Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, kendi internet sitesi www.dilipak.com’da, CoVID 19 salgınına karşı uygulamaya konulan zorunlu aşı ve PCR uygulamasına karşı, Akademisyen, öğrenci, memur, işçi ve tüzel kişiliklerin, özel ve tüzel kişiliklere karşı, hukuk mücadelesi konusunda rehber yayınladı.
Dava açma, suç duyurusu, tespit tutanağı, itiraz, iptal davası gibi konularda örnek dilekçelerin yer aldığı dosyada ayrıca, kişilerin böyle bir baskıya, mobbinge maruz kalmaları durumunda hukuki hakları ve ne yapmaları gerektiği konusunda tavsiyeler yer alıyor. Dosya büyük ölçüde örnek dava dosyalarının yeniden düzenlemesi ile, konu ile ilgili derlemelerden oluşuyor.
Özellikle, Memur ve işçiler yanında öğrenci velileri, öğretim üyeleri ve öğrencilerin bu konuda nasıl davranmaları, birlikte hareket etmeleri konusunda uyarılar yer alırken, “aklınızı kimseye kiraya vermeyin, haklı olmak kimseye haksızlık etme hakkı vermez” deniyor. Baskıya uğrayanlara, yasama yürütme ve yargı yolu ile haklarını arama çağrısı yapan Dilipak, Hak arama yöntemi olarak şöyle dedi:
“Yasama, yürütme yargı yolu önemli. Yargı tespit davasından suç duyurusuna, tazminat davasına, yürütmeyi durdurma davasına kadar bir çok alanı kapsar. İstinaf yolu var, temyiz yolu var, AYM’ye kişisel başvuru yolu, Danıştay yolu var. AİHM, BM İnsan Hakları Komisyonu yolu var.
Yürütmede mesela CİMER ilk akla gelen. İlgili Bakanlığa da yazabilirsiniz. İnsan Hakları kurulları var, Ombudsmanlık var, DDK var, İdari disiplin kurulları var. mobbingle ilgili ayrı düzenlemeler var. Yasamada doğruda TBMM’ye, ilgili komisyonlara, İnsan Hakları Komisyonuna, Parti gruplarına Dilekçe Komisyonuna başvurabilirsiniz. Milletvekilleri yazılı, sözlü soru önergesi verebilir, araştırma komisyonu kurulmasını talep edebilir, gündem dışı konuşmalar yapabilirler. Öte yandan Meslek odaları, Vakıf, Dernek, Sendika ve diğer STK’lar üzerinden kamuoyu baskısı örgütlenebilir. Bu konularda Üniversiteler ve Barolardan, insan hakları kuruluşlarından destek alınabilir. Platformlar oluşturulabilir. Basın ve sosyal medyanın da bu anlamda etkin bir şekilde kullanılması gerekir. Son aşama ise hukuksuz dayatmalara karşı sivil itaatsizlik eylemlerine başvurulabilir. Bütün bunları yaparken, akıllı, dürüst, bilgili ve cesur olmak şart. Dik başlılık etmeden başı dik!
Bütün bunları yaparken din, ahlak, hukuk kurallarına dikkat etmek gerekir. Yasayı eleştirebiliriz ama hukuku asla. Nefsi müdafaa hariç, şiddet yoluna başvurulamaz. Yağma, tahrip gibi hukuk dışı eylemler ve buna yönelik tahriklerden uzak durmak gerekir.
Özellikle üniversiteler açılırken, herkesin bu konuda dikkatli olması gerekir. Unutmamak gerekir ki, “haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.” “Herkesin temel haklarına hizmet etmeyen bir fikir ve eylemden uzak durmak, erdem temelli kolektif hareketlerin vazgeçilmezidir.”
Dilipak’ın konuyla ilgili hazırladığı dosyaya BURAYA TIKLAYARAK ulaşabilirsiniz