İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB tarihinde ilk kez açılan öğrenci yurtlarını ziyarete devam etti. İmamoğlu, dün, Avcılar’daki 2 kız yurduna yaptığı ziyaretin benzerini, Beyoğlu Örnektepe’deki yerleşkeye de yaptı. İmamoğlu öğrencilerle sohbetinde, “Bir genç kızımızın şehrinden çıkamadığı için, ‘İmkansızlıktan dolayı okuyamadım’ demesini, ben Ekrem İmamoğlu olarak, kendime yediremem, bunu kaldıramam. Onun için böyle somut bir tespitiniz varsa, ona özel olarak eğilebiliriz” dedi.
Öğrencilerle bir araya gelen İmamoğlu, “Yurtlarımızın ilk senesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yurtlarının ilk misafirleri sizlersiniz. Umarım hep böyle güzel anılarınız olsun burada. Ve burayı zenginleştirin, burayı güzelleştirin, buraya katkı sunuyor. Onu çok istiyoruz. Tabii okulunuzda başarılı olmanızı istiyoruz.. Dün anlattım, hayatın içinde de olmanızı istiyoruz. Bu manada özellikle İstanbul’da olmak sizin için büyük bir avantaj. İstanbul’un kendisi bir okul zaten. Yani siz hem okulunuzda bir eğitim alacaksınız ama aynı zamanda yaşadığınız bu kentte hayatınız boyunca size büyük fırsatlar tanıyan, değer katan bir deneyimi de elde etmiş olacaksınız. Bu alanda bu kentin o büyük varlığından maksimum faydalanmanızı istiyoruz” dedi.
Dileyen öğrencileri “İstanbul Gönüllüsü” olmaya davet eden İmamoğlu, dün gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili bilgiler paylaştı. “Bir genç hanımefendi arkadaşımızın sorusu değerliydi” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “O herhalde son sınıftaydı. Öyle söyledi ve okul dışında çalıştığını ifade etti. Bu çalışmayla ilgili, sizlerin de bu anlamda niyeti olabilir. Bu hiç kötü bir şey değil. Üniversitedeyken çalışmak dünyanın en güzel şeyi. Ben de hem okudum hem çalıştım. Kendi ticaretimin yanı sıra farklı işler de yaptım o dönemde. Bu da size ayrı bir değer katacaktır. Ancak hem sizlere uygun hem bizim de gözümüzün arkada kalmayacağı, -tabii yarı zamanlı olacak bu işler sizin için- size denk düşen iş imkanlarını bulmak, sizi onlarla buluşturmak, konuşturmak adına, normalde de vatandaşlarımıza iş bulan Bölgesel İstihdam Ofislerimiz var. Bu ofislerimizin, yurtlarımızla özel bir çalışma yürüterek sizin istediğiniz tabii takdirde, iş arayışlarınıza da yardımcı olacaktır. Aynı zamanda bizim gelecek yıllarda, özellikle yani üniversiteye ilk başlayanlar için söylüyorum. Gelecek yıllarda, sizler gibi yetenekli, üniversite eğitimi alan ya da almış arkadaşlarımıza uyguladığımız yetenek programlarımız oluyor. Orada da kişisel gelişiminize katkı sunmayı çok istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kendisini öğrencilerin arasında çok mutlu hissettiğini vurgulayan İmamoğlu, “Sizlerle bir arada olmaktan, sizinle böyle bir fırsatı yaratan kurumla bir arada olmaktan çok mutluyum. İstanbul’un bu bir eksiğidir. Yani İBB’nin, 1 milyon 200 bin üniversite öğrencisinin olduğu bir kentte, benim tek bir yatak bile yurdumun olmaması iyi bir şey değil; kötü bir şeydi. Ama 600’ü aşan bir yatak sayımız var. İnşallah 1000’i bini aşacağız Gaziosmanpaşa’daki yurdumuzla beraber birkaç ay içinde. Ana hedefimiz böyle hızlıca 5000 hedefine ulaşmak. Bu konuda da hızlı çalışıyoruz. Umarım seneye çok daha büyük sayıda imkanı gençlerimize oluşturacağız” bilgilerini paylaştı.
“Eğer burası olmasaydı ben şu an okuyamıyor olacaktım”
İmamoğlu ile bir araya gelen öğrenciler de görüşlerini ve sorularını İBB Başkanı’na iletme fırsatı buldu. İmamoğlu, Antalya’dan geldiğini söyleyen bir öğrencinin, “Öncelikle teşekkür etmek istiyorum burayı bize açtığınız için. Çünkü eğer burası olmasaydı ben şu an okuyamıyor olacaktım” sözlerine, “Olur mu öyle? Bir şekilde okuturduk seni” şeklinde karşılık verdi. Öğrencilerin Türkiye’nin farklı illerinden geldiğini öğrenen İmamoğlu, “Tolerans, hoşgörü çok önemli. Karşınızdaki insana saygı göstermek, muazzam önemli bir şey. Ve bunu burada tadın, yaşayın. Burada yaşadıklarınız toplumsal barışın da bir güvencesi. Burada yaşadığınız o güzel duyguları, ailelerinizle paylaşın. Birbirinizi anladıkça, ailelerinizle paylaştıkça onlar da aslında bu güzel ülkenin ne kadar güzel gençleri olduğunu hissedecekler. ‘Aslında yok birbirimizden farkımız’ diyecekler” ifadelerini kullandı.
“Hepimiz güzel bir gelecek için mücadele ediyoruz” diyen İmamoğlu, “Herkes çocukları çok başarılı olsun istiyor ve onun çabası içerisindeyiz. Buraya her biriniz kendi kurallarınız doğrultusunda girdiniz. Bakın hiç kimsenin torpili yok burada; hiç kimsenin. Bu, çok değerli bir şey ve biz, bunu istiyoruz. Yani biz istiyoruz ki, artık bu ülkede liyakatin, çok çalışan, daha çok üreten çok centilmence bir mücadeleden bahsediyoruz. Yani hak, hukuk ve adalet, o eşitlik duygusunun her kurumda, her ortamda varlığını hissettirmek istiyoruz. Bu manada gerçekten size baktığımda, aslında adalet işlediğinde ne güzel işte bakın burada aslında bir Türkiye fotoğrafı var. Çok zevkli, çok keyifli bir fotoğraf bu. Tadını çıkarın. Ben çıkarıyorum şu an. Ciddi anlamda size baktıkça onu hissediyorum ve tadını çıkarıyorum. Lütfen siz de çıkartın” diye konuştu.
İmamoğlu’nun, İstanbul Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi öğrencisi olduğunu belirten Rizeli öğrenciye verdiği, “Şu siyaseti de bilim yaptınız ya helal olsun” yanıtı, renkli anların yaşanmasına neden oldu. İmamoğlu-öğrenci buluşmasına Rizeli öğrencinin şu sözleri damga vurdu:
“Bölümümden de kaynaklı olarak sizin burada bize sağladığınız destek, çok kıymetli gerçekten. Ben geldiğimde, elbette ki çok güzel bir yere geleceğime inanıyordum. Ama bu kadar donanımlı, bu kadar fazla şeye ulaşabileceğimiz bir yere gelebileceğimi tahmin edemiyordum. Çok mutlu oldum. Arkadaşlarımla da paylaştım. Ama beni üzen şey şu ki; ben bu imkanı sayenizde elde ettim. Çok da mutluyum, çok teşekkür ederim. Ama bunu elde edemeyen bir sürü arkadaşım var. Yani şu an hala Rize’den gelemeyen, başka şehirlerden gelemeyen bir sürü arkadaşım var. Sizin tabii ki elinizden geleni yaptığımıza inanıyorum ama arkadaşlarımızın kalacak yeri yok. Ve ben hani bunu düşündükçe çok rahatsızlık duyuyorum. O yüzden bunu belirtmek istiyorum. İkinci olarak da sizin de az önce söylediğiniz gibi, bu ülkede adil, eşit, liyakatli bir şekilde bir şeylerin yürüdüğüne ve yürütülebileceğine bizi inandırdığınız için de çok teşekkür ediyorum. Umarım hiçbir zaman bizi bundan inandırmaktan vazgeçmezsiniz.”
“Ben Ekrem İmamoğlu olarak, kendimi yediremem, bunu kaldıramam”
İmamoğlu da öğrenciye, “İnşallah. Sevgili hemşehrim; -hemşehri derken Karadenizlilikten değil, bak İstanbullu olduk artık- şimdi bunu dert etmen çok güzel bir şey. Biz tabii burada durmayacağız, buna çalışacağız. Ama şunu söyleyeyim: Benim içim yanar; eğer gerçekten her şeye rağmen elindeki bütün imkanı kullanmış ama okuyamıyorsa, hele hele bir kız öğrencimiz okuyamıyorsa ve bunu biliyorsanız, bizimle paylaşın, biz başka şeyler yapmaya çalışalım. ‘Ne yapabiliriz’ diye uğraşalım. Çünkü bir genç kızımızın şehrinden çıkamadığı için, ‘İmkansızlıktan dolayı okuyamadım’ demesini, ben Ekrem İmamoğlu olarak, kendimi yediremem, bunu kaldıramam. Onun için böyle somut bir tespitiniz varsa, ona özel olarak eğilebiliriz. Onu da yurt müdürümüzle paylaşın. İşte arkadaşlarımız var, biz varız, başka kurumlarımız var sosyal hizmet sağlayan, özel olarak ilgilenelim olur mu” şeklinde karşılık verdi.