“Çağdaş neoliberal kapitalizmde eğitim ve demokrasi” başlıklı bir makale kaleme alan akademisyen, üretim sisteminin ihtiyaçları yapay olarak üreterek insanı kendine nasıl boyun eğdirdiğini dile getirdi
Brezilya’nın Sorocaba Üniversitesi’nden Pedro Laudinor Goergen, eğitim sistemin insanı nasıl köleleştirdiğini şöyle anlattı: “Başlangıçta insanın doğal ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen üretim sistemi, bağımlılığı artıran ve tüketimi artıran ihtiyaçları yapay olarak üreterek gücünü pekiştirerek, insanı kendi hareketine boyun eğdiren bir mekanizmaya dönüşür.
HİZMETKAR OLUYOR
İnsan dünyadaki eylem ve teknik müdahalenin hizmetkarı haline gelir. Kendilerine ne kadar yabancılaşırlarsa insanlar kendilerini o kadar başarılı ve doyumlu hisseder. Eğitim ise bu ekonomik bütünleşmeyi ve indirgemeyi kabul ederek, insanın bilgi ve becerileri açısından, donanımda anlamı tükenen, piyasaya bağımlı bir işlev üstlenir.
BAŞARININ SIRRI NE
Eğitim yoluyla insan toplumla bütünleşmeye ve boyun eğmeye başlar. İronik olarak, bu itaat ne kadar başarılı olursa, pedagojik model de o kadar saygın olacaktır. Okul ve üniversite eğitimi, insani, öznel ve yurttaş eğitimiyle ilgili değil, piyasa beklentilerine uygun faydalı bireylerin eğitimiyle ilgili nicel, faydacı ve üretken hedeflerin hizmetine verilme eğilimindedir.
Piyasaya uygun insan yetiştiriliyor
“Eğitim, insanları insan sermayesi üretecek şekilde eğitmekte başarısız oluyor, ekonomik çıkarların bilgi ve becerilerinin taşıyıcısı yapıyor” diyen Goergen, şöyle devam ediyor: “İnsan oluşumu olarak eğitimin geleneksel anlamı azaltılmakta ve piyasa için ilginç olan içerik ve anlamın teknik niteliği artırılmaktadır. Bir yandan iyi bir okul, ekonominin düzgün işleyişi için bir koşulsa, diğer yandan kapsayıcı ve adil bir ekonomi, insanların başarısı için okulun mükemmelliğinin bir koşuludur.”