Ekrem İmamoğlu hazır: “Hücremin zerresinde endişe, korku, telaş yok. Asla mücadeleden vazgeçmeyecek bir Ekrem İmamoğlu var”

ekrem imamoğlu deprem 1

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada, üst yargı yetkilisi kişilerin mahkeme hakimine, ‘İmamoğlu’na ceza ver seni ağır ceza reisi yapalım’ denmiş midir?” sorusunu sorarak, “Ya denileni yaparsın ya da ödüllenirsin denmiş midir?”  ifadesini kullandı. Oldukça kararlı bir tablo çizen İmamoğlu, “Hücremin zerresinde endişe, korku, telaş yok. Hepsine karşı mücadeleye hazır, asla mücadeleden vazgeçmeyecek bir Ekrem İmamoğlu var. ” dedi.

Katıldığı canlı yayında gündemdeki konulara ve merak edilenlere ilişkin açıklamalarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Halk TV’de yayınlanan ‘Gündem Özel’ programında gazeteciler İnan Demirel, İsmail Saymaz, İpek Özbey ve Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı. Burada açıklamalarda bulunan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nın ‘projeme çöktü’ lafına ilişkin olarak, “Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum” diye konuştu.

İBB’nin iştirak şirketi olan Kiptaş’ın, yaptığı binaları ENSAR gibi vakıflara düşük kira ücretiyle veya bedelsiz olarak yıllarca kiralandığını aktaran İmamoğlu, “Baktıkça içim yanıyor. Kiptaş’a bina yaptırıyorsun, ENSAR’a veriyorsun. 6 tane…  Geri alacağız, yurt yapacağız. 2008’de ENSAR’a 3 bin 600 liraya kiralamış, şu anda 10 bin lira kira ödüyor. Güncel kirasının 200 bin lira olması gerekiyor” dedi.

“Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum”

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“İstanbul, metro açısından fukara bir kent durumunda. 16 milyona yakın resmi nüfusu, etkin nüfusunun 20 milyonu bulduğu kentin, 230 km’lik raylı sistemi olması fukara ötesi bir durumdur. Bunun 3 katına yakın Londra’da var. Metro meselesi ciddiye alınmalı. 

Bir anda ihaleler yapıldı. 12 tane metro hattı birden ihale yapılıyor. Toplam 141 km. 7 tanesini 2017’de durdurdu. Kim durdurdu, dönemin Belediye Başkanı Sayın Uysal. Üç hattın da ödeneği bittiği için durduruldu. Görevi aldığımızda 2 tane hatta inşaat çalışması vardı. 

Hisarüstü’nü yüzde 25 ile devraldık. Ödemenin yüzde 52’si yapılmış. Yapılmamış metroya, yapılmışın iki kadar para ödenmiş şekilde devraldık.  Raylı sistemin ulaşmadığı toplam nüfus 3 milyona yakın. 

Sultanbeyli metrosunu 2024’te bitiriyoruz. Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum.

“Devletin işinde ‘ben’ diye bir şey olabilir mi?”

Eğer Ulaştırma Bakanlığı sözünde durursa 2025 yılında 453 km’lik bir metro ağının sahibi olan bir kent olacağız.

Ülkemizin Cumhurbaşkanı, ‘benim projeme çöktü’ diyor. Ya Allah aşkına, benim projem kavramı yoktur. Ailede ‘ben’ demedik ‘biz’ dedik. Devletin işinde ‘ben’ diye bir şey olabilir mi? Siz kimsiniz, ben kimim? Bugün varız yarın yokuz. Esas olan devlet projesidir. 

Bu proje o ‘benim projem’ dediği proje değil. Sayın Dalan başlattı 1988’de, Sözen yüzde 60’a getiriyor. 4 yıl sonra Erdoğan bitiriyor.  Desteği bile AK Parti verdi diyor, AK Parti vermese aç kalırsın. Sanki kendi darphanesi var.

“Togg’un açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim”

Osman Nuri Bey’e çok üzüldüm. İktidar partisinin İl Başkanı’nın zavallı durumuna düşmesine çok üzüldüm.

150 günde 150 proje kampanyasıyla açılış yapınca telaşa kapıldılar. Cumhurbaşkanı grupta da konuştu. Bıraksın bizimle bu mücadele vermeyi, kendisini aldatan bakanlarına hesap sorsun.

Togg’un açılışına davet edilmedim, edilseydim giderdim. Gürül gürül iş yapıyoruz. Korkuyorlar benden.

Kendi 25 yıllık dönemlerini Ekrem İmamoğlu’nun 3 buçuk yıllık dönemiyle yarıştırıyorlar. Bunun 3 ayını siz çaldınız benden. 

“Kara propaganda, yalan, iftira, bu dönemin karakterine dönüşmüş”

3 buçuk yılda sadece AKM’nin açılışına davet edildim. 

Şu anda İBB’nin toplu taşıma sübvansiyon rakamı yıllık 11 milyar liraya ulaştı.

İETT’de 1 yıl içinde yüzde 270 mazot artışı oldu. İETT’nin sadece akaryakıt giderleri şu anda toplam yolcu gelirlerini aştı, tarihinde ilk defa.

Kara propaganda, yalan, iftira, bu dönemin karakterine dönüşmüş.

Sayın Cumhurbaşkanı bir imza atın, aşkım dediğiniz İstanbul’a biz 300 otobüsü alalım, İstanbullu pırıl pırıl otobüse binsin. Mürekkep ve bilek kuvveti, bu kadar.

“İstanbul’da kazanırsanız Türkiye’yi kazanırsınız”

Anket tuzağına düşmeyelim. Cumhurbaşkanı adayı konuşuluyor.  Kıyaslar yapılıyor. Her akşam bunu konuşuyoruz. Neden? Bence, gerçek  konulardan bizi uzak tutuyorlar. Bu ülkenin yüzde 75’i eğitimden rahatsız, umutsuz. Yüzde 14-15 işsizi var. Gelir paylaşımında bu ülkenin nimetlerinin yüzde 60’ı bu ülkenin yüzde 10’una ait. En alt gelirle en üst gelir grubu arasında çarpan 23 kat. Alt gelir grubu her sene 23 kat fakirleşiyor, üst gelir grubu 23 kat zenginleşiyor. Yüzde 150 enflasyonu, kendi yanılgılarını, kendi yalanlarını kapatmak için bizi tartıştırılıyorlar. Cumhurbaşkanı adayı kim, sana ne? Biz süreç yönetiyoruz, ben sürecin bir parçasıyım. İstanbul’daki icraatlar ile ben sürecin en güçlü parçasıyım. İstanbul eşittir Türkiye. İstanbul’da kazanırsanız Türkiye’yi kazanırsınız. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim. “Hedef 2023” diye bir internet sitesi var; bana göre muhteşem ama üzüntüyle okudum, keşke başarsaydılar. Altılı Masa, dimdik ayakta durmak zorunda. 

“Ceza karşılığı ağır ceza hakimliği teklif edildi mi açıklansın”

Madem ki bu hakim FETÖ’cü, 2020/5019, bu hakim hakkında HSK birinci dairenin verdiği karar FETÖ soruşturmasına gerek yoktur kararı vermiş. Ne kadar aşağılık bir durum. Utanmamışlar bir de benim davaya FETÖ’cü atamışlar. Mahkeme hakimi atayalı 1 yıl olmamış. Bu hakim neden Samsun’a atandı?

Üst yargı yetkilisi kişiler tarafından ‘Gel sen İmamoğlu’na ceza ver seni ağır ceza reisi yapalım’ denmiş midir? Tehdit edilmiş midir? Ya da denileni yaparsan da ödüllenirsin denmiş midir?

Hayatı yalanla iftirayla dolu şahsiyet ‘sen bizi yurtdışına nasıl şikayet edersin ahmak’ diyerek bana hakaret etti. Ben de sözünü iade ettim. 

16 milyon insanı göz göre göre yargılama çabası içindeler. Acımasızca yargıyı lekeliyorlar. Yargıyı tehdit etme söylemleri var. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu HSK en hızlı şekilde sorgular. Ben yargılanmayı bile zül görüyorum. Bunu yargılayan hakim, ‘ne yargılaması ya?’ diye düşünmeli. Bu siyasi bir yargılama.

“Ahlak dışı, hukuk dışı, iftira ve yalan dolu yolculuğun içerisinde olduğumu biliyorum”

Ekrem İmamoğlu’nu siyaseten cezalandıramazlar. Ama görevden alma ya da her şeyi yapabilirler. 

Israrla söylüyorum, demokrasinin, hukukun olduğu hiçbir ülkede böyle bir dava açılmaz ve sürdürülmez. Ben yüce Türk yargısına güvenmek istiyorum. 

Ahlak dışı, hukuk dışı, iftira ve yalan dolu yolculuğun içerisinde olduğumu biliyorum. Biz bu yolu bilerek yola çıktık. 

“Hafızamızı yitirmeyeceğiz”

Hücremin zerresinde endişe, korku, telaş yok. Hepsine karşı mücadeleye hazır, asla mücadeleden vazgeçmeyecek bir Ekrem İmamoğlu var. Makam ve mevki meselesi ruhunda olan bir insan olsaydım ‘bundan sonra ne olacak’ diye sorardım.

Böyle bir hamlenin ucunda millet gönderecek de göndermekten beter ederler.

Bu tür uygulamalarla devlete ve topluma zarar veriyorsunuz. 

Güvenlik sorunu. Bu dil nasıl bir dil. ‘Ortalama 700’ tane sandık görevlisi şimdi 550 terörist. Bilerek 2 defa ‘bunu bizin listesini verin’ diye yazı yolladım. Bir tek cevap alamadık. Ortada ne var? Hafızamızı yitirmeyeceğiz.  Bu nasıl ucuz laf.

“Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kayıtlarının izlenmesi az bir olay mıdır?”

Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit diyorum. Duyun bunu. Bu memleketin bireyleri, milletimiz, halkımız, bunu görelim. Bu ahlak dışı bir iftira. İBB çalışanına terörist diyerek zan altına bırakıyorsun.

Onlardan hukuken yapılanlar sorulmalı. Şov yapmak için emniyet güçlerini kullanarak belediye binasında yaka paça tutuklandı sırf İBB’yi  lekelemek için.

Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kayıtlarının izlenmesi az bir olay mıdır? Ben o zaman her yerde izleniyorum demektir. 

“Kiptaş’a bina yaptırıyorsun, ENSAR’a veriyorsun”

Gassal meselesinde bir gelişme yok. Daha önce Kızılay çalışanı. Fotoğrafın çekildiği zamanı da ispat etti. AK Partili belediyede de çalıştı. Sana oy vermeyen, aynı düşünmeyen herkes terörist. Bu ülkede 200 yıllık demokrasi mücadelesi var. 

Bugünkü kurla 25 milyar liranın üzerinde yolsuzluk dosyası var. 10 tane öğrenci yurdumuz olacak, 5 bin öğrenci kapasitesiyle. Şu dosyanın soruşturmasını başlattım. Baktıkça içim yanıyor. Kiptaş’a bina yaptırıyorsun, ENSAR’a veriyorsun. 6 tane…  Geri alacağız, yurt yapacağız. 

2008’de ENSAR’a 3 bin 600 liraya kiralamış, şu anda 10 bin lira kira ödüyor. Güncel kirasının 200 bin lira olması gerekiyor.

“Böyle bir şey olabilir mi? Ekrem İmamoğlu’na ‘ikinci Erdoğan’ diye isim takacaksın”

Bu işlerin detayına girmeyi kendime yakıştırmam. Kişiliğimi bilen o gazete içinde bekçiden köşe yazarlarına kadar çok insan var. O kurum hakkında bu detaya girmek zül olur. Ama İmamoğlu bir yere zabıta göndermeyle ilişkili bir insan olacak. Herkes  kendi aklıyla karıştırıyor. Kişi, kendinde bildiği şeyi kendisine yakıştırır. Basının yüzde 90’ı benim aleyhimde, kimin kapısına zabıta yollamışım. Böyle bir şey olabilir mi? Ekrem İmamoğlu’na ‘ikinci Erdoğan’ diye isim takacaksın.

Her yere zabıta gidebilir. Benim bir zabıtanın bir yere gidip gelmesiyle ne alakam olabilir. İmamoğlu’nu kiminle karıştırıyorlar. Benim işim o değil. Benim böyle bir derdim yok. 

Polis okulu arazisi haberini yapan Çiğdem Toker orada. Kiptaş’ın genel müdürünü arayıp bilgi ve belgeleri paylaş diyen benim.”