Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Emin Şirin, altılı masaya, “Anlaşılan hâlâ seçim tarihi belli olduktan sonra cumhurbaşkanı adayını açıklayacakları pozisyonda duruyorlar. Mutabık olmadığımız konu bu. Cumhurbaşkanı adayı artık açıklanmalı” eleştirisi getirdi.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan’a konuşan Şirin, “sebebini açıklayayım” diyerek şunları kaydetti:
“Evvela bu altılı masa sanki bir ittifaktan çok daha ileriye geçmiş, sanki altı partinin kuracağı bir koalisyon görüntüsü vermeye başladı. Müştereken karar verecekleri çerçevenin dışına çıkmayacak bir cumhurbaşkanı adayı arıyorlar.”
Eski AK Partili vekil Şirin ardından şu soruları gündeme getirdi:
“Cumhurbaşkanı adayının kampanyasını kim finanse edecek?.. Bunun finansmanı nasıl sağlanacak?.. Kampanyayı yapacak şirketi, kim veya kimler seçecek?.. Kampanyada kullanılacak fikir, tema ve sloganlar için kimden onay alınacak?.. Bu konularda cumhurbaşkanı adayı mı yetkili olacak yoksa her şeyi altılı masaya mı soracak?”
“Kendisine sorulan sorulara yetkili olarak mı cevap verecek, yoksa ‘bunlar altılı masanın işi’ mi diyecek?”
“Bu yapısal problemlerden sonra siyasi meseleler var” diyen şirin, şöyle devam etti:
“Mesela, cumhurbaşkanı adayına, ‘Ekonomi politikanız ne olacak’ diye sorulduğunda kendi ekonomi politikasını mı anlatacak yoksa ‘benim ekonomi politikam yok, ekonomiyi altılı masa idare edecek’ diye mi cevap verecek? Keza, güvenlik sorunları, dış politika konularında kendisine soru yöneltildiğinde yetkili bir şekilde cevap mı verecek yoksa ‘bunlar altılı masanın işi’ mi diyecek?”
“Yetkisiz görüntülü bir cumhurbaşkanı adayının, Erdoğan karşısında şansı olmaz”
“Buna benzer birçok soru var” diyen Şirin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yetkisiz görüntülü bir cumhurbaşkanı adayının da Tayyip Erdoğan karşısında şansının olmayacağını herhalde 6 partinin genel başkanları görüyordur. Yetkisiz görüntülü, her şeyi ‘altılı masaya sorayım’ diyen cumhurbaşkanı adayının doğru dürüst bir kampanya yapamayacağı gibi sandıkta Tayyip Erdoğan’ın karşısında şansının olmayacağı ortada.
Bu problemlerin yanı sıra, cumhurbaşkanı adayı ortaya çıktıktan sonra partilerin içinde milletvekilleri liste çekişmeleri ve pazarlıkları başlayacak. Bu pazarlıklar devam ederken 6 partinin 6 ayrı teşkilatı masanın çatı adayı için çalışacaklar mı çalışmayacaklar mı? Nasıl motive edilecekler?
Özetle; altılı masa seçimi kazandıkları takdirde uygulayacakları bazı soyut kavramlar üzerinde bir mutabakat sağladı. Ancak seçim kazanmak için seçimden sonra yapmaları gereken konular çerçevesinde sadece seçim ve sandık güvenliği konusunda bir komisyon kuruldu. Bu komisyon muhakkak ki çalışıyordur. Ancak, çalışmalarının somut neticelerini henüz seçmenle paylaşmadılar.
Seçimi kazanmak ve iddialı olabilmek için bu komisyonun haricinde yukarıda bir kısmını sıraladığım soruların somut cevaplarının karara bağlanması lazım. Bu çalışma için 60 gün veya 90 gün yetmez. Yılbaşına kalmadan bu ve buna benzer soruların cevaplarıyla beraber süratle karar verip adaylarını artık açıklamaları lazım. Bu söylediklerim cumhurbaşkanı seçimi ile alakalı. Ancak cumhurbaşkanlığı kadar hatta daha önemli olan konu; TBMM’de kazanılacak sandalye sayısı. Artık anlaşılıyor ki, seçimlere yeni seçim kanunu ile gideceğiz. Bu çerçevede muhalefet partilerinin –altılı masanın dışındakiler dahil olmak üzere- tamamının en fazla sandalyeyi nasıl alabileceklerini, seçim sosyolojisini de dikkate alarak bir karara bağlamaları lazım. Bu söylediklerimizi mutlaka kendileri de düşünüyorlardır. İnşallah geç kalmazlar.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın