Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı TRT ortak yayınında, “Ekonomik olarak battık diyenler var ya; Oradan arabalar, TIR’lar geçemeye devam ediyor. Herkesin altında arabası var.” dedi ve ekledi: “2023 seçimlerini de galip çıktığımız seçimlerden daha önemli görüyoruz. Rakip olmayınca kendimizle yarışıyoruz. AK Parti’nin kazanması Türkiye’nin kazanmasıdır…”
Çankaya Köşkü’nde düzenlenen özel yayında, Canan Yener Reçber’in moderatörlüğünde Gazeteciler Hale Kaplan, Nuriye Çakmak Çelik, Okan Müderrisoğlu ve Mehmet Acet’in sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Odessa saldırısı ve tahıl sevkiyatı
“Aralıksız yoğun temas ve müzakere yürüttük. Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracına yönelik mütabakatın İstanbul’da imzalanmasını sağladık. Vahim boyutlara ulaşmakta olan gıda krizinin etkileri hafiflemeye başlayacak. Özellikle en az gelişmiş ülkelerin üzerindeki baskı azalacak, kıtlıklar önlenecek.
Bizim de memnuniyetle karşıladığımız hususlar. Planın oparasyonel boyutu İstanbul’dan organize edilecek. Ukrayna’ya giden ve oradan gelen gemilerin emniyetli seyrine birlikte yön verilecek. Yürütülen görüşmeler hassas bir şekilde devam etti.
Maalesef Odessa saldırısını arzu etmezdik ama oldu. Herkesten attığı imzaları, üstlendikleri sorumluluklara göre hareket etmelerini istiyoruz. Yoğun bir şekilde trafiği artırdık. Böyle bir şeyin olması bizi üzüyor. Buradaki başarısızlık hepimizin aleyhine olacaktır. Biz anlaşmayı hayata geçirmeye kararlıyız.
Savaşın başından beri önceliğimiz ateşkesin ardından sürdürülebilir barışın sağlanması. Umarım bunu da başarırız.
“İsveç ve Finlandiya bizden taviz beklemesin”
Her şeyden önce, PKK, PYG, YPG ile FETÖ’ye destek verilmeyeceğini, kırmızı çizgimiz olduğunu hatırlattık. Zirve bildirisinde de bu taahhüt ve teyit edildi, taviz verilmesini kimse bizden beklemesin dedik. NATO kayıtlarına bu terör örgütlerinin girmiş olması, Madrid zirvesinin en başarılı yanıdır.
Uluslararası en önemli konumda bulunan NATO’da bu terör örgütleri yer almamıştı. Somut beklentilerimiz var. İsveç’in caddelerinde polis korumasında bunlar gösteri yapıyor, kendi paçavraları ellerinde, sözde liderlerinin posterleriyle… Ancak İsveç vatandaşının sağ duyusu da ortada. Erdoğan istiyorsa, bunların verilmesi lazım diyor. Aklı selimin gereği de bu.
Oradaki iltisaklı yapıların da kapatılması gerekiyor. Bunları da istedik, soruşturma, iade… Bunlara karışanlardan, eğer sermaye, para noktasında imkanı olanlar varsa bunlara da el konulması ve iade edilmesi bizden de isteniyor. Orada da mal varlığı dondurma taleplerimize de cevap bekliyoruz. Dışişleri ve ilgili kurumlar bunun takibini yapıyor ve bundan taviz yok.
“NATO’ya giriş öyle hızlı olmuyor. Süreç işliyor. Madrid’deki bir davettir”
Teröre desteğin sonlandırılması için atılan adımların muhasebesi ortaya konulacak. Türkiye’den kesinlikle bu konuda bir taviz beklenmesin. Gittik oraya geldik, teröristler gösteri yapıyor İsveç’te. Yani somut adım atmaktan şu anda çok uzakta görünüyorlar. Terör örgütü uzantılarını ülkemiz aleyhine faaliyette bulunmakta alıkoymadıkları sürece bizden olumlu yanıt beklemesinler.
NATO’ya giriş öyle hızlı olmuyor. Süreç işliyor. Madrid’deki bir davettir. Onama değildir. Neticesini de bu eylemler belirleyecek. Caddelerinizde teröristleri yürütürseniz. Biz de olanları takip ediyoruz. Sadece İsveç ve Finlandiya değil, Almanya, Fransa da diğer İskandinav ülkeleri de böyle.
İran ve Rusya ile Suriye hakkında
Astana formatında 7. üçlü zirveyi İran’da gerçekleştirdik, ikili ilişkilerimizi ele aldık. Görüşmelerde ikili ticaret hacmimizi 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Şu anda Covid ile düştü. Şu anda 7,5 milyar dolar. Bu yakışmıyor. Bunu süratle yeniden oraya çıkarmamız lazım. Bu işi halletmek için avantajlarımız var, oradan petrol, doğalgaz alıyoruz. Bunu artırmamız halinde bu rakamı yakalarız.
Bu yılın ilk yarsında 8 milyar doları yakaladık. Bunu yıl sonuna kadar katlayabiliriz. Aramızdaki görüşme samimi geçti, bu adımı atmamız lazım dedik. 8 anlaşmayı da imzalamak suretiyle tamamlamış olduk. Sayın Putin ile olan görüşmemiz çok daha farklı geçti. Şu anda Putin-Zelenski olayında biz çok önemli bir rol oynuyoruz. Kimseye düşman olarak bakmıyoruz. Bakışımızla her iki tarafın da samimi yaklaşımını getiriyor.
Savaşın yarattığı koşullar ve aramızda bazı konularda anlaşmazlıklar var. S-400 konusunda dünyanın bakışını paylaşmadık, inandığımız neyse onu yaptık. Rusya ile karşılıklı çıkarlar ile ilişkimizi sürdürdük. Sayın Putin ile Suriye olayını istişare ettik. Siyasi çözüm açısından çok önemli görüyorum. Bir numaralı konu terörle mücadeleydi. Suriye, terör örgütlerinin yuvası olmuş durumda. Fırat’ın batısı ve doğusunda PKK, YPG, sivillere ve ülkemize yönelik saldırılarına devam ediyor. Zirve sırasında Putin ve Reisi’ye anlattım.
Yunanistan ve Miçotakis hakkında
Miçotakis’e gel bir yemek yiyelim dedim. Vahdettin Köşkü’nde yedik. aramızda üçüncü ülkeyi ve kişileri sokmayalım dedim. Biz ne yapacaksak direkt hat kurarak görüşelim dedim. Aradan geçti 3 hafta, bir ABD seyahati. Kongre’de bizi imada bulunarak maalesef aleyhimizde bir çok şey söyledi. Davos’ta da benzer şeyler yaptı.
Yahu biz Türkiye’yiz ya. Bir kabile devleti devleti değiliz. Ondan sonra Türkiye bize şöyle yaptı böyle yaptı diyorsun.
Türkiye’ye karşı olumsuz bir adım attığın zaman halkıma benim anlatacağım güçlü malzemem olması lazım. Efes tatbikatı bunları çıldırttı. Bunlar da sonra bazı tatbikatlar yaptılar. Bundan sonra Miçotakis ile görüşmem söz konusu değil. Yunanistan’ın dürüst olmayan tutumuna son vermesi gerektiği kararı aldık.
Yunanistan’da 9 adet Amerikan üstü var. Bunları Adalar’a yerleştirme düşünceleri var. Uçak almamızı istemiyorlar, Türkiye’ye vermeyin diyorlar. Verirler ya da vermezler, hiç önemli değil. Yunanistan bizim uçak almamızı engellemeye çalışıyor. Biz duruşumuzla konumumuzu koruyoruz. F-16 satışında Yunanistan’ın şartı Türkiye için geçerli değil. Olacak iş de değil.
Bir yıldır gerçekleştirdiğimiz görüşmelerle Suudi Arabistan ve BAE ile önemli adımlar attık. Müteahhitlerimizi ülkelerindeki projelerde görev almaya davet ediyoruz. Türk ürünlerine yönelik boykotların da kalktığını müşahede ediyoruz. İsrail’le de olumlu temaslar neticesinde 15 yıl sonra İsrail’le devlet başkanı düzeyinde ziyaret gerçekleşti.
Ermenistan ile ilişkiler
Başbakan Paşinyan’la her iki ülkenin dini bayramları kapsamında karşılıklı tebriğimizi ilettiğimiz bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Tabi normalleşme sürecini de konuştuk. Bizim baştan itibaren kırmızı çizgimiz Azerbaycan’dı. Artık söylemin ötesinde somut adımlar atmasını bekliyoruz. Normalleşme sürecinde biz ciddiyiz, kararlıyız. Tam normalleşmeyi de hedefliyoruz. Türkiye’de bugün 100 binin üzerinde Ermeniler var. Azerbaycan’la eşgüdüm içinde Ermenistan’la olan yaklaşımı geliştiriyoruz.
Bu, PKK/YPG-PYD bunların alışılmış terör eylemlerinin bir benzeri. Buna biz yabancı değiliz. Tüm Amerikalılara, aynı şekilde Rusya tarafına, “Bakın bu durum böyle, oyuna gelmeyelim” dedik. Aynı şekilde bunu Iraklı dostlarımıza da ilettik. “Yaptığınız açıklamalara dikkat edin. Biz dostumuzla böyle bir duruma girmeyiz” dedik. Dert, Irak ve Türkiye arasındaki olumlu ilişkileri bozmak.
“Tahran’da da ABD’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesi üzerinde durdum”
Konya’da yapılacak olan İslam Oyunları’na Irak’ın katılmaması konusunda açıklama yapmışlar. Üzüldüm. Irak böyle bir adımı atmamalı. Arkadaşlarımıza da söyledim Görüşün. Bu açıklamayı geri çeksinler. Bu arada Irak’ta hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Irak’ın doğusu hala sıkıntıda. ABD’nin maalesef burada ciddi, olumsuz yaklaşımları var. Madrid’deki görüşmelerde de bunu söylediğim gibi, Tahran’da da ABD’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesi üzerinde durdum. Binlerce TIR silah, mühimmat, araç gereci ABD buraya yığdı, hala da yığmaya devam ediyor. Biz bunu Trump’a söylemiştik, aynı şekilde Biden’a da söyledik. Ama hala olumlu bir adım atılmış değil. Bize dokunmayana biz zaten dokunmayız.
“Enflasyonda Şubat- Mart itibarıyla düşüşü görürüz”
Suriye’nin kuzeyinde 250 bin briket ev yapmayı planlıyoruz. AFAD’ımızla beraber yapıyoruz. Şu ana kadar 100 bine yakın konutu bitirdik. Yeni bir çalışmaya girdik. zemin artı bir iki katlı evler yapacağız. Kendi istekleriyle bu dönüşleri artıralım diyoruz. Bunu başarırsak bu sayı 1 milyonu bulur. Uluslararası destek şu ana kadar yok. Ama onlara sorarsan var.
Bir gece ansızın dediğimiz konu bu zaten. İstihbarat kendine has yöntemle nokta atışlarla bunların işini bitiriyor. Bundan sonra da başarılı operasyonlarını istihbarat örgütümüz devam edecek.
Hayat pahalılığının yükünü azaltmak için adımlar atıyoruz. Toplamda 1,8 milyon hesap açıldı. Kur Korumalı Mevduat’a vatandaşımızın ilgisi yüksek oldu. Son haftalarda petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, ulaştırma konusunda ve diğer konularda dolaylı etkilemeyi sürdürecek. Enflasyonda Şubat- Mart itibarıyla düşüşü görürüz. Bu hafta sonu Ordu’da fındık fiyatlarını açıklayacağız.
KYK faizlerinin silinmesi
Üniversite harcını Bay Kemal mi söyledi de kaldırdık. Bursları da biz artırdık. Kredi noktasında da üç ayağı var. Kredi alıyorsan bu krediyi anında ödemen diye bir şey yok. Sigortalı bir işe gireceksin 2 yıl içinde de ödemeye başlayacaksın. Faiz yok. Ne faiz ne enflasyon sadece ana para ödenecek. Biz öğrencilerimizi kesinlikle muhalefetin bu saçma sapan açıklamalarına ezdirmeyiz.
“Ekonomik olarak battık diyenler var ya; köprülerden arabalar, tırlar geçemeye devam ediyor; herkesin altında arabası var”
Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken denizden motorla geldiler eylem yaptılar ama biz kararlıydık yaptık. Aslında bu da bir şeyi gösteriyor. Ekonomik olarak battık diyenler var ya; Oradan arabalar, TIR’lar geçemeye devam ediyor. Herkesin altında arabası var.
Bay Kemal yap-işlet-devret nedir daha öğrenemedi. Bize soruyor hala? 18 Mart köprüsü ne oldu. 2-5 milyar avroya yapıldı. Kore ile yapıldı. Dünyada en uzun açıklığa sahip böyle bir köprü. Biz eskiden ne çileler çekerdik. Lapseki’den geçmek için gece boyu arabada beklerdik. Şimdi 6 dakikada geçiyorsun. Bu köprü şimdi boynumuzda altın kolye. Orayı kullananlar bize dua ediyorlar.
Şanlıurfa Adıyaman arasında Nisipi köprüsü var. Biz olmasak böyle bir köprü söz konusu değildi. Beyefendi İzmir milletvekili ya. İstanbul’dan İzmir’e şimdi 3 saatte ulaşabiliyorsun. Köprüllerin yanında bir de tüneller. Bütün bunlar medeni olmanın kalkınmanın dünya standartları olmanın ötesinde bir yapının özellikleridir.
Bütün bunlar medeni olmanın kalkınmanın ötesinde dünya standartların aşmanın göstergesidir. 14 büyükşehiriniz var. Şu anda su parasını artırmak suretiyle işi çözmeye gayret ediyorsunuz. Büyükşehirlere devlet olarak verdiğimiz para ciddi manada artmış oldu.
2023 seçimleri
AK Parti olarak öncelikle girdiğimiz her seçimi bir öncekinden önemli gördük. 2023 seçimlerini de galip çıktığımız seçimlerden daha önemli görüyoruz. Rakip olmayınca kendimizle yarışıyoruz. AK Parti’nin kazanması Türkiye’nin kazanmasıdır.
Altılı masa
Cumhur İttifakı olarak kendimizden sorumluyuz. Bizim partilerimizin arasında bir sorun söz konusu değil. Adayımız belli. Aşk ile koşan yorulmaz dedik. 2023 seçimlerinde 20 yılı aşan bir tecrübeyle milletimizin karşısına çıkıyoruz. Millet, zillet ne derseniz deyin adına. Bu ittifak ne aday çıkarır bizi ilgilendirmiyor. Biz kendimize bakarız. Masanın altında farklı, masanın üstünde farklı olaylar dönüyor. Kemal Bey, İstanbul’a belediye başkanı adayı olmuştu. Kağıthane’ye ‘kağıttepe’ dedi. Ankara’da da nüfus cüzdanını mı ne kaybetmişti oyunu kullanamamıştı. Masadakilerin işi gücü yalan dolan, fitne bölücülük. Ve ortak noktaları siyasetçilik oynamaktan zevk almaları. Terör örgütünün savunucu olmaları.
“Onlara bakanlık başbakanlık verildi, onlar bunun kadir kıymetini bilemedi”
Okan Müderrisoğlu’nun, “Bazen içiniz cız ediyor mu; bir tarafta Saadet Partisi var milli görüşe sahip çıkıyor bir tarafta sizinle bir dönem yol yürüyen önemli makamlara gelenler var ayrı partiler kurdular. Geriye dönüp bakınca onlar için ya da bu süreç için bir tanımınız değerlendirmeniz oluyor mu?” sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
“O tür bir değerlendirmeyi zul addederim. Onu, onların düşünmesi lazım. Onlar nasıl bir ihanetin içerisinde olduklarını kendilerinin düşünmesi lazım. Onlar o makamlara kendi layık oldukları için gelmediler, o makamlara getirildiler. Eğer onlara bakanlık, başbakanlık verildiyse; onlara bir irade o makamları verdi. Ama onlar bunun kadir kıymetini bilemedi, ha keza diğeri de aynı…”