Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz: “Türkiye taraf olmamalı”

cem gürdeniz

Montrö Sözleşmesi ile ilgili bildiri yayımladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 103 emekli amiralin davasında dün ifade veren emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Rusya-Ukrayna krizine ilişkin değerlendirmelerini aktardı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik “Özel Askeri Harekat” başlatmasının genel bir savaş durumu olmaması bakımından Türkiye için önemli olduğunu ifade etti. “Genel savaş durumu olsaydı o zaman Türkiye’yi zorlayabilir, Montrö açısından. 19’uncu maddeye dayanarak savaşan ülkeler durumuna getirebilir” diyen Gürdeniz, “Bu tuzağa düşmemeli Türkiye ve taraf olmamalı” dedi.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Gürdeniz, “Anton Çehov’un meşhur bir lafı vardır: ‘İlk bölümde duvarda asılı bir tüfek olduğunu söylüyorsanız, ikinci ya da üçüncü bölümde o tüfek patlamalıdır.’ Rusya, 150 bin kişiyi yığdıysa mutlaka sonuç almak için yığmıştır. Bunu önce yığınakla yaptı ve böylece istediği jeopolitik güvenlik garantilerini elde edebileceğini düşündü. ABD ve AB ise ‘Hayır’ dedi. Rusya ne yaptı? Çehov’un duvardaki silahını kullandı” ifadelerini kullandı.

“Bu tuzağa düşmemeli Türkiye ve taraf olmamalı”

Rusya’nın Donbas’ı emniyete aldıktan sonra aynı Abhazya, Osetya ve Kırım gibi kendisine bağlayacağını söyleyen Cem Gürdeniz, şöyle devam etti:

“Ukrayna’nın NATO üyeliği perspektifinden Batı’dan aldığı, Rusya ve Donbas’ı tehdit eden desteğini, donanımını, silah sistemlerini etkisiz hale getirecek. ‘Özel Askeri Harekat’ dedi Putin. Yani genel savaş durumu değil. Bu bizim için önemli. Genel savaş durumu olsaydı o zaman Türkiye’yi zorlayabilir, Montrö açısından. 19’uncu maddeye dayanarak savaşan ülkeler durumuna getirebilir. Bu tuzağa düşmemeli Türkiye ve taraf olmamalı. 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye’ye tarafsızlık uygulamıştı.”

Cem Gürdeniz tespitlerine şöyle devam etti:

“Batı medyasına baktığınız zaman… ‘Topyekun savaş, istila’ diyor. Rusya ise ‘Donbas Bölgesiyle sınırlı kalacağız. Ukrayna işgalini düşünmüyorum’ açıklaması yaptı. Rusya açısından jeopolitik bir savunma durumu var.”

“2004’te Baltık’ı kaybetti. Eğer Ukrayna’yı da kaybederse, Ukrayna NATO üyesi olursa Karadeniz’i kaybedecek. Bütün denizlerle olan bağı gidecek. Hep diyorum: Denizle kıtanın savaşı bu! Rusya bir güvenlik devletidir. Jeopolitik algılarla ve güdülerle hareket ediyor. Putin’in konuşmasını dinlediniz. ABD daha yeni açıklama yaptı ve asker göndermeyeceğini söyledi. Ama devamlı Ukrayna’yı kışkırttılar. Çünkü kenar kuşakta çok kıymetli bir ülke. Denizden koparacak bir ülke. Ukrayna’nın NATO üyesi olmak demek Karadeniz’in bir anlamda NATO gölü olması demek. Bunu önlemeye çalışıyor Rusya.”

“(Soğuk Savaş’tan sonra yeniden çok kutuplu bir dünya mı karşımızda?) 21 Şubat günü Putin, Donbas’ı tanıdığında bir sosyal medya paylaşımı yaptım: 21’inci yüzyılda çok kutuplu düzen bugün başlamıştır. Bitti. Bundan geriye dönüş yok. Rusya, silah gücüne, kısmen doğalgaz gücüne ama en önemlisi Çin’le olan işbirliğine güveniyor. Çin lideri Şi’yle görüştü ve güvence aldı. Daha önce ortak deniz tatbikatı yaptılar. Yeni dünya düzeni başladı. Batı’nın derdi de NATO’daki çatlağı önlemekti. Büyük bir tehdide ihtiyaç vardı. Esasında NATO da bu tehdidi kullanarak (CNN devamlı ‘istila’ diyor) bağlılığı çoğaltmak ve tekrar toparlanmayı sağlamak… Gorbaçov ne demişti soğuk savaş bittiğinde: ‘Size en büyük kötülüğü yapıyoruz. Tehditten mahrum bırakıyoruz.’ Şimdi tehdit yeniden doğuyor. Bu NATO’yu bir araya getirir mi? Bence zor! Herkes bu olayın Rusya’nın jeopolitik bir manevrası olduğunu, kuşatılmaya karşı bir reaksiyon olduğunu görüyor. Putin’in belirlediği hedefler belli.” Türkiye’nin tavrının ne olması gerektiğini de şöyle anlattı Gürdeniz Paşa: “Montrö şu an Türkiye’nin tarafsızlığının can simidi. 2. Dünya Savaşı’nda da tarafsız tutan Montrö’ydü, bugün de öyle. Her maddesine sarılmak ve korumak zorunda. Türkiye’ye çok büyük baskılar gelecek. Utanmaz general var, Türkiye’ye ayar vermeye çalışan. ABD ordusunun eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı emekli General Ben Hodges, (Montrö’yü ihlal ettiriyorsunuz) demişti. Bunun gibi baskılar gelecektir. Türk Dışişleri ve hükümeti buna direnmelidir.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.