Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2022-2023 Adli Yıl Açılışı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını siyasi olmakla eleştirerek, “AİHM kararlarında adil değildir, siyasidir. Konu Türkiye olunca siyasi karar verir ama öbür tarafta Fransa, Almanya olunca orada da maalesef ters kararlar verir” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını siyasi olmakla suçlayan Erdoğan, “AİHM kararlarında adil değildir, siyasidir. Konu Türkiye olunca siyasi karar verir ama öbür tarafta Fransa, Almanya olunca orada da maalesef ters kararlar verir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Geçen sene adli yılla birlikte açılış gerçekleştirdiğimiz Yargıtay binamızın hayırlı olmasını diliyorum. Milletimizin bu topraklardaki 1000 yıllık varlığının ebediyen süreceğinin mührü olan eserleri ülkemize kazandıranlara teşekkür ediyorum.
Anayasamızdaki hukuk devleti ifadesi tarihi kökenleri olan önemli bir vurgudur. Ülkemizin hukuk devleti vasfını güçlendirmek için önemli reformlara imza attık. Türkiye, Anayasa’da da belirtildiği şekilde, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
‘Yeni anayasa çalışmasını tekrar başlatabileceğimizi ümit ediyoruz’
Geride bıraktığımız 20 yılda ülkemizin hukuk devleti vasfını güçlendirmek için önemli reformlara imza attık. Reformlarımızın en önemli unsurlarını insan hak ve hürriyetleri kadın ve çocuk hakları adalet sistemimizin geliştirmesi gibi başlıklar oluşturmuştur. Ülkemizdeki anayasaların neredeyse tamamının olağanüstü dönemlerin ürünü olması eskiden beri dile getirdiğimiz bir sıkıntıdır. Hali hazırdaki anayasamız da 1980 Darbesi’nin ardından hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar 1982 Anayasası’nda hem bizden önceki hükümetler hem biz çok sayıda köklü değişiklikler yapsak da elimizdeki malzemenin darbe ürünü olduğu gerçeğinden kurtulamıyoruz.
Geçtiğimiz yıl bir kez daha siyasi partilere ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturma çağrısında bulunduk. Bu çabamızda diğer siyasi partilerle uzlaşı sağlayamadığımız için sonuç alamadık, buna rağmen gayretlerimizi sürdürdük. Hukukun üstünlüğünü esas alan, sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasayı ülkemize henüz kazandıramadık. Ama umudumuzu da kaybetmedik inşallah siyasetin iklimi böyle bir adıma uygun hale geldiğinde yeni anayasa çalışmasını tekrar başlatabileceğimizi ümit ediyoruz.
Mevcut anayasamızda geçen 40 yıl içinde yapılan değişiklikleri de öneli görüyoruz. kendi hükümetlerimiz döneminde hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda yapılan reform mahiyetindeki düzenlemelerden bazılarını hatırlatmak istiyorum. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmaları iç hukukumuzun bir parçası haline getirdik. İdarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemek için Kamu Denetçiliği Kurumu’nu kurduk, Bilgi edinmeyi, anayasal birer hak olarak düzenleyerek güvence altına aldık. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu oluşturarak insan haklarının daha etkin korunmasını sağladık .Sivil-askeri yargı ayrımını ortadan kaldırarak yargıda birliği temin ve tesis ettik. HSK’nın hem çoğulcu kaynaktan seçilmesini hem de üyelerinin önemli bir bölümünün meclis tarafından belirlenmesini sağlayarak kurumun demografik meşruiyetini artırdık. İkinci derece yargılama yapan istinafı ülkemize kazandırdık.
‘Adalet sisteminde iyileştirme yapacağız’
Önümüzdeki dönem adalet sisteminde iyileştirme yapacağız. Gündemimizin başında avukatların sorunlarının çözümü var. Avukatlık Kanununu yenilemek istiyoruz.
Birileri, ülkemizin adalet sistemini, suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için uğraşıyor. Böyle bir rezilliğe asla izin vermeyeceğiz. AİHM kararlarında adil değildir, siyasidir.”