit ve hızlı söndürme modelleri geliştireceğiz. Orman yangınlarına karşı hassas bölgelerdeki yerleşim birimlerinde yaşayan yöre halkı için eğitim programları düzenleyeceğiz.”
