Dünya Kız Çocukları Günü her yıl 11 Ekim’de dünya genelinde kutlanan özel bir gündür. 2012’de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla, kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik için farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlandı. Bir çok dernek ve vakıf bugünün anlamı doğrultusunda düzenledikleri kampanyaları duyurdu. Adalet Bakanlığı’nın istatistikleri, ülkenin çocuklara yönelik cinsel istismarla mücadelesindeki kırık notunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Dilek İmamoğlu: ‘İlham Veren Adımlar’ kitabımızın geliri ile 200 kız öğrenciye burs imkanı sunuyoruz
İstanbul’un ve İstanbulluların ortak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak üzere 1990 yılında İBB tarafından kurulan İstanbul Vakfı’nın çalışmasıyla ortaya çıkan Büyüt Hayallerini projesi kapsamında 200 kız öğrenciye burs verileceği açıklandı.
Burs başvurusunu sosyal medya hesabından yayınladığı bir video ile duyuran Dilek İmamoğlu, 11 Ekim’in Dünya Kız Çocukları Günü olduğunu hatırlatarak “Ne yazık ki ülkemizde de kız çocuklarımız erkeklere nazaran eğitim konusunda oldukça dezavantajlı durumdalar. Oysa ki kız çocuklarını eğitmeyen milletler sonraki nesillerini pek çok imkandan mahrum bırakılar” dedi.
Kız çocukları için daha adil bir dünya yaratmak amacıyla Büyüt Hayallerini projesi ni başlattıklarını söyleyen İmamoğlu, 40 başarılı kadının hikayesinin anlatıldığı ‘İlham Veren Adımlar’ kitabından elde edilen gelirle 200 kız öğrenciye burs imkanı sunulacağını söyledi.
Koruncuk Vakfı: “Kız çocuklarının eğitimi için #BirGünDeğilHerGün”
Koruncuk Vakfı, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü vesilesiyle “Kız çocuklarının eğitimi için #BirGünDeğilHerGün” sloganıyla kız çocuklarının eğitime erişimlerinin önemine dikkat çekerek bir kampnya başlattı.
Koruncuk Vakfı’nın yaptığı açıklamada, kız çocuklarının her anlamda güçlü bireyler olarak toplumda yer almaları için onların kesintisiz ve nitelikli eğitime erişimlerinin zorunlu olduğu belirtildi.
Kız çocuklarının güçlendirilmesi için herkese büyük görevler düştüğünü hatırlatan Koruncuk Vakfı, bu doğrultuda herkesi düzenli bağış yapmaya davet ediyor.
Sabancı Vakfı: Çocuk evliliklerine göz yummayın!
Dünya Kız Çocukları nedeniyle Sabancı Vakfı da “Kız çocuklarının geleceğinin çalınmasına göz yummuyor, kızlar hayallerinin peşinden koşsun diye çalışıyoruz” sloganıyla özel Film hazırladı. Filmde bir köy evinde saklambaç oynayan küçük bir kız, onu istemeye gelenlerin arasından geçerek odasındaki dolaba saklanıyor. Evdeki herkes oyun çağındaki kıza göz yumarak eşlik ediyor. Gerçekleri çarpıcı bir şekilde anlatan filmin sonunda ‘Göz Yumma’ mesajı çıkıyor ve izleyen herkes kız çocuklarının hayallerini desteklemeye davet ediliyor.
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da Kız Çocukları Günü dolayısıyla, “Özellikle erken yaşta ve zorla evlilikler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kız çocuklarının insan haklarının önünde büyük bir engel oluşturuyor” diyerek şöyle devam etti:
“Pandemi koşulları da erken yaşta evliliklerle ilgili yürütülen mücadeleyi küresel boyutta geriye götürdü. Pırıl pırıl kız çocuklarımızın geleceklerinin çalınmasına hiçbirimiz göz yummamalıyız. UNESCO verilerine göre önümüzdeki 10 yıl içerisinde erken yaşta evlenme riski olan kız çocuklarına 10 milyon kız çocuğu daha eklenmiş durumda.”
Türkiye, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne kara bir tablo ile girdi
Ağrı’da dört yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin dava dosyası faili meçhul olurken Türkiye, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne kara bir tablo ile girdi.
Adalet Bakanlığı’nın istatistikleri, ülkenin çocuklara yönelik cinsel istismarla mücadelesindeki kırık notunu bir kez daha gözler önüne serdi. Verilere göre, 2013-2020 yılları arasında ceza mahkemelerinde, ‘çocukların cinsel istismarı” başlığı altında toplam 143 bin 335 dosya incelendi.
Ağrı’da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan dört yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin görülen davada yargılanan yedi kişi, ‘suçsuz’ bulundu. Henüz dört yaşında yaşama gözlerini yuman Aydemir’in dosyası, ‘faili meçhul’ kapatıldı. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nden üç gün önce alınan karar, gözleri Türkiye’nin çocuklara yönelik istismarla mücadelesine çevirdi. Türkiye’de çocuk istismarının geldiği nokta, Adalet Bakanlığı’nca yayımlanan istatistiklere yansıdı.
ON BİNLERCE DOSYA
BirGün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre, ceza mahkemelerine 2013-2020 döneminde toplam 140 binden fazla, “Çocukların cinsel istismarı” suçu geldi. Yalnızca 2013 yılında ceza mahkemelerinde, çocukların cinsel istismara uğratılmasına yönelik 17 bin 948 suç ele alındı. 2013’te toplam 13 bin 925 mahkûmiyet kararı alınırken 4 bin 466 kişi beraat etti. 2015 yılında ceza mahkemeleri, çocuklara cinsel istismar kapsamında toplam 16 bin 957 suçu ele aldı. Bu kapsamda mahkemelerden 2015’te 13 bin 968 mahkumiyet, 4 bin 551 de beraat kararı çıktı.
EN KARANLIK YIL 2019
2017 yılında ceza mahkemelerine 16 bin 348 çocuk istismarı suçu gelirken 2019 yılı çocuk istismarına yönelik en kara yıllardan biri oldu. İstatistiklere göre, 2019’da ceza mahkemelerinde çocukların cinsel istismarı kapsamında toplam 28 bin 360 dosya karara bağlandı. Toplam 15 bin 561 mahkûmiyet kararının alındığı 2019 yılında, çocuk istismarından yargılanan 6 bin 420 kişini dosyası beraat ile sonuçlandırıldı.
2020 yılında ise ceza mahkemeleri, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin 17 bin 948 dosyaya ev sahipliği yaptı. 2020’de alınan kararlar 12 bin 64 mahkumiyet, 5 bin 100 beraat, 222 de “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” şeklinde sıralandı.
ÇOCUK DOĞUMLARI
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 2020 yılına yönelik açıkladığı verilerde, ‘Çocukların cinsel istismarı” suçundan halen cezaevlerinde 12 bin 942 hükümlü ve 2 bin 550 tutuklu bulunduğunu belirtti. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu’nun 2018 raporuna göre ise 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Raporda, 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak ifade edildi.
ŞARTLI SALIVERMELER ARTTI
Devletin çocuk istismarının önlenmesine yönelik attığı somut bir adım olmadığını vurgulayan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nilda Baltalı, “öncelikle yasaların uygulaması gerekiyor” dedi. Çocukların yüksek yararı gereğince mevzuatı uygulamaya geçirmesi, herhangi bir keyfiyetin mümkün olamaması için kamu görevlilerine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Baltalı, şunları kaydetti:
“İstismar suçlarının cezaları artırıldı son yıllarda, şartlı salıverilme süreleri de cinsel suçlara diğer suçlara oranla yüksek örneğin. İstismarcıların aflardan yararlanmaları da kolay değil. Buna rağmen suç işlenme istatistikleri her geçen yıl katlanarak büyüyor. Çözüm cezaları artırmak veya korkulan bir gündem olan idamda da değil. Yasalarımız uygulanmalı, Türk Ceza Kanunumuz, Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve ilgili sözleşmelerimizde çocuklarımızı korumak için yeterince yol gösterilmekte, ceza yaptırımı uygulanmaktadır. Ancak ülkemizde çocuklarımızı korumayı amaçlayan bir sistem ve bakış açısı olmadığı için yasalarımızda uygulanmamaktadır.”
Baltalı, çocuk istismarlarının önüne geçebilmek için toplum dinamiklerinin değişmesi gerektiğinin altını çizerek, “Sahip olduğumuz haklar yalnızca yasa metinlerinde yer aldıklarında etkisiz kalmaktadırlar. Hukuku etkili kılan şey, onu hayata geçirebilmektedir. Hukuku yaşanılır ve etkili kılan da onun için mücadele edenlerdir. Hak mücadelesi sürdükçe dünyamızın şiddetten arınabileceğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
KATALOG SUÇLAR KAPSAMINDA
Dördüncü yargı paketi, “Elmalı rötuşu” yapılmadan 10 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan yargı paketi ile istismar, çocuğa cinsel istismar, cinsel saldırı gibi suçlardan tutuklanma için somut delil şartı aranması hükme bağlandı. İki kardeşin cinsel istismara uğradığı Elmalı davasında verilen tahliye kararlarının ardından tartışmaların merkezinde yer alan, ‘Cinsel suçlarda tutuklanma için somut delil aranması şartı’na yönelik itirazlar, iktidar tarafından kabul görmedi. AKP MKYK’deki eleştiriler üzerine cinsel suçlarda tutuklama için somut delil aranması şartından vazgeçilmesine yönelik çalışmalar yürütüldü. Ancak katalog suçlar kapsamındaki cinsel suçlarda tutuklama için somut delil aranmamasının diğer düşünce suçu gibi diğer suçlar için de uygulamada olumsuzluklara yol açacağı görüldü. Cinsel suçları katalog suçlardan çıkartarak ayrı bir düzenleme yapmanın güçlüğünün yanı sıra Elmalı tartışmalarının da kamuoyunda hızını kesmesi üzerine bu düzeltmeden vazgeçildi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) eski başkanı Süleyman Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu’nun 27 Mayıs 2021 tarihli toplantısında yaptığı konuşmada, çocuk evliliklerini savundu. Arslan, 15 yaşındaki çocukların rıza ile olabilecek nikâhlarının engellenmesinin, “İnsan hakkı ihlali” olduğunu söyledi.
İSTİSMARA İYİ HAL KARARLARI
Çocuk istismarları davalarında sanıklara uygulanan, “İyi hal” indirimleri dikkati çekti. Yurttaşların tepkisine neden olan iyi hal kararlarından bazıları kamuoyuna şöyle yansıdı:
İstanbul’da 13 yaşındaki çocuk, öğretmeni tarafından dağıtılan forma, 5 yaşından itibaren ağabeyi Ş.E. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını yazdı. Olayın savcılığa intikal etmesi üzerine Ş.E.’ye, ‘İyi hal’ indirimi uygulanarak 10 yıl hapis cezası verildi.
İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde 13 yaşındaki Suriyeli kız çocuğunu kaçırıp istismar ettiği gerekçesiyle tutuklanan C.Ç.’nin yargılandığı davada karar çıktı. 56 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenen C.Ç.’ye, toplamda 19 yıl 4 ay hapis cezası verildi. C.Ç.’nin geçmişi, suçu işledikten sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak iyi hal indirimi de uygulandı.
Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, `Çocuğa cinsel istismar´ suçundan yargılanan Nurhat Can A.´ya, `mağdurun rızası var´ görüşüyle 2,5 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme yargılama sırasında suç vasfını `Reşit olmayanla cinsel ilişki´ olarak değiştirerek verdiği hapis cezasını da sanığın `geleceği üzerindeki etkilerini´ dikkate alarak altıda bir oranında indirdi.
İzmir’de çocuğa cinsel istismardan yargılanan sanık, ‘iyi hal indirimi’yle 10 yıl beş ay hapis cezası aldı. Mahkeme, zanlının onama kararını tutuksuz beklemesine de hükmetti.