İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmayı değerlendirip değerlendirmeyeceği sorusuna, “Adaylık konusu gündemimde değil” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçen bir yılda kentte tüketici fiyatlarının yüzde 50’nin üzerinde arttığına dikkat çekerek, hayat pahalılığını ülkenin en büyük sorunu olarak niteledi ve belediyenin bunu telafi etmek amaçlı yardımlarının süreceğini söyledi.
Reuters’a verdiği röportajda İmamoğlu, belediyenin sosyal yardımlara devam edeceğini açıkladı.
“İnsanlar kuyruğa girip ekmek almaktan keyif almazlar”
Türkiye’nin resmi istatistik kurumu TÜİK’e ait veriler kasım ayında tüketici fiyatlarının geçen yıla yüzde 21.3 artarak üç yılın en hızlı artışını kaydettiğini gösteriyor olsa da, belediyenin kent sorunlarına çözüm önerileri üretmek amacıyla kurduğu İPA’nın yaptığı araştırma İstanbul’da fiyatların Kasım’da yıllık bazda keskin artış kaydeden kira, gıda ve temel tüketim malzemeleri öncülüğünde yüzde 50.2 arttığına işaret etti.
“Şu anda konuşulması gereken birinci konu aslında… ülkedeki vatandaşın alım gücü, vatandaşın ekonominin altında ezilmesi. Benim şu anda en büyük konum bu” diyen İmamoğlu, gıda ve ulaşımdaki sübvansiyonlardan sosyal yardımlara kadar olan belediyenin destek programlarının devam edeceğini ifade etti.
Belediyenin sübvanse ettiği ekmeği halkın yaşadığı geçim sıkıntısı için bir örnek olarak veren İmamoğlu, günlük ekmek üretimini iki yılda iki katına çıkarmalarına rağmen, fırınlara kıyasla daha ucuza satılan İstanbul Halk Ekmek önündeki sıralara atıfta bulunarak, “Yani yetmiyor aslında. Bu çok net fakirliği gösteriyor. İnsanlar keyif almazlar kuyruğa girip ekmek almaktan… Kuyruğa giriyorsa bir sebebi vardır. Demek ki ayda biriktireceği 100 lira bile o vatandaş için büyük bir para” dedi.
“Aslında bir yönetememe krizinin yansıması”
Ucuz temel gıda kuyruklarını, ekonominin hükümet tarafından yönetilememesinin bir belirtisi olarak niteleyen İmamoğlu, “Şu andaki bu sürecin tek başına bir ekonomik kriz değil aynı zamanda bir siyasal kriz olduğunun altını çizmek isterim. Yani ekonomiden daha ziyade aslında bir yönetememe krizinin yansıması olarak görüyorum” dedi.
“Benim görevim İstanbul’u en iyi şekilde yönetmek”
TL’nin değer kaybı, artan enflasyon ve buna paralel gerileyen alım gücü nedeniyle oluşan geçim sıkıntısı kamuoyu yoklamalarına da yansıdı.
Erdoğan ve MHP’den oluşan ittifakın karşısında Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere muhalefet partileri, ekonomideki zor durum nedeniyle 2023 yılı beklenmeden erken seçimlere gitmek isterken, Erdoğan son aylardaki tüm konuşmalarında erken seçim yapılmayacağının altını çizdi.
Uzmanlar ekonomi toparlanma sürecine girmeden iktidarın seçimlere gitmek istemeyeceğine dikkat çekiyorlar.
Kamuoyu yoklamaları seçmenin ülkedeki en büyük sorun olarak ekonomiyi gördüğüne işaret ederken, bazı anketler Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a olan desteğin zirvelerden gerilediğine, CHP’li Ankara ve İstanbul belediye başkanları ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener‘in Erdoğan’a rakip olabileceğine işaret ediyor.
İmamoğlu, genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmayı değerlendirip değerlendirmeyeceği sorusuna adaylık konusunun gündeminde olmadığını, görevinin İstanbul’u en iyi şekilde yönetmek olduğu, adayın kim olacağına Millet İttifakı’nın karar vereceğini söyledi.
“İlgilendiğim tek şey İstanbul’a hizmet etmek”
“Türkiye’deki değişimin aslında yereldeki başarımızdan sonuçlanacağını bilen birisiyim. Dolayısıyla benim tek ilgilendiğim şey İstanbul’a hizmet etmek” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Şu anda Türkiye’de siyaset üstü bir atmosfer yani bilindik politik kuralların üzerinde bir anlayış (mevcut). Millet İttifakı ve onunla temas içinde olan partilerin ortaya koyacağı uzlaşma Türkiye’nin belki de önümüzdeki on yılını etkileyecek… Günü geldiğinde, en doğru kararın ittifak sürecini yöneten genel başkanlar tarafından verileceğini düşünüyorum”
“Dayanışmaya devam edeceğiz”
İmamoğlu belediyenin, ekmek gibi fiyatı sübvanse edilen ürünlerin yanı sıra vatandaşa gıda, eğitim gibi sosyal yardım ödemelerinin payının göreve geldiği 2019 yılından bu yana hızla arttığını ifade etti.
Belediyenin verdiği bilgiye göre bir önceki yönetim dönemi olan 2017-2018 yıllarında belediye harcamaları içinde yüzde 1.5-2 pay alan sosyal yardım ve sübvansiyonların payı bu yıl yaklaşık 25 milyar lira olan harcamalar içinde yüzde 10-12’ye yükseldi.
Sosyal yardımlar bu tutarın yaklaşık 2 milyar lira tutarındaki kısmını oluştururken, sübvansiyonlarla birlikte tutar 2.5-3 milyar lira seviyesine geliyor.
İmamoğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak ve İstanbul halkı olarak hem dayanışmayla hem de bütçesinden yapabildiği oranda en üst seviyedeki sosyal yardım bütçelerini arttırarak İstanbulluya destek olmaya devam edeceğiz” dedi.